Meriç Velidedeoğlu

1961 Anayasası

03 Haziran 2016 Cuma

Geçen cuma günkü yazıyla, “1960” yılının “27 Mayıs” günü olan-biteni anımsamaya çalışmıştık, o günden önce toplumun yaşadıklarını, dahası topluma yaşatılanları -olabildiğince- sıralayarak.
Bu yazıda da “27 Mayıs”la getirilen düzeni, dolaysiyle oluşturulan kuralları, bunların sürdürülmesi için yapılan anayasadan, “1961 Anayasası”ndan söz edelim, şöyle başlayarak:
“1961 Anayasası” bizim dördüncü anayasamız. İlki Osmanlı’nın “1876” tarihli “Kanuni Esasisi”dir; ikincisi “TBMM” tarafından, “1921”de yapılan “Teşkilatı Esasiye Kanunu” olup “Cumhuriyet” rejimini getirmiştir; asıl “Cumhuriyet Anayasası” ise, bir süre önceye dek övüle övüle, sık sık öne sürülen “1924 Anayasası”dır.
Çünkü bu Anayasa, “Meclis”i “yargı” denetimine “bağlamamış” olduğundan, Meclis’in “sınırlanmamış” bir egemenliğe sahip olduğu kanısını uyandırmıştır hep. Meclis’te büyük çoğunluğu olan “Demokrat Parti” (DP) iktidarı da bundan yararlanarak, her türlü keyfi icraatı gerçekleştirebilmiştir.
“27 Mayıs”ın ürünü olan “1961 Anayasası” ise temel olarak “Meclis”in, “Hükümet”in “YARGI” denetimi altında olması yolunu seçmiştir.
Dolaysiyle de “Anayasa Mahkemesi” Meclis’in; “Yargıtay” mahkemelerce (adli) verilen kararların, hükümlerin incelenmesini; “Danıştay”, yönetimsel (idari) uyuşmazlıkların, davaların çözümlenmesini; “Sayıştay” ise devletin, gelir ve giderlerinin denetlenmesini yapan organlar olarak Anayasa’da yer alırlar.
Yasama (Meclis), yürütme (hükümet), dahası yargı organlarının da tüm işlemleri “YARGI” denetimine bağlı olan bir devlete, “Hukuk Devleti” denildiğine göre, Türkiye’nin de bir “Hukuk Devleti” oluşunun, “27 Mayıs”ın ürünü olan “1961 Anayasası” ile sağlandığı ortadır.
Ayrıca, “1961 Anayasası”, bu temel organlara “Yüksek Seçim Kurulu”nu da (YSK) ekleyerek, etkili bir “seçim güvenliği”ni de sağlamıştır.
Öte yanda, çok “sorumlu” görevler yüklenen yargıçların bağımsızlığını sağlamak ve korumak amacıyla, tüm “özlük işleri”ni yürüten bir “Yüksek Hâkimler Kurulu” (şimdiki HSYK) oluşturulmuştur bu “Anayasa” ile.
Değerli dostlar, “1961 Anayasası”nda, “Hukuk Devleti” ilkesinin ne denli benimsendiğinin bir örneği de “Cumhurbaşkanı”nın ant içme (yemin) kuralıdır; bunun içeriğinde, “... ‘Hukuk Devleti’ ilkesinden ve ‘tarafsızlıktan’ ayrılmayacağıma... namusum üzerine söz veririm!” ibaresinin yer almasıdır.
1961 Anayasası”nı, baştan sona noktasına, virgülüne dek kaleme alan “Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu” bu konunun, “Devletin en yüksek makamını işgal edecek kişinin göreve başlarken ‘Hukuk Devleti’ ilkesi ve ‘tarafsızlık’ üzerine ant içme zorunda bulunması, anayasamızın bizce en önemli kurallarından biridir!” diyerek altını çizer (Devirden Devire, Cilt: 3)
Ayrıca, yine “Hukuk Devleti”nin nasıl gerçekleştirileceği, bu Anayasa’nın türlü konulardaki maddelerinde de hep gözönüne konmuştur: “Hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa’dan almayan bir ‘devlet yetkisi’ kullanamaz” (Md.4) böyledir. Demek ki, Cumhurbaşkanı, “başbakanlık” görevini de yüklenemez; “Ben yaptım oldu, oluyor!” diyemez...
“Hıfzı Veldet Hoca” bu anayasa çalışmasının yoğunluğunun kesilmemesi için, yazın çok sessiz olan Uludağ’da sürdürürdü tüm çalışmalarını; “1961 Anayasası”nın, tam bir “Hukuk Devleti” oluşturan kimi kural ve hükümlerinden “gocunanlar” bu Anayasa’ya, “Uludağ eğlence âleminin anayasası!” diyerek, kendilerince küçümsemek isteyip saldırdılar, yıllarca...
“1961 Anayasası”, kişinin insanlıkhak ve özgürlüklerini, evrensel “temel hakları”nın dokunulmazlığını “hukuk” garantisine bağlaması dışında; kişinin “sosyal ve ekonomik” haklarını da saptayan; herkesin toplum içinde “İNSANCA” yaşamasını sağlayan “ekonomik” önlemlerin alınması görevini “devlet”e yükleyen kurallar da getirmiştir.
Böylece “Sosyal Devlet”in anayasada yer alması sağlanmıştır.
Gerek bu konuyu, gerek “27 Mayıs’ın darbe” olup-olmadığı tartışmalarını, gerekse zaman zaman -“1961 Anayasası” ile bağlantı kurarak- dile getirilen “yargıçlar devleti”ni, izninizle, gelecek yazıda ele almayı deneyelim, diyorum. Ne dersiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları