Meriç Velidedeoğlu

Zaman Üzerine

09 Ocak 2015 Cuma

Değerli dostlar, bu hafta Amerikan “New York Times” gazetesinin, çizerimiz “Musa Kart” hakkında yazdıklarından, M. Kart’ın gazeteyle yaptığı görüşmeden; “R.T. Erdoğan’ın, M. Kart’a açtığı ardı arası kesilmeyen davalardan dolayı ünlü yazar ve karikatürist “Martin Rowsan” öncülüğünde Twitter’da açılan dünya çapındaki kampanyadan söz edecektim; ama eksi dört derecelik soğuklar, kırdı döktü beni; dolaysiyle bu cuma daha önce, “1995” yılındaki bir yazımdan yaptığım alıntıları, izninizle, yeniden sizlerle paylaşmak istedim.
Ama önce, “Ali Sirmen”in, “Dünyada Bugün” adlı köşesindeki “2015” yılının ilk yazısında “zaman”ı türlü bağlamlarda ele alıp, yazısını “Galiba, zaman diye bir şey yok, gelip geçen bizler varız sadece” diyerek de noktaladığını anımsatmalıyım.
Ayrıca, “Hıfzı Veldet Hoca”nın -“50 yıllık” Cumhuriyet yazarlığı sürecindeyeni yıldaki ilk yazılarını çoğunlukla “zaman” konusuna özgülediğini de...
Başlığı “Zamanla Söyleşi” olan 20 yıllık yazıya şöyle başlamıştım:
Bilim, ele aldığı her konuda olduğu gibi “zaman” kavramı ile ilgili arayışlarını da kesintisiz sürdürmektedir. “Zamanın Oku” deyimi bu arayışların son ürünlerinden biridir.”
Bilim bu okun: “Zamanın yönünü belirterek, gelecek ile geçmişi ayırdığını” ve yönünün ileriye doğru olduğunu belirtir. Ayrıca bu ok için: “Evrende durağanlığın değil, değişimin temel olduğunun bir göstergesidir” der.
İnsanların “zaman” hakkında düşünce üretmelerinin de bu “zaman- değişim” ilişkisini sorgulamalarıyla başladığı ileri sürülür; eskiçağ (antik) düşünürlerine göre zaman; evrenden, bizlerden bağımsız olarak, “sonsuzdan sonsuza bir akış”tır; ayrıca bu düşünürlerin geleneğinde ne “evren”, ne de “zaman” için “yaratılmak” söz konusudur.
Zamanın “Tanrı” tarafından yaratıldığına inanış, “Hıristiyanlık”la ortaya çıkar; ilk dönemlerde henüz Hıristiyan olmayan halk, bu inancı çok yadırgayıp bu konuda akılcı sorular yöneltirler; örneğin: “Tanrı, zamanı ve evreni yaratmadan önce ne yapıyordu?” gibi...
Bu tür sorular karşısında Hıristiyanların yıllar boyu sıkıntıya düştükleri bilinir; “Aziz Augustinus” (354- 430), “İtiraflar” adlı yapıtında, bu gibi sorulara şöyle bir yanıt verir: “Tanrı, bu gibi soruları soranlar için cehennemi hazırlıyordu...”
“İslam”ın bu konuya yaklaşımına bakacak olursak; daha ilk dönemlerde “evren”le (âlem) “zaman”la ilgili sorular hemen belirmeye başlar; üstelik bu soruları soranlar da Müslümanların ta kendileri olacaktır...
“Din”in ilkelerini “akıl” süzgecinden geçirmeye çalışan “Mutezile” akımına göre, “zaman âlemle birlikte yaratılmış olup sonsuza dek sürecektir”.
Buna karşılık “Dehriyyun” yani “Zamancılar” akımının taraftarları da: “Sonsuz gelip, sonsuza giden tek kalıcı gerçeğin zaman olduğunu” söyleyerek zamanın bir başlangıcının olmadığını, dolaysiyle bir yaratıcısının da olmadığını korkusuzca ileri süreceklerdir; öte yanda bir başka akım da Dehrilerin karşısına dikilip “zaman”ı yadsır; “zaman”ı, “insanın bir kuruntusu olarak” görür...
İslam toplumunun bir bölümünce onaylanan “Kelamcılar” ise zamanın belli bir geçmişte “Tanrı” tarafından yaratıldığını ve sonsuza dek de süreceği inancını dile getirirler.
“İslam”ın ünlü düşünürü “İbni Rüşt” (1126-1198) bu “Kelamcılar”a zaman konusunda okkalı bir yanıt verir; “Bir uçtan sonsuz olan bir şeyin, öteki ucunun da sonsuz olması, yani ileriye doğru sonsuz olanın, geriye doğru da sonsuzdan gelmesi gerekir” diyerek.
Bununla da kalmaz, “yaratılmış” (hadis) bir varlık, zorunlu olarak bozulmaya (fasid olmaya) “yok” olmaya mahkûmdur, oysa “zaman” sonsuzdan gelip sonsuza dek sürecektir.
Burada keselim; bu kısacık anımsatma bile “felsefe dersleri”nin okullardan niçin kaldırıldığının nedenine -tam olmasa da- bir yanıttır sanırım; “İmam Cumhurbaşkanı”nın, “Türkçe ile felsefe yapılamaz!” tümcesiyle ortaya koyduğu şaşkınca kesinlemesinin gerisinde bütün bunların öğrenilmesini engelleme tutkusu yattığı da bir başka gerçektir; bilmem katılır mısınız?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları