Meriç Velidedeoğlu

Tam bir ‘Maskaralık!’

09 Ağustos 2019 Cuma

Değerli dostlar, “maskaralık” sözcüğü Arapça, bunun yerine “kepazelik” dense, bu da Farsça, “rezillik” de yine Arapça; Frenkçe’de de “skandal” (scandale) var; pek kullanılmasa da Türkçesi de var kuşkusuz.
Ayrıca, gerek başlığı oluşturan sözcüğün, gerekse ötekilerin, neden kullanılmak istendikleri bilinirse seçim kolaylaşır; dahası bu olumsuz vurgulamalar yetmeyip, bir yenisinin üretilmesi de gerekebilir.
Nedenine gelince, bunu bir örnekle, en son ortaya dökülen bir örneği anımsayarak anlatmak, sanırım yerinde olur.
Bir süredir yapılageldiği gibi, yıllık “Kalkınma Planı”, bu yıl da hazırlandı; artık iyice “dibe vuran” bir “ekonomik kriz”in yaşandığı dolaysiyle “işsizlik” sorununun adım adım artarak, “doruk” yaptığı bu süreçte hazırlanan “11. Kalkınma Planı”, temmuz ayında, TBMM’nin bir gece oturumunda, iktidar milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi...
Toplumda derin acılar yaratan, derin yaralar açan işsizliğin nedeni de, daha şimdiden “tarihte yerini alan bir bağlamda(!)” açıkça dile getirilip, şöyle vurgulandı:
“Kadınlar çalışma hayatına güçlü biçimde katılınca işsizlik arttı!”
Böylece, “gerçek(!)” eninde sonunda gün yüzüne çıkarıldı...
Dolaysiyle, “11. Kalkınma Planı”nın, bu “bilimsel(!)” ve “tarihsel” açıklamasına bir de “TEPAV”ın (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) açıkladığı, sayılamalar (istatistikler) ortamında bakalım; örneğin “işsizlik” bağlamında şu değerlerle karşılaşılıyor.
* Haziran “2018”de: 2 milyon 622 bin.
* Haziran “2019”da: 4 milyon 418 bin.
Görüldüğü gibi, “işsizlik artmış”, “yüzde 58.5” oranında; iki milyona yakın “işsiz” var! Üstelik yılın daha ilk ayında...
Peki, neden?
“17 yıldır”, iktidarda olan “iktidar” haykırıyor: “Kadınlar çalışma hayatına güçlü bir biçimde katılınca işsizlik arttı!”
Ne var ki değerli dostlar, iktidar haklı(!)...
Devletimizin tepesindeki “Tek Adam”ın “En güzel ‘meslek’, ‘annelik’tir”, “Kadının yeri evidir” diyen “Bay Tayyip”in fetvalarının mürekkebi henüz kurumadı...
Bilmem ki anımsanır mı değerli dostlar, “Osmanlı Devleti”nin Halife Padişahları’ndan, kimileri de, devletin ekonomik sorunları karşısında başları sıkışınca, “kadın kulları”na -bu boyutta olmasa da- suçlamalarda bulunmuşlar; örneğin, 28. Osmanlı Padişahı Üçüncü Selim de (1789-1807) bir ara, aynı nedenle “nisa taifesi”ne yönelir.
Dolayısıyla neden hazırdır; “Kadınların, kantarın topunu kaçırıp, çarşıda, pazarda renkli feracelerle dolaşarak edepsizlik ettikleri” saptanınca, Padişah tez buyruğunu yayımlar:
Fimabat (bundan böyle) açık renk ferace ve hadden ziyade yaka giymeyip, herkes edebiyle olması, iktiza edenlere ‘gerekenlere’ tembih edilecek!
Ne var ki, kadının girmesi kısıtlanan çarşı pazarda, dolaysiyle “ekonomik alan”da, yabancılar, tam anlamıyla “ ‘cirit’ atmakta”; Üçüncü Selim’in, “Kadınları çizgiye getiren fermanı”, bunlara pek etkili olmaz.
Ne ki, “yolunu bulurlar”; Osmanlı Devleti’nde, yüz yıllardan beri süregelen “rüşvet” yoluyla sorunları çözmeyi sürdürürler...
Yandaş” olgusuna gelince, bu konu, uzun bir süre sonra oluşacak; günümüzde de, “Frenkler”in “maskaralık” dediği, Türkçe söylemle de “Soytarılık” boyutuna varıp, en tepeye ulaşacaktır!
Ne dersiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları