Meriç Velidedeoğlu

‘Gelecek umudu’nu yitirmek!

21 Şubat 2020 Cuma

Ülkemizde, “17 milyon” kişinin asgari ücretin altında bir ücretle geçinmeye çalıştığı biliniyor.

Dahası bu ücretin “673” liraya dek düştüğünü söyledi “CHP” Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu durumun Cumhuriyet tarihimizin “en derin ekonomik krizlerinden birini oluşturduğunu” vurgulayarak; ayrıca “işsiz” sayısının “7 milyon”u aştığını da anımsattı. (16.2.2020)

Bu durum, özellikle, “2018”den bu yana, iki yıldır derinleşerek sürüyor; “yoksulluk”, “açlık sınırı”nı da aşınca, tek tek cana kıymalarla birlikte “aile” intiharları da başladı, ilki İstanbul’da görüldü. (15.10.2019)

Ne var ki, “ekonomik kriz”in giderek artması, gençler arasında “gelecek” ile ilgili “kaygılar”ın derinleşmesine neden olmaya başladı; gençlerde pek de görülmeyen, gençlik döneminde pek düşünülmeyen intiharların, artık onlar arasında da yayılmaya başladığı görülüyor; son olarak İstanbul Üniversitesi öğrencisi “Hakan Taşdemir” yaşamına son verdi. (17.2.2020)

Gençler, “gelecek”le ilgili umutsuzluklarını ilgi çekici bir “söz”le belirtiyorlar: “Geleceksizlik”...

Bir de buna, Taşdemir’in canına kıymasının nedenlerinden biri olan “yoksulluk” eklenince...

Oysa Erdoğan, “Doğu Akdeniz”de yaşanan “Hidrokarbon Arama” sorunuyla bağlantılı olarak, iki gün önce pek bir keyifle: “İlk hedefimiz Akdeniz!” diye sesleniyordu ilgililere... (15.2.2020)

Evet, tıpkı “98 yıl” önce Atatürk’ün: Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir! buyruğu gibi... (1.9.1922)

Böylece, “ay..ş” dediği Atatürk’le de barışıyor, ayrıca da -bir zamanlar- Batı’nın kendisi için “İkinci Atatürk!” değerlendirmesini de anımsatıyordu ki, bütün bunların yanında “ekonomik kriz”in neden olduğu “cana kıymaların” sözü bile edilemezdi (!) dolayısıyla Erdoğan gündemi böylece değiştirip “ekonomik kriz”in konuşulmasını önlüyordu.

Bu tutumunu son olarak, “Gezi Davası”nı gündeme oturtarak sürdürüyor.

Ne var ki, gündemden hiç düşürmediği, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na açtığı genelde “ikiyüzbin” liralık “Tazminat Davaları”nın, parasal ölçüsünün “ekonomik kriz”den etkilenmesini önleyememiş (!)ki, “rayiç”i (değeri, ederi), “beşyüzbin” liraya çıkardı...

***

Değerli dostlar, pazartesi günü, gazetemiz “Cumhuriyet”in yarım yüzyıllık (1942-1992) yazarı Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun aramızdan ayrılışının “28.” Yılı.

“1992” yılında İstanbul Belediye Başkanı olan Prof. Dr. Nurettin Sözer “24 Şubat”tan çok kısa bir süre sonra, H. V. Velidedeoğlu’nun evinin olduğu caddeye “Hıfzı Veldet Velidedeoğlu” adının verilmesini sağlamıştı.

Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı (1994-1998) olunca, hemen ertesi günü caddenin adını değiştirip “Tütüncü Mehmet Efendi Caddesi” yaptı.

Eh, az da olsa haklı(!). Neden derseniz, “Kuvvetler Ayrımı”nı, “Yasama”, “Yürütmü”, “Yargı” Erkleri’nin, birbirinden ayrı ayrı olarak Anayasada -kaleme aldığı- “1961 Anayasası”nda yer almasını sağlayan H.V. Velidedeoğlu olduğuna, bu ilke “1961 Anayasası”ndan sonraki anayasalarda da yer aldığına göre...

Değerli dostlar yazıyı, tanınmış hukukçu Şerafettin Canpolat’ın Velidedeoğlu için kaleme aldığı anma yazısından şu alıntı ile noktalayalım.

Ne zaman Devrim ilkelerinden ödün verilmeye kalkışılsa, Velidedeoğlu hep karşı çıkmış; öncesinde ve sonrasında uyarılarda bulunarak olabilecek tehlikeleri sergilemişti... Ne zaman “Laiklik İlkesi”ne aykırı olay, davranış ya da bir girişim ortaya çıksa bağnazlıkları, aymazlıkları bilimsel gerçeklerle ortaya koymuş; laikliğin, insanlığın gerçek özgürlük koşulu olduğunu anlatıp kitleleri aydınlatmaya çalışmıştır.”

Değerli dostlar, “24 Şubat Pazartesi” günü saat 11.30’da Karacaahmet Mezarlığı’nın 2. Giriş Kapısı (Gusulhane girişi), “9 Ada”da Velidedeoğlu’nu anmak üzere buluşalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları