Meriç Velidedeoğlu

Böyle bir ‘hukuk devleti’!

01 Mart 2019 Cuma

Anayasasında çağdaş bir “hukuk devleti” olduğu yazılı olan ülkemizde, hukuksal alanda yapılan -özellikle yürürlükteki tek kişi yönetiminde- gittikçe artan inanılmaz haksızlıklar, türlü alanlarda da yaşanıyor.
Bu bağlamda gazetemiz Cumhuriyet davasıyla ilgili olarak yaşananları Alican Uludağ, hafta başında, “25 Şubat”ta, ayrıntılı bir yazıyla ortaya koydu.
“31 Ekim 2016” günü, Cumhuriyet’e yapılan bir operasyonla tutuklanan “yönetici ve yazarlar”, bir süre sonra, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundular. (26.12.2016)
Ne var ki, AYM bir kişiye yanıt verdi, cezası affedildi. (11.1.2018)
Ötekilerin başvuruları ancak “3.7.2018”de, AYM’nin gündemine gelebildi; üstelik, bu kez herhangi bir karar verilmeden, konu, “AYM Genel Kurulu”na gönderildi.
Uzun bir süre, “AYM Genel Kurulu”ndan “ses” çıkmayınca, “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi”nden “ses” geldi. (18.2.2019)
İnsan ister istemez, “AYM, bu sesi mi bekliyordu?” diye sormaktan da kendini alamıyor; her ne denli, Bölge Mahkemesi’nin kararında, hukuksal yönden pek de rahatlıkla kabul edilecek bir durum olmasa da...
A. Uludağ’ın da yazdığı gibi, “... kararla birlikte, cezası beş yılın altında kaldığı için, ‘Yargıtay’ yolu kapalı olan Kadri Gürsel, Güray Öz, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör, Emre İper, Önder Çelik, Bülent Utku ve Hakan Kara’nın cezaevine yeniden girmesi gündeme geldi.”
Cezaları beş yılın üstünde olanlar, Orhan Erinç, Akın Atalay, Hikmet Çetinkaya, Murat Sabuncu, Aydın Engin, Ahmet Şık ise “Yargıtay” kararını bekleyecekler...
İnsan inanabilir mi, böyle bir “hukuksal (!)” kararla “adalet”in sağlanacağına?
Ayrıca ülkemizdeki bu derin olumsuzlukların, yalnızca hukuksal bağlamda yaşanmadığı da ortada; özellikle, “eğitim” alanında olup-bitenler, gelecekte daha da derin, daha da geniş alanlarda yaşanacağının bir göstergesi...
Çünkü, “TC Devleti”ni bugün yönetenler -17 yılda- “eğitim” konusunda, iki gün sonra, “95. yılını” kutlayacağımız, “Öğretimin Birleştirilmesi”ni sağlayan “Devrim Yasası”nı delik deşik ederek, çökertme yolunda hayli yol aldılar. Başta, “Diyanet”in açtığı kimi “Kuran Kursları”nın, “Anaokulları”na dönüştürülmesi, “yasa” ile kapatılan “Mahalle Mektepleri”nin, dört dörtlük geri dönüşüdür!..
Anımsanacağı gibi, “95 yıl” önce “3 Mart” günü, “Büyük Millet Meclisi”ne getirilen üç yasadan ikincisini oluşturan, “Tevhid-i Tedrisat” (Eğitimin Birleştirilmesi) adlı yasanın gerekçesinde:
“Eğitimimizde, Tanzimat ile iyice beliren ikilik, bizi (Osmanlı Devleti’ni) çok kötü sonuçlara götürdü. Oysa bir ulusun tüm bireyleri aynı bir eğitimle, öğretimle yetiştirilmelidir.
İki türlü eğitim, bir ülkede iki türlü insan yetiştirir ki, bu çok tehlikelidir.
Bundan böyle, Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm eğitim ve öğretim kurulları, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanacaktır” diye belirtilir.
O gün -1924’ün 3 Mart’ında- Büyük Millet Meclisi’nde, bu “Eğitimin Birleştirilmesi Yasası”, “15 dakikada” kabul edilir; yasanın ikinci maddesiyle de “Medreseler kapanacaktır!”.
Ne var ki, günümüzün, “AKP” iktidarında, “Kuran Kursları” ile “Mahalle Mektepleri” diriltiliyor; kimi “İmam Hatip Okulları” ile de -neredeyse- “Medrese”ler...
Not: Yarın, 2 Mart Cumartesi günü, “Kadın Araştırmaları Derneği”nin, bu “Devrim Yasası”nı anma toplantısı yapılacak; İstanbul Barosu Konferans Salonu’nda, saat 14.00’te buluşalım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları