Meriç Velidedeoğlu

Ergenekon eylemi

05 Temmuz 2019 Cuma

Hafta başında “Kumpas Davaları”nın ilklerinden olan “Ergenekon Davası” sonuçlandı. (1.7.2019)
Yargılanan sanık sayısı, “235” olarak bildirildi, oysa daha fazlaydı. Dolaysiyle, “Ergenekon Davası”nı adım adım izleyen, “Simgesel Eylem Grubu”nun kurucu üyesi olarak bu davaya şöyle bir değineyim dedim değerli dostlar.
Ergenekon’un ilk sorgulanmasının yapıldığı “12.6.2007” tarihinin ardından başlayan ilk duşurma sırasında, savcılık bir “ek dosya” çıkardı.
Bu dosya için toplanan deliller arasında, Atatürk’ün ünlü “Bursa Nutku” da yer alıyordu. Bilindiği gibi, “Ergenekon Davası”nın iki “Başsavcı”sı vardı. Biri, “Üst Başsavcı” ki, TC Devleti’nin Başbakanı olan R.T. Erdoğan, ötekiyse, “Alt Başsavcı” Zekeriya Öz.
Bu Zekeriya Öz, suç delilleri arasında bulunan “Bursa Nutku”nu okuyunca, metni doğru “İstanbul Emniyet Müdürlüğü”ne gönderir, kimin yazdığı, kime ait olduğu saptansın diye.
Oldukça uzun süren bu araştırma sürecinde, Emniyet, “Bursa Nutku”nu bir “suç delili” olarak kabul ettiği için, bu nutkun sahibi Atatürk de -ister istemez- “suçlu” gibi kabul görecektir.
Neyse ki, yapılan inceleme sonucunda, “Bursa Nutku” bir suç delili olarak görülmez... Böylece, Atatürk de suçlu olmaktan kıl payı kurtulur; bu olay dolaysiyle Ergenekon Davası’nın suçlu sayısı -kısa bir süreyle de olsa- “236”ya çıkmıştı...
1933’te bu yaşananlardan uzun bir süre sonra aynı bağlamda kimi olaylar yine sahneye taşınacaktı. 2009 yılının “3 Mart” günü, Cumhuriyet’in “Devrim Yasaları”nın kabulünün “85. yılı” dolaysiyle yazarımız. M. Balbay, çok coşkulu üç konuşmayla büyük kalabalıklara seslenir. Ertesi gün, 4 Mart’ta tutuklanır.
Bu tutuklamanın ardından, intikam nöbetine girmiş malum basın, Balbay’a saldırmaya başlar, çok geçmeden Prof. Dr. E. Manisalı da hedef durumuna getirilmeye başlanır, bu saldırılar karşısında okuyucular harekete geçerek, oluşturdukları “Simgesel Eylem Topluluğu”nun düzenlediği nöbeti, Cumhuriyet’in bahçesinde, her gün, saat 11.00 ile 13.30’da toplanıp sürdürürler.
Topluluğun, Silivri’de kurulan Çadır Mahkemesi’nin oturumlarına da katılmaya başlar; bu oturumlarda kimi yargıçların, savcının, öğleden sonrakilerde -dayanamayıp- sık sık yaptıkları “şekerlemeler” karşısında zaman zaman onlar adına utanç duyduğu da bilinir.
Doğu Perinçek’in yaptığı savunmayı, ayakta uzun uzun alkışlayanların, “CUMOK’LAR” (Cumhuriyet Okuyucuları) olduğuna da tanıktırlar, bu Ergenekon Eylemi’nin üyeleri...
Ve değerli dostlar, sizlere, Ergenekon Davası’nın “7 Haziran 2013” günkü, “301.” duruşmasından -izninizle- söz etmek istiyorum:
Bu duruşmada ilkin, E. Tuğgeneral Levent Ersöz, mütalaa hakkındaki görüşlerini hastane odasından “tele konferans” görüntüleriyle yaptı, ağzı maskeli olarak... Ayrıca, “Tıbbi ölçüm cihazları”na bağlı olarak... Zaman zaman soluğu daralarak...
E. Org. Hurşit Tolon da, bu yargılama sürecinin bir “Hukuk Suikastı” olduğunu çok “sarsıcı” vurgulamalarla ortaya koydu; dinlerken, “insanın içi daralıyor”... dedi.
“Türk Ordusu”nun, “26. Genelkurmay Başkanı Org. M. İlker Başbuğ” da, savunma yapmayacağını, yalnızca “tarihe bir iki not düşmeyi görev olarak saydığını” bildirdi: “Yargı”da yaşanan inanılmaz boyuttaki olumsuz uygulamaları, halk artık, ‘ciddiye almıyorsa’ dedikten sonra: “Bu durum ülkenin bir uçuruma yaklaştığının göstergesidir. Görünüz ve anlayınız; köprüden önceki (son) çıkıştasınız!” uyarısını bastırarak yaptı...
Konuşmasını bitirdiğinde bütün salon ayakta alkışlıyordu.
Mahkeme Başkanı, mikrofonu patlatacak bir sesle, salondaki -20, 30- jandarmadan, izleyiciler bülümünün en ön sırasında oturanları işaret ederek dışarıya çıkmalarının engellenmesini istedi...
Tam bu anda, en arka sıralardan “ak” saçlı biri, güçlükle merdivenlerden inmeye çalışıyordu ki, birden, “4” jandarma önüne dikiliverdi: “Siz işte bu komutanın askerlerisiniz!” diyordu.
“13. Ağır Ceza Mahkemesi” yine “halk”la, “askeri” karşı karşıya getirmişti...
Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum!..
Yalnızca ben değil...
Dolaysiyle aylarca aylarca süren bu “Ergenekon Eylemi”nden söz edilmezse “Ergenekon Davası” yorumları, mütalaaları yarım kalır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları