Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bayram ertesi
Değerli dostlar, bir süredir- özellikle son 17 yıldır- gerek ulusal, gerek dinsel bayramlarımızı “bayram” gibi kutlayıp yaşayamıyoruz; her gün evlatları “şehit” olan bir ülkede “bayram” olur mu?
Yine de kutladık Şeker Bayramı’nı, tatili de sürüyor; eh bu durumda Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun son tutumundan söz edeyim diyorum.
Önce kısa bir anımsama, mayıs ayı sonunda Erdoğan, “Yargı Reformu Stratejik Belgesi” adı altında, toplumun “hak ve özgürlüklerinin korunması”nı ele almıştı. Peki, ne demekti bu?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yurttaşlarının, 17 yıldır korunamayan “hakları” ve “özgürlükleri” bundan böyle korunacakmış...
İyi de, “17 yıl” boyunca Erdoğan’ın yönetiminde olan bu ülkenin, onca insanının bu haklarının çiğnenmesi yüzünden çektikleri, umutlarını yitirenlerin canlarına kıymaları, ailelerin parçalanması - günümüzde artık Afrika kabilelerinde bile görülmeyen bir hukuk anlayışıyla yaratılan - “Kumpas Davaları”ndan, “Ergenekon ve Balyoz Davaları”nda avukatların, duruşma sırasında yaka-paça salondan çıkarılması, savunma hakkının sınırlanması, dağlarda teröristlerle aylarca çarpışmış komutanların, erlerin “teröristlere yardım etmekle” suçlanmaları, bundan böyle yaşanmayacakmış...
Çok iyi, çok güzel de, bunları yaşayanlar ne olacak? Hep olduğu gibi, yaşadıkları yanlarında “kâr” kalacak (!)...
Peki, yaşatanlar... Onlara ilkin - az sayıda olsak da- pek kızarız, zaman geçtikçe kızgınlığımız azalır, öyle ki büsbütün unutup tepemize bile çıkarırız; sakın “Hayır!” demeyin, son örneği yeni yaşadık; TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, bayram şekeri gibi sundu bize, kısaca değinelim.
Erdoğan, yargıda kimi düzenlemeleri içeren “Belge”sini Saray’ındaki toplantıda açıklarken, “Belli kriterler dahilinde avukatlara yeşil pasaport vererek uluslararası faaliyetlerini planlıyoruz!” demesi üzerine, Feyzioğlu’nun alkışları da uzadı...
Daha sonra, Erdoğan’ın Belge’sindeki her vurgulamasının ne denli yanında olduğunu da hayranlıkla dile getirdi, “Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni yalnızca bir reform belgesi olarak görmüyorum; Türkiye’nin büyük kucaklaşmasının adı olarak nitelediğim ‘Türkiye İttifakı’nın yol haritası olarak görüyorum!” diyerek de inanılmaz bir siyasal boyuta taşıdı, büyük bir coşkuyla...
Hele, Başkan Feyzioğlu, bu Belge’nin: “Önemli hususlarından birisinin de ifade özgürlüğünün güvenceye kavuşturması olduğunu” söylerken, yılların yazarı Kadri Gürsel’e kelepçe takılması da Feyzioğlu’nun, Erdoğan’ı yüceltmesinin dozunu düşürmeyecekti...
Nitekim, bu duruma dayanamayanlardan, Adana Barosu: “TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun avukatlık kanununun gereğince kendisine yüklenen görevi yerine getirmeyip, popülist yaklaşımları tercih etmesinin kabul edilemez boyutlara ulaştığını” bildirip, “TBB Başkanı avukat Feyzioğlu, asli görevini unutarak birliğe atanmış bir ‘Kayyım’ gibi davranmaktadır!” (31.05.2019)
Değerli dostlar, burada noktalayıp, yılların ötesinden, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin bir öğretim üyesinin, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun bir görüşüne yer vermeli, şöyle: “Hukuk fakültesinin ilk sınıfında derslerime başlarken, liseden yeni gelmiş öğrencilerime, tam 40 yıldan beri hep şunu söylerim:”
“Bu fakülteyi bitirenlerden bir kısmı yargıç, bir kısmı avukat olacak, ülkede hak ve hukuku savunacak, en kutsal varlık olan adaleti sağlamakla görevli olacak. Ne hâkimlikte, ne öğretmenlikte, ne mühendislikte, ne de başka bir meslekte, gerektiği zaman bir insanın hayatına son verme, yani idam kararı verme yetkisi yoktur. Hiçbir meslekte, bir kimsenin veya kurumun başkasından olan ve bazen yüz binlere, milyonlara hatta milyarlara varan alacağını borçludan zorla alıp alacaklıya ödemeye karar verme yetkisi yoktur. Hiçbir meslekte parlamentonun ve hükümetin eylem ve işlemlerini denetleme ve gerekirse iptal edip ortadan kaldırma yetkisi yoktur. Bu yetkiler ancak ve ancak yargıca tanınmıştır. Bu görev çok şerefli, kutsal fakat aynı zamanda büyük sorumluluk taşıyan bir görevdir. Eğer aranızda vicdanca, karakterce ve bilgice bu sorumluluğu yüklenmek için çalışıp yetişmeyi göze alamayanlar varsa, yol yakınken meslek değiştiriniz, başka bir fakülteye geçiniz.” (Eylül 1974)
Ne dersiniz?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- Yandaş yazar, son anket sonuçlarını açıkladı!
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!