6’lı masanın ilk turu tamamlandı. 12 Şubat’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ev sahipliğindeki ilk liderler toplantısı yapıldığında akıllardaki ilk soru şuydu:

Acaba kalıcı olur mu?

Altı partinin lideri altı kez buluştu ve ikinci turun tarihi açıklandı; 2 Ekim’de CHP Genel Merkezi’nde... Deyiş yerindeyse tur bindirecekler...

Bu tablo demokrasimizin geldiği nokta ve geleceği açısından son derece önemli. Altı partinin tabanı dikkate alındığında siyasi yelpazemizin pek çok rengini içinde barındırıyor.

İlk buluşmanın ardından altı partinin üst yönetimi ile konuşmuş, şu izlenimi almıştık:

Maya tutmuş!

Aradan geçen yedi ayda zaman zaman çıkan kimi pürüzlere karşın hedef ortaklığı devam etti. Bir partinin temsicisi şubat ayında şu değerlendirmeyi yapmıştı:

Öylesine güçlü bir mutabakat oluştu ki önümüzdeki dönem kimi sorunlar çıksa bile bunu çözecek irade var!

***

Toplantı sonrası yapılan açıklama gerçekten güçlü bir hedef ortaklığının devam ettiğini gösteriyordu. 

Ortak açıklamanın ana hatları şöyleydi:

1- Beraberliğimiz kalıcı, seçime kadar değil, sonrasını da içeriyor.

2- Yeni sistemin nasıl olacağına büyük ölçüde karar verdik. Ayrıntılar üzerinde çalışıyoruz.

3- Cumhurbaşkanı adayımız ortak olacak. 13. cumhurbaşkanı Millet İttfakı’nın adayıdır.

Millet İttifakı’nın sürdürmekte olduğu bu iradenin devamda iki olasılık var:

1- Altı parti büyük bir özgüven içinde 2023 seçimlerini kazandım duygusuna girer. Hiçbiri tek başına sorumluluk almadığı için top ortada kalır.

2- Hedef ortaklığının getirdiği enerji bütün partileri ateşler. Seçimi seçimden önce kazanmak üzere toplumla güçlü bir bağ kurulur. 

Her iki seçeceğin de izlerini görüyoruz. 

Özgüven elbette iyi bir değerdir ama hem hatalara açıktır hem tembelliğe!

Millet İttifakı içinde iktidar değişikliğinin her hal ve şartta mutlak olduğuna inananların oranı az değil.

İkinci şık için öncelikle liderlere büyük sorumluluk düşüyor. Zaferin kesin olduğu güvenini vermekle, bunun büyük emek istediği gerçeğini unutmamak arasındaki dengeyi iyi kurmak gerekiyor.

Millet İttifakı’nın çok dikkatte tutmadığı bir başka gerçek de şu:

Seçime giriş koşullarını iktidar belirleyecek!

Bu koşulların nasıl olacağını şu aşamada öngörmek zor ama normal olmayacağını söylemek de zor değil.

Kazanmak için her yol geçerli. 

İktidar ideal bir seçim ortamı için üç temel hedef belirlemişti:

1- Millet İttifakı’nın parçalanması.

2- Bir dış başarının elde edilmesi.

3- Ekonomi iyiye gidiyor havasının oluşturulması. 

***

Görünen o ki bunların olmayacağını gördüler. Şimdi yol haritasını değiştirdikleri anlaşılıyor. Cumhur İttifakı’nın geliştirdiği yeni stratejiyi şöyle özetleyebiliriz:

1- Millet İttifakı’nın adayını lime lime etmek.

2- Dış politikadaki yanlışlardan dönüp bunu büyük siyaset olarak sunmak.

3- Ekonominin birinci planda olmayacağı bir seçim süreci gündemi oluşturmak.

Burada en tehlikeli olan üçüncü şık. 

Enflasyon fırlamışken, gerçek gelir kat kat azalmışken, hedeflerin tümü çökmüşken seçimlerde nasıl ekonomi konuşulmaz?

Şu aşamada bu sorunun yanıtını iktidardakiler de bilmiyor! Ama arıyorlar!

Biz olasılıkları sıralamayalım!

İkinci tura hazırlanan Millet İttifakı’nın bir sorumluluğu da seçime giden yolun seçmende güvensizlik yaratmamasını sağlamak.