Terörün coğrafyası yoktur. Terörün dini, imanı olmadığı gibi terör adres de sormaz. Ne zaman nereyi vuracağını terörü yöntem olarak seçenler bile bilmez. 

Yeni yılın ilk günü ABD’nin New Orleans kentinden gelen saldırı haberi gündemin başına oturdu. 

Yeni yılı kutlayanlara yönelik saldırının dünyanın inançlara, yaşam biçimlerine göre bölünmeye yöneldiği bir süreçte olması manidar. New Orleans ABD’nin belki de en eğlenceli şehri. Cazın başkenti olarak biliniyor. Mississippi ırmağının bereketiyle büyüyen kentin merkezindeki sokaklar doğal konser alanları gibidir. Adım başı caz kulüplerinin sesi ötekiyle çoğalır. Dün işte bu kentte caz sesleri değil silah sesleri yükseldi. Önceki hafta Almanya’nın Magdeburg kenti terörden payını alırken 2025’in ilk acısını New Orleanslılar yaşadı. 

İlk aşamada olayın terör eylemi olup olmadığı konusunda görüş birliği oluşmamıştı. 

Dünyanın neresinde olursa olsun, amacı ne olursa olsun insan yaşamına kast eden hiçbir eylem kabul edilemez. Şiddetle karşı çıkmak gerekir.

***

İçimize dönersek... 2025 alışılmış gündemlerin dışında Bahçeli’nin terör örgütüne yönelik yaptığı çağrının getirdiği düğümlerle başladı. 

Düğümler çok ama asıl olan çözme iradesi.

2024’ün son günü Erdoğan ve Bahçeli terörsüz bir Türkiye hedefini daha da büyütüp terörsüz bölge amacına yönelik bir dönemin başladığını duyurdular. 

1986’dan beri on kez denenmiş olan, her seferinde “eve dönüş”ten “barış süreci”ne kadar değişik adlarla gündeme gelen terörü sıfırlama hamlesi bu kez MHP liderinin başı çekmesiyle başladı. 

Erdoğan yeniyıl mesajında pozitif söylemlerinin arasında gerekirse kadife eldiven içinde demir yumruğu devreye almaktan kaçınmayacağını vurguladı. 

Bahçeli de sürecin pazarlığa tabi olmadığının altını bir daha çizdi “var mısınız yok musunuz, ona göre” noktasına getirdi.

Henüz fazla yol alınmamış bir süreçteyiz. Aş pişmiş de su katıyor değiliz! Bu yöntem denendi, tutmadı. İki yöntem aynı anda anımsatılıyor:

Şefkatli devlet... Şiddetli devlet!

Seçim sizin!

Önümüzdeki sorun diyelim ki 40 düğüm ise iktidar şunu söylüyor:

Vaktimiz çok az, bu düğümlerin tümünü birden çözeceğimiz bir fırsat var, hemen değerlendirin!

***

Bu yöntem korkarız önce şefkatli görünecek sonra şiddetli!

Ya da şefkatli görüntü yarım bırakılıp Erdoğan’ın yeniden adaylığı garanti edilecek, devamına sonra bakılacak! 

İktidarın yarı ve tam resmi yayın organlarının Öcalan-DEM görüşmesini gündeme sokmaması, DEM Parti’nin yeni açıklama yapmayacağını açıklaması sürecin bir süre perde gerisinde devam edeceğini ortaya koyuyor.

Ankara’daki hava AKP ve MHP’nin Öcalan’la görüşen Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder’e liderler düzeyinde randevu vermeyeceği yönünde. Bir olasılık genel başkan yardımcıları düzeyinde görüşme olacak. 

Öcalan’la nelerin konuşulduğunu, daha doğrusu yapılan açıklama ötesinde görüşmenin nasıl geçtiğini, tüm içeriği elbette Saray biliyor. 

Bu süreçten en az bilgi sahibi olan doğal olarak CHP. Zira Erdoğan-Bahçeli-Öcalan hattının dışında. O nedenle ola ki DEM Parti ilk görüşmeyi CHP lideri ile yaparsa...

CHP şu aşamada bu hatta ilişkin düşünce ya da öneri ortaya koyma noktasında değil!

CHP milletin gündemiyle hemhal olsun, yeter!