Ahmet Saltık

Sağlık bakanının öfke patlaması!

19 Aralık 2024 Perşembe

AKP’nin Sağlık Bakanı Prof. Kemal Memişoğlu, 12 Aralık 2024 günü TBMM’de bakanlığının bütçesi hakkında konuştu. Göreve başladığı 2 Temmuz 2024’ten bu yana 5.5 ay süre geçti. Ekim 2016’da İstanbul sağlık müdürü olarak dönemin bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu tarafından atanmıştı, sekiz yıl gibi oldukça uzun süre bu kritik görevi yürüttü. Hekimlikte ve sağlık hizmetlerinin yönetiminde epey deneyimli. Kendisini İstanbul sağlık müdürü görevine atayan Dr. Müezzinoğlu, yenidoğan çetesi davasında, sahibi olduğu hastane ile kovuşturma kapsamında (Özel Avcılar Hospital). Bu dava, bebeklerin gereksiz yere yoğun bakıma alınarak haksız kazanç elde edilmesi ve ağır ihmaller sonucu ölümlerine neden olunması savlarına dayanmakta. Bakanlık, bu hastanenin de çalışma iznini iptal etti ve kayyum atadı. Anılan hastanenin başhekimi F.R. Yıldız, eski İstanbul il sağlık müdür yardımcısıydı. Eski sağlık bakanının hastanesinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) usulsüz işlemlerle zarara uğrattığı da suçlamalar arasında. Müezzinoğlu, hastanesinin bu olaya karışmasından üzüntü duyduğunu açıkladı ve en büyük hatasının bu çeteyle sözleşme imzalamak olduğunu belirtti. Ülkemiz tarihinin en büyük sağlık skandallarından biri olan bu davada, 47 sanığın 29’u tutuklu, 4’ü kaçak! Savcının iddianamesi 1399 sayfa. Kamu avukatları duruşmalarda, sistemi sorgulayan sorular sormadı ne yazık ki. Ara kararın ardından 13 Ocak 2025’te yargılama sürdürülecek. Öyle anlaşılıyor ki Bakan Memişoğlu’nun sinirleri çok gergin, postu deldirme riski var! Hayat memat sorunu ile yüz yüze. 

Aralık başında aile hekimleri beş gün iş bıraktılar. Sorunu önceki yazımızda işlemiştik: Aile hekimleri ne istiyor? (05 Aralık 2024, Cumhuriyet). Bakan Memişoğlu hiçbir uzlaşma adımı atmadı, binlerce aile hekimi yeni eylemler yapacak haklı olarak. Bu arada, bakanlığın 2025 bütçesini hazırlamak da vardı. Sıhhiye’de 100 yıla yakın zamandır yerleşik Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün, bakanlığın Bilkent’teki kiralık binasının bir katına tıkıştırılması da. Atatürk’ün armağanı Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Okulu ve Enstitüsü’nün 2011’de kapatılmasının ardından, tarihsel binalar ve kent merkezindeki çok değerli arazi nasıl kullanılacak acaba? Görüldüğü gibi Bakan Memişoğlu’nun baş ağrıları hiç de az değil. Hekim göçü hızla sürüyor, sağlıkta şiddet dinmiyor, ağır iş yükü sağlık emekçilerini tüketiyor, iş güvencesi yok, performans baskısı bunaltıyor, ücretler yetersiz ve emekliliğe yansıma oranı açıkça yoksullaştırıcı düzeyde. Ortalama yüzde 35’ler gibi. Bu kabul edilemez çok düşük orana, önceki yazımızda da vurgu yaptık; AKP=RTE yüzde 70’lerden kurgulu olarak düşürdü! Halkın sağlık hizmeti gereksinimi kurulu yapı ile karşılanamıyor. Diyelim bir MR, BT incelemesi, kolonoskopi, biyopsi sonuçları, aylar sonrasına kalıyor. Her şeyi hazır LÖSEV’e tam izin, kör inatla yok!

Bakan Memişoğlu, TBMM’de tipik bir öfke patlaması sergiledi. Önündeki metni okumaya çabalarken elleri titriyordu. Ses tonu çok yükselmiş ve tizleşmişti. Oysa 60’ına yakın, yılların genel cerrahi profesörü bir hekim, TBMM gibi saygın bir yerde çok daha ölçülü olmalıydı. Mimik ve jestleriyle birlikte bakan, zehir zemberek sözleriyle açıkça öfke kustu. Yakıcı ağır sorunlar nedeniyle rahatsız da edici olsa muhalefetin sorularına olabildiğince açık, dürüst ve sakin yanıt vermesi beklenirdi. Anlaşılıyor ki Bakan Memişoğlu, öfke denetimi ve en temel iletişim becerileri konusunda hiç ama hiç eğitimli değil. Hatta denebilir mi ki velinimeti RTE’nin “Öfke de bir hitabet sanatıdır” öğüdünü izliyor? Meclis’te vekilleri “mitoman” (yalan söyleme hastalıklı) olarak niteliyor ve bu sıfatı yakıştırmada kendisini “bir genel cerrahi hocası olarak” yetkili bile görebiliyor! Ne hazin, etik dışı tablo. Öfke dağları sarmış, TBMM oturum başkanı AKP’li Bekir Bozdağ’ın ısrarla ve iki kez araya girerek uyarılarını duymuyor. Bozdağ, bakanı “temiz bir dil” kullanmaya çağırıyor. Söylemlerinin “Meclis’in mehabetine yakışmadığı” uyarısında bulunuyor. Karşıtlarını “psikiyatrik yardım almaya çağıran ve bu amaçla yardım bile vaat eden” (!) Bakan Memişoğlu’na, onun deyimiyle “şifa dilemek” düşüyor bize de ne acı ki. Sıradan insanın değerlendirmesi ise apaçık “suçluların telaşı”. Sosyal medyada tepkiler çok yaygın ve ağır, çoğunun sağlık sistemiyle ciddi sıkıntıları var, olmuş. Bakan bakmalı!

Bu köşeden sayın bakana birkaç yazı yazdık “bir halk sağlığı hocası”, hekim, hukukçu, kamu yöneticisi olarak 48 yıllık meslek birikimimizle. “Yeni sağlık bakanımız Dr. Memişoğlu’na” (18.7.24), “Toplumun akıl sağlığı alarm veriyor!” (26.9.24), “Genel Sağlık Sigortası” (10.10.24), “Yenidoğan çetesinin anlamı” (24.10.24). Sağlık hizmetlerinin yönetimi halk sağlığı uzmanlarının işidir çünkü en az dört yıllık uzmanlık sürecinde bu alanın eğitimini alırlar, bu amaçla yetiştirilirler. Nasıl ki benim yerim ameliyathanede cerrahi operasyon değilse öbür tıp dallarının yerleri de klinikleri, laboratuvarlarıdır. Sağlık hizmetlerinin yönetimi halk sağlığı uzmanı hekimlere bırakılmalıdır. Sayın bakan, cehapelilerin ağzının payını verdiği için (!) patronunca görevinden “şimdilik” bağışlanmayacaktır kendisi istese bile! Ama bir hekim abisi olarak içten önerim; hemen cerrahiye dönmemesi, bir rehabilitasyon dönemi ve psikiyatrik destekle normalleşmesidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları