Meriç Velidedeoğlu

‘Keyfi Devlet Yönetimi’

13 Mart 2020 Cuma

Değerli dostlar, “Hukuk Devleti”nin, bir ülkede egemenliğin (yönetim gücünün) bağılsız, koşulsuz, denetimsiz bir biçimde kullanılmasına, kısaca “Keyfi Devlet”e tepki olarak doğduğu dile getirilir .(*)

Ayrıca böyle bir keyfiliğin, çoğu zaman, “tek kişi yönetimi” ile oluştuğu da vurgulanır ki, bunun dört dörtlük örneklerinden biridir ülkemizde geçerli olan yönetim.

Çağdaş, laik, sosyal bir ‘Hukuk Devleti’” olduğu Anayasasında yazılı olan ülkemizin başında bulunan Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan:

“Hem Müslüman hem laik olunamaz!” (1993)

“Elhamdülillah şeriatçıyım! (1994)

“Hedefimiz ‘İslam Devleti’dir” (2003) diye vurguladığına göre, Erdoğan yönetiminin, isteği “Çağdaş, laik bir ‘Hukuk Devleti’” olamazdı kuşkusuz...

Ayrıca “Devlet”in olduğu yerde, gerek “sözlü”, gerekse “yazılı” iletişimde kullanılan bir “Devlet Dili” de olacağına göre, AKP’nin Başkanı R.T. Erdoğan, adım adım tek kişilik “Keyfi Devlet”i oluşturunca, “Keyfi Devlet Dili” de boy gösterdi; ilk örnek olarak Erdoğan, Kurtuluş Savaşı’nı yönetip Zafer’den sonra devletimizi kuranların “ay..aş” olduklarını söyledi; yetmedi, günümüzün “Ana Muhalefet Partisi CHP’nin Başkanı” için de “Kanalizasyon çukurunda debeleniyor!..” gibi söylemlerle “Keyfi Devlet Dili”nin tarihsel örneklerini ortaya koydu; bu tutumunu kesmedi, sürdürüyor.

Kılıçdaroğlu başta olmak üzere: “Türkiye’nin, Suriye’de yürüttüğü tarihi mücadelesini sürekli fitneyle ve iftirayla lekelemeye çalışanların, haysiyesiz, onursuz, şerefsiz alçak ve hain olduğunu” söylüyor. 

Evet, böyle diyor “TC Devleti’nin başındaki Erdoğan...”

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da bir basın toplantısı düzenleyerek aynı sertlikte Erdoğan’a yanıt verip: “Hele ‘şehit’e ‘kelle’ diyen kişi haysiyetsizdir, şerefsizdir, onursuzdur, vatan hainidir. Bu kişi Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olamaz, temsil edemez!” deyince kıyamet koptu...

TBMM’deki bir toplantıda Engin Özkoç, kürsüde konuşurken, AKP milletvekillerinin saldırısına uğradı; yaka paça kürsüden indirilip yere yatırıldı, tekme tokat dövüldü... “Keyfi Devlet” yöntemince cezası verildi...

Ve değerli dostlar, kuzey komşumuz Rusya’nın Devlet Başkanı V. Putin, bilindiği gibi, daha önce ülkesinin “Haber Alma (İstihbarat) Teşkilatı”nın (KGB) “Başkanlık” görevini sürdürüyordu.

Bu görev için gerekli eğitimi alan birinin “kültür düzeyi”ne uygun düşen bir program gereğince, Türkiye’nin Devlet Başkanı Erdoğan’ı ve ekibini karşıladığı görülüyor; ekibimizi toplantı odasının kapısında uzun uzun bekletmekten tutun, oturulan sandalyeden odanın düzenine dek; dahası karşılayıcıların, tarih boyunca Türk-Rus ilişkilerinde Rusya’nın neler neler kazandığını bir bir anlatmasına dek...

Bilmem ki değerli dostlar Erdoğan’ın, Almanya Başbakanı A. Merkel’i Dolmabahçe Sarayı’nda altın kaplamalı, “taht” gibi koltuğa oturması için buyur edince, Merkel’in yaşadığı şaşkınlığı, anımsar mısınız?

Evet, alınan “eğitim”in içeriği, boyutu kuşkusuz çok önemli...

Hele bu gibi üst düzey görevliler için...

__________________________________________________________________________________________________________________________

(*) Hukuk Devleti ve Velidedeoğlu, (Türk Hukuk Kurumu Armağanı), Çağdaş Yayınları (1985)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları