Meriç Velidedeoğlu

‘Balık baştan kokar’mış!

24 Kasım 2017 Cuma

Bu köşede en çok yer alan Danimarkalı bir düşünürdür. Sörensan Kierkegaard. Dolaysiyle, 19. yy’ın bu ünlü düşünürünün, “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönüp anlarız!” değerlendirmesi de öyle.
8-17 Kasım”
günleri Norveç’te yapılan sanal (masa üstü) NATO tatbikatında, “düşman hedefleri” olarak, Atatürk ve Erdoğan’ın fotoğraflarının kullanılması, insanlık dışı bu tutumun yarattığı skandala, Kierkegaard’ın bu söylemi bağlamında bakacak olursak, 1927 yılının Ocak ayına, “ABD Kongresi”nin oturumunda Senatör Upstown’nın yaptığı konuşmaya kulak vermeliyiz.

Senatör Upstown -kimi tarihi kişiler üzerinden yürüyerek- Atatürk’ün onlar gibi “hunhar”, “k..p..ze bir diktatör” olduğunu söyleyerek, üç yıl önce “24 Temmuz 1923”te imzalanan, Türkiye’nin uluslararası özgürlük belgesi olan “Lozan Barış Antlaşması”nı kabul etmemesini istiyordu.
İngiltere, Birinci Dünya Savaşı’nın (1914 -1918) ardından, dünya liderliğini artık “ABD”ye bırakmış olduğundan, Upstown, ülkesinin bu yeni görevini yerine getirmesini istiyor, daha doğrusu bunun için uyarıyordu...
Peki, sonra ya da daha sonraları bu konuda neler oldu?
Bu yazıda, oldukça yakın bir tarihe, “20/25 yıl” öncesine dönüp şöyle bir baksak diyorum; “1990”ların olup biten karmaşası içinde, “Erdoğan” ortalarda artık iyice görünür durumdadır.
Afganlı terörist tarikatçı Gulbeddin Hikmetyar’ın dizlerinin dibinde oturmaktan ayağa kalkmış, rahatlıkla haykırmakta: “Hem Müslüman hem de laik olunamaz! ya Müslüman ya laik olacaksın!” (1993)
Bu haykırışın, “İstanbul Bld. Bşk.” olmasına katkısı olmuşsa da, asıl bugün söylediğini ertesi sabah yadsıyıp bir başka gün yeniden sahiplenmesinin yöntemi olan “takıyye”ye, inanç bağlamında da kullanmak için sarılacağının bir başlangıcı olmasıdır.
“Belediye Başkanı” seçilir (1994); ABD’li öğretmeni “Abromowitz” ile iç içe olabilecektir artık. Abromowitz, Büyükelçi olarak Ankara’dadır; Elçi’nin, Erdoğan’ı ziyaretleri başlar, Erdoğan’ın da ABD’ye gidiş gelişleri; bu sıkı dostluk içinde sıra gelir AKP’nin kurulup, ülkenin yönetimini ele almasına.
Yasal kimi kısıtlamaları olan Erdoğan, her türlü engeli aşıp “Milletvekili” seçilir” (2003); böylece bu kez de sıra gelir milletvekili yemini etmeye; birçok ilkeyle birlikte “laiklik ilkesi”ne de bağlı kalacağına, “namus ve şerefi” üzerine yemin edecektir; eder...
Başlar ülke ziyaretlerine; Suudi Arabistan’da, Cidde’de, “İslam Ortak Pazarı” toplantısına katılıp bir konuşma yapar, konuşmasında: “Paranın dini imanı olmadığı gibi, ekonominin de yoktur; dolaysiyle ‘İslam Ortak Pazarı’ veya ‘İslam Ekonomisi’nden söz edilmemesi gerekir!” der. (2004)
Bu dile getiriş, her ne kadar Ciddelileri bıyık altı gülümsetmişse de, bizlerin gönlünü “feth” etmişti; Erdoğan’ı yere göğe sığdıramayıp sonunda “Atatürk”le özleştirmiştik; basında “Erdoğan’ı alkışlamak, Atatürk’ü alkışlamaktır!” başlıkları yer alacaktır...
Eh, bütün bunlar da yetip artardı, Atatürk düşmanlığını her fırsatta, ortaya döken günümüz Emperyalizm’in ağababalarına... Ne ki, Upstown’un torunlarıyla aramızın açılmasına eklenen Fethullah Gülen’in iade edilmemesine, Reza Sarraf’ın da eklenmesiyle büsbütün büyütülüp gündemi kapladı; bu fırsat kaçırılmazdı; öyle oldu; Norveç’te fışkırdı; bu kez sonucun Türkiye’de “birlik” yaratmasına karşın yine sürdüreceklerdir!..
“1 Aralık”da, “Kartal Anadolu Adliyesi”nde buluşalım, Enis Berberoğlu için.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları