Meriç Velidedeoğlu

“Çekildik...

15 Mayıs 2020 Cuma

Değerli dostlar, ilkin noktaların karşılığını yazarak başlığı tamamlayıp tırnağı (”) kapatsam diyorum; şöyle oluyor: “Çekildik izzeti ikbal ile babı hükümetten!”

Bu vurgulamayı yapan şairimizin kim olduğunu iyi bilenlerden biridir devletimizin başındaki R.T. Erdoğan; şiirleri yüzünden az mı çekti?

Bu dizeyi bugün söylemek istesek, tıpkısını yinelemek sanırım pek uygun düşmez, belki şöyle söylenebilir: “Çekildik, daha beter etmeden, babı hükümetten!”

Kuşkusuz söylemesine söylenir de, anında kıyamet kopar, “Darbe” değerlendirmeleri ortalığı sarar, çalkalar...

Ve değerli dostlar, şu sıralarda “çarşı - pazar”dan bir türlü dolmayan “alışveriş torbaları”ndan da pek söz edilmiyor.

Bir bakıma gereği de yok; bilmemki anırsanır mı, bu sorun “Diyanet İşleri Başkanı”nca çözülmüştü; şöyle: “Ucuza sebze ve meyveyi almak için akşam pazara çıkın!” önerisiyle...

Demek ki -bir bakıma- “Fetva” satana değil, yalnızca satın alana...

Bu da, üstelik kutsal sayılabilecek bu çözüm de yetmedi; çoluğunu çocuğunu doyuramayan babalar, türlü yollarla (yakarak) canlarına kıydılar devlet dairelerinin önlerinde... Unuttuk mu?

Sonunda kimilerinin “Reis” dedikleri, Cumhurbaşkanı olan “Kayınpeder”, Başkent Ankara’da değil de, İstanbul’da Boğaz kıyısındaki en güzel köşklerden biri olan -Saray’ı pek aratmayan- “Huber Köşkü”nde yaşıyorsa da, ekonomiden sorumlu “Damat Bakan”ı yalnız bırakmadı; duruma “el koydu” “Büyük müjde”yi verdi: “AVM’ler açılıyor” dedi!..

Ve açıldı, “Alışveriş Merkezleri” olan “AVM”ler... Umarız çözüm olur, “üç kişiden biri işsiz olan” durumumuza...

Ve değerli dostlar, bilindiği gibi, Meclis’teki siyasi partilerden “CHP” ile “İYİ Parti” ortaklığı, “Millet İttifakı”nı, “Devlet”in başındaki “AKP” de “MHP” ile “Cumhur İttifakı”nı oluşturdu.

Böylece “Devlet”i yöneten partinin (AKP) ortağı olarak, bu bağlamda -ister istemez- “MHP” ve başkanı D. Bahçeli’nin de “sorumluluk” yüklendiği açıkça ortadadır.

Dolaysiyle Bahçeli’nin, muhalafetin başını çeken “CHP” ye, “bayatlamış” nitemi ile başlayıp, “kokuşmuşluk”la noktalanan söylemini, “Halk TV”de izlerken, insan ister istemez şaşıyor. (10.5.2020)

Ayrıca değerli dostlar, bilindiği gibi, devletin kullandığı bir “Devlet Dili” dediğimiz bir “dil” vardır.

Ve bu dili kullanan görevliye de, “Devlet Adamı” deniyor ki, bu kavramların “900 yıl” önce, henüz Arapça ve Farsça tarafından işgal edilmemiş “Türkçe” ile yazılan “Kutadgu Bilig” (Kutsal Bilgiler) adlı kitapta yer aldığı bilinir.

Öte yandan “Eleştirmek -bir bakıma- soluk almaktır siyasette!” denilir; ne var ki bu “dil” ile değil, üstelik bugün siyasette yer alanların büyük çoğunluğu oldukça olgun yaşta, dünkü Kasımpaşalı futbolcu genç bile “65” yaş sınırını aştı; “65 yaş üstü olanlar...” diyerek uyulacak kuralları açıklarken, kendine de sesleniyordu...

Dolaysiyle devlet yönetiminde görev alanların, ayrıca dolaylı olarak da bu göreve yakın durumda olanların, dillerinin ucuna gelen her sözü öyle uluorta söylemeleri “devlet adabı”na uygun düşmediği bilinir.

Örneğin kızdığın genç yurttaşına “Ulan İsrail dölü!” diye bağıramazsın!

Uzaklarda kalmış ne ki günümüzde ortaya dökülenlerin bir bakıma geçmişini oluşturan bu örnekle yetinip “CHP”ye saldırılırken, “Dünyayı sevgi kurtaracak!” çağrısını yapan, “sekiz, dokuz” yaşlarındaki “Deniz Yaman Çalışkan”ın davetine kulak verelim: “İnsanlar sevgi, barış, hoşgörü içinde yaşayıp, doğaya saygı duyarsa her şey daha güzel olacak. Birlikte dünyayı renklendirelim!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları