Meriç Velidedeoğlu

Saldırı!

26 Nisan 2019 Cuma

Değerli dostlar, “21 Nisan” günü İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Maltepe’de yaptığı ve olağanüstü ilgi gören -Erdoğan’ın pek övündüğü “Yenikapı Mitingi”ni, başta katılımcı sayısı olmak üzere, birçok konuda kat kat aşan- “Yeni Bir Başlangıç Buluşması Mitingi” büyük bir coşkuyla sürerken, “CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu”na, öldürme amaçlı bir saldırı yapıldığı haberi geldi; koca alanı tıka-basa dolduran, ayrıca alan dışına da taşan yüzbinlerce, yüzbinlerce insanı tam anlamıyla şaşkınlığa uğrattı...
Tepkiler art arda verilmeye başlandı; herkes üzüntüsünü, tepkisini belirtmek istiyordu; miting görevlilerinin tutumu, özellikle Başkan İmamoğlu’nun yatıştırıcı konuşmasıyla, toplum yeniden mitingin havasına girdi, şöyleböyle de olsa...
Ayrıca değerli dostlar, bu yoğunluktaki bir mitingde, bu haberle doruğa çıkacak bir tepkinin kontrol altına alınamaması durumunda, İmamoğlu’nun güç anlar yaşayacağı, yüzbinleri teskin edemeyeceği düşünüldüğü de basın bölümünde konuşuldu bir ara...
Pazartesi günü, Kılıçdaroğlu, bu saldırının bir şehidimizin cenaze namazı sırasında yapılmasının, ülkemizde yaratılan olayların artık ne boyuta ulaştığına dikkat çekmek için topluma:
“Bu ülkenin vicdanı sormayacak mı, namazdan ne istiyorsunuz, şehit cenazesinden ne istiyorsunuz?” diye sordu.
Kuşkusuz haklıydı...
Ne var ki devlet yönetiminde ya da siyaset bağlamında yer alan kişilere yapılan bu tür saldırılara, veya sözlü olanlara zamanında hesap sorulsaydı, hak ettikleri yanıtlar verilseydi, İnönü’ye, Ecevit’e, Baykal’a, o olumsuzluklar yaşatılmazdı belki...
Kurtuluş Savaşı’mızı zaferle sonuçlandırarak, ardından da “Türkiye Cumhuriyeti Devleti”ni kuran Atatürk ve İnönü’ye, “iki ayyaş” diyen (2.6.2013) bu kişiyi yüceltip, onların kurdukları devletin tepesine çıkartıp oturttuk...
Hafiften hafiften olsa da sürdürüyor bu tutumunu; “1935” yılında yürürlüğe giren, “Soyadı Yasası”yla, “Kemal Atatürk” olarak düzenlenen, “Nüfus Cüzdanı”ndaki yasal adı ve soyadını kullanmıyor, ısrarla “Gazi Mustafa Kemal” diyerek anıyor, Atatürk’ü...
Acaba, AKP Milletvekili Metin Külünk’ün, Recep Tayyip’e de “gazilik” unvanı verilmesi istemi (2.2.2018) yerine getirilse mi, diye düşünmekten de insan kendini alamıyor...
Ne var ki kızdığını “Ulan İsrail dölü!” diyerek tokatlayan ya da “Akıtılacak daha çok kanımız var!” (22.3.2017) diyebileni, dahası, “Dindar ve kindar bir nesil” yetiştirilmesini isteyeni tepemize çıkartıp oturtmamız karşısında da, Atatürk’ün bu bağlamda dile getirdiğiyle bir karşılaştıralım:
“Saygıdeğer ulusumuza şunu öğütlerim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne dek çıkaracağı adamların, kanındaki vicdanındaki özmayayı çok iyi incelemeye dikkat etmekten hiçbir zaman geri kalmasın!”(*)
Evet böyle sesleniyor Atatürk!..
Ne ki -anımsanacağı gibi- Erdoğan, bu “iki ayyaş” değerlendirmesinden(!) bir yıl bir buçuk ay sonra, “Cumhurbaşkanı” seçiliyor... (16.8.2014)
Ve değerli dostlar, bugün bir şehit cenazesinde -kim olursa olsun- saf tutana yapılan bu saldırının, şehitlerimize “kelle” diyebilen, hele hele, “şehit cenazesi” evine şehit gelmeden, tepsi tepsi baklava gönderen bir Başbakan’ın, “şehit” olayını böyle değerlendirmesinin bir ürünü olduğu unutulmamalı...
Ayrıca Danimarkalı düşünür (filozof) Kierkegaard’ın (1813-1855), “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönüp anlarız!” vurgulamasının haklı oluşunu da...

(*) Söylev (Nutuk), Cilt II.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları