Meriç Velidedeoğlu

‘Gerçeğin gömülmesi boşuna’

25 Aralık 2015 Cuma

Birkaç gün sonra bitecek olan “2015” yılının Beşiktaş’taki “Sessiz Çığlık” eyleminde “(e) Dz. Kur. Alb. Bora Serdar” bizlere şöyle seslenmişti: “ ‘Kumpas Davaları’na bakan savcı ve hâkimlerin yanı sıra, ‘Yargıtay’da bu hukuksuzluğa onay veren hâkimlerin, soruşturma sürecinde görev alan savcı ve Emniyet’in, bilirkişi raporları ile ‘Kumpasları’ besleyenlerin, bilerek destek verenlerin, bu süreçte ‘aldatıldıklarını itiraf edenlerin’ de açılacak soruşturma dosyasına isimleri yazılması gerekmektedir.” (8.05.2015)
Çok yerinde olan bu sesleniş, bütün “Kumpas” mağdurlarının, onların yanında olanların, her türlü desteği verenlerin bir çatı altında toplanarak örgütlü hareket etmelerini sağlayacak olan “Kumpas- Der”in kuruluş amacını oluşturdu. (28.07.2015).
“20 Aralık”ta derneğin “1. Olağanüstü Genel Kurulu” vardı; görev “kurucu yönetimden olağan yönetime geçecekti; derneğin kuruluşuyla, çalışmalarıyla yakından ilgilenen (e) Dz. Kur. Kd. Alb. Cenk Dalkanat”, benim de katılmamı istediklerini bildirince gece yola çıktık, pazar sabahı Ankara’ya vardık.
Yol boyunca, yargılama döneminde duruşmalarda yaşananları, tutukluluk sürecindeki ziyaretleri, doğum günleri, evlilik yıldönümleri, yılbaşı, bayram kutlamalarını yeniden yaşadım... Özellikle “Hasdal”da, Cumhuriyet’in “90. Yılı” kutlamasını...
“7 Haziran” seçiminde “AKP”nin milletvekili adayı olan “Ela Kiraz”, bu yılki “29 Ekim” günü: “Bir gün gelecek ‘29 Ekim’i yas, 10 Kasım’ı bayram’ olarak kutlayacağız!” tweetiyle, Cumhuriyet’e ve kurucusu “Atatürk”e dil uzatmaya kalkışmıştı kendince.
Ne var ki, “AKP” iktidarınca istenen de buydu; “TSK”nın orgeneralinden astsubayına dek yüzlerce komutanı “Cumhuriyet’in 90. Yılı”nı hapishanelerde kutlamışlarsa, halkın kutlaması da yasaklanmışsa, kuşkusuz bu ortamda “Ela Kiraz”lar ortalara sürüleceklerdi...
Değerli dostlar, bu durumda “Atatürk”e “ayyaş” diyen birinin, bugün “Atatürk”ün koltuğunda oturduğunu da anımsayacağınızı biliyorum...
Nedense, “Atatürk”e yapılan “hakaretler”i gerek duyduğumda gerek anımsadığımda, “Balyoz”un duruşmalarında “(e) Tuğa. Alaettin Sevim”in söylediği -M. Akif Ersoy”dan- “Edepten yok payesi, bir kızarmaz yüz bir yaşarmaz göz!” dizesini de anımsamadan duramıyorum.
Yeniden Ankara’ya dönelim; ama önce başlığa kısaca değinelim; başlık “19. yy”da Fransa’da yaşanan -Balyoz doğrultusundaki- “Yüzbaşı Dreyfüs Davası” için, dönemin ünlü “Fransız” düşünür ve yazarı “Emil Zola” tarafından söylenmişti (1894).
Hükümet, “Alsace-Loren” bölgesini Almanlara kaptırınca bu yenilgiyi unutturacak bir konu yaratıp, “Yzb. Dreyfüs”ü, “casusluk kumpası”yla suçlayarak halkın önüne koyuvermişti.
Ne var ki bu “Kumpas”ın bütün aşamaları, “E. Zola” tarafından bir bir ortaya çıkarılır, dökülür; ilkin yazının başlığını oluşturan vurgulamayla başlar; ardından, “gerçeğin toprak altında da yol aldığı”nı söyler ve “bir gün her yandan” yeryüzüne “fışkıracağını” belirtir...
Adım adım berata götüren duruşmaları düşününce, “Kumpas Davaları” için de böyle oldu diyorum.
Ve “Kumpas-Der”in gerçekleri bir kez daha “fışkırması”nı sağlayıp, “hesap sormayı”da gerçekleştireceğine inanıyorum.
Bu inancı, toplantının bitiminde, “Kumpas” şehitlerimizden “Dz. Yb. Ali Tatar”ı ve “Dz. Kur. Kd. Alb. Murat Özenalp”ı ziyaretimizde de onlara duyurduk...
İstanbul’a dönerken yol boyunca, “şehitler”e “kelle” deyip, ardından onların ailelerini yakınlarını toplayarak şehitleri öven “Erdoğan”ın TV’deki görüntülerini ve “Akif”in dizesini anımsamayı önleyemedim...
Ne ki, “aptes suyunun kandaki alyuvarları arttırdığını” söyleyen “Erdoğan”, pazartesi günü “TV”de, Bursa Üniversitesi’nin yeni öğrenim yılı açılışında yaptığı konuşmada “bilim”i, “bilimsel gerçekliği” övüyordu...
Lütfen söyleyin, “Akif”in deyişini anımsamamak olası mı?
Yarın “Basın Özgürlüğü” için Cumhuriyet’in bahçesindeyiz; saat “12.00 ile 13.00” arasında “Umut Nöbeti”ni sürdürmek için...
Cumartesi günü de Beşiktaş’tayız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları