Siyasette yaşananları okumak ve gelecekteki olasılıkları netleştirmek için Erdoğan’ın gündemindeki üç ana konuyu dikkatte tutmak gerekiyor.

Bu üç konuda “oylarını artırıcı gelişmeler” yaşanırsa, yerel ve genel seçimleri bir aradan yapmayı düşünebilir.

Öncelikli hedef şu:

Ekonominin iyiye gittiği yönünde bir algı oluşturmak. Ekonomiden sorumlu damat Berat Albayrak, 2019 hedeflerinin tutmayacağı ortaya çıkınca, 2020, 2021 hedeflerini açıkladı. Enflasyon tek haneye inecek! 

Her haneye indiği ortada, ama bakalım tek hane hedefini açıklamayı başaracak TÜİK Başkanı bulunabilecek mi?

Umut beslenen yerlerin başında Varlık Fonu geliyordu. Orada da 10 şirketten 8’i zararda. Bu gidişle Varlık Fonu, darlık fonuna dönüşecek!

Çark, dünya ortalamasının çok üstünde faizlerle bulunabilen borçlarla dönüyor.

Sağlıktan eğitime, emeklilerden esnafa her alanda erozyon, hayal kırıklığı var.

***

İkinci olarak, içinde kahramanlık barındıran büyük bir “uluslararası başarı” hedeflendi. Bunun için Suriye iyi bir sahaydı. Ancak gelişmeler bu yönde değil.

9 Ekim’de başlayan Barış Pınarı Harekâtı, 17 Ekim’de ABD ile varılan “mutabakatla” durdu. Bunu 23 Ekim Rusya mutabakatı izledi. Her ikisinde de bölge terör örgütlerinden temizlenmezse ne olacağına ilişkin bağlayıcı bir madde yok.

Barış Pınarı Harekâtı’nın durumu konusundaki haberi geçen hafta Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov verdi. Dedi ki:

“Türkiye bize harekâtın devam etmeyeceğine dair söz verdi!”

Ankara’dan buna ilk aşamada yanıt gelmedi. Önceki günkü MGK toplantısında, gerekirse devam edeceği açıklandı. Suriye’nin kuzeyinden gelen terör haberleri bölgesinin kolay durulmayacağını gösteriyor. Önceki akşam bir televizyon kanalı haberi şöyle verdi:

“Barış Pınarı Harekâtı ile terör örgütlerinden temizlenen bölgede bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu ilk belirlemelere göre 17 kişi öldü!”

Türkiye’deki Suriyelilerle ilgili son bilgiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay verdi:

“370 bini döndü!”

Kalan ne kadar?

Resmi sayı 3.6 milyon, gerçek 5 milyon!

Özetle buradan bir kahramanlık çıkarmak mümkün değil...

***

Geriye kalıyor üçüncü madde: Millet İttifakı’nı parçalamak!

Bununla ilgili denenmedik kalmadı, diyeceğiz ama dememek gerekir. Zira akla hayale gelmeyecek yeni arayışlar olabilir.

Erdoğan’ın da önüne konan anketler AKP-MHP oylarının toplamının yüzde 40’larda olduğunu gösteriyor.

Yukarıda sıraladığımız gerçekler, seçmen eğiliminin Cumhur İttifakı yönünde değişmesinin çok zor olduğunu ortaya koyuyor.

Ali Babacan’ın aylar sonra konuşmaya karar vermesiyle o taraftaki yeni partinin doğumu başladı. CHP’de Ali Babacan pozisyonunda görevler yapmış bir kişi ayrılıp parti kurmaya karar verseydi, bugün pek çok gazetesinin başlığı şu olurdu:

“CHP’den bir parti daha doğuyor!”

“CHP’den kopan kopana!”

“CHP bölünüyor!”

Her neyse...

Bu durumda AKP’nin önünde Millet İttifakı’nı parçalamaktan, CHP’yle uğraşmaktan başka seçenek kalmıyor. Bunu da AKP’nin tek başına başarması zor, CHP yardım ederse belki!

Genel görünüm şu:

AKP inişte, çıkışı da kapatmaya çalışıyor!