Meriç Velidedeoğlu

Karşılaştırma

10 Ağustos 2018 Cuma

“1991” yılının sonlarına doğru, Rusya’nın (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) dağılması karşısında, ABD’nin dünyaya egemen olma tutkusunun yoğun, yer yer de taşkın bir biçimde ortaya dökülüşü, TV’lerin baş haberlerini, görüntülerini oluştururdu.
“1992” yılının Şubat ayı başında böyle bir haberi, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ile birlikte TV’de izlerken, bir ara şöyle demişti: “Geçmişi olmayan toplumlar da sonradan görmeler gibi davranabilirler!”
Bu sözünü, bugün de, TV’lerde “ABD Başkanı Donald Trump”ı izlerken hep anımsıyorum.
Trump, bunca yıl sonra Velidedeoğlu’nun ne denli haklı olduğunu, üstelik katlayarak ortaya koyuyor.
Geride bıraktığımız Temmuz ayında, kuruluşunun “243. yılı”nı kutlayan ABD’nin, doğuşuna, bugünlere gelişine kısaca değinsek diyorum; bunun için, Amerikan Bağımsızlık Savaşı’nın Başkomutanı ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucusu olan “George Washington”u anmak gerekiyor.
Washington’a, kendisine nasıl “hitap” edileceğini sorduklarında, önüne konan, onca ışıltılı, gösterişli unvanlar arasından “Mr. President”i seçtiği dile getirilir.
Ayrıca, “Başkan”lığın, yeni bir kurum olduğundan, attığı her adımın sonrakiler için örnek oluşturacağının bilincinde olduğundan da söz edilir.
Dolaysiyle iç siyaseti bir “denge” üzerine oturtmaya, ülkenin iki büyük partisi olan, “Demokrat Parti” ve “Cumhuriyetçi Parti”nin görüşlerini aynı oranda dikkate almağa özen gösterdiğine, kurduğu hükümette her iki partiye de eşit sayıda görevliye yer verdiğine, vurgu yapılır.
G. Washington, iki dönem “Başkan” olarak görev yapar; onca ısrara, baskıya karşın, üçüncü dönem için aday olmaz; bu tutumu daha sonra yasallaştırılır.
Ayrıca maddi durumu iyi olduğundan, maaş almak istememiş, uzun süre direnmişse de, bu uygulamanın yalnızca varlıklı kesimler arasından aday çıkması anlamına geleceğinden, ısrarından vazgeçer.
Evet değerli dostlar, “ABD”nin “Kurucu Başkanı” olan “George Washington” böyleymiş diyerek, günümüzün “ABD Başkanı Donald Trump”a dönelim.
“2 Temmuz 1776”da ilan edilen “Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi”nde yer alan kurallara göre “4 Temmuz”da kurulduğu ilan edilen Amerikan Devleti’nin, temel taşlarından olan kimi “demokratik” kurallarını, “evrensel insan hakları”nı, Başkan Trump gözden çıkarmış durumda.
Nitekim bu bağlamda, ABD’li ünlü (zenci) basketbolcu “LeBron”, Trump’ın “kutuplaştırıcı bir siyaset yürüttüğünü, ırkçılığı cesaretlendirdiğini”, bir TV programında dile getirince, Trump, bugünlerde sınırlarını iyice genişlettiği aşağılayıcı bir söylemle yanıt vermiş.
Ne ki, eşi first lady “Melania Trump”, ulusal ligde oynayan sporcuya sahip çıktı...
İnsan bu durumda, “Atatürk” dönemini, “enkaz” olarak görüp değerlendirerek, eşi Erdoğan’ın yanında yer alıp destekleyen bizim first lady Emine Hanım’a ne diyeceğini pek bilemiyor...
Ve değerli dostlar, yalnızca kendi değil, “aile boyu”TC Devleti’nin Kurucu Başkanı Atatürk’e karşı çıkan “Erdoğan”a, “İkinci Atatürk” diyen Batı’nın, “Trump”ada “İkinci G. Washington” demesi gerekmiyor mu?
Ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları