Meriç Velidedeoğlu

‘100. Yıl’ kutlamaları

24 Nisan 2020 Cuma

Değerli dostlar dünkü “23 Nisan” törenleriyle bir “100. Yıl” kutlaması daha yaşadık. “Daha yaşadık” diyorum, çünkü bu tür kutlama ilk değil; “1981 yılı” da o sıralarda ülkemizi yöneten askeri yönetimce, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı olması dolayısiyle bu bağlamda kutlanmıştı, oldukça “özgün” bir içerikle.

Bu “özgün” oluşun anlamını, Devlet Başkanı olan Org. Kenan Evren’in yaptığı bir konuşmadan öğrenecektik; Türkiye’de bayramların çokluğundan yakınan Evren Paşa, “23 Nisan Ulusal Egemenlik Günü”nün de bir “çocuk bayramı” olduğunu, çocukların kutladığı şenlik dolayısiyle büyüklere de bir gün bayram tatili verilmesini pek gereksiz gördüklerini bildirmiş, konuşmasını noktalar noktalamaz da yanındaki Org. Ersin’e dönerek alaycı bir gülümsemeyle bakmıştı...

Ne var ki Org. Evren ve ekibi “23 Nisan”ın, “Ulusal Bağımsızlık Günümüz” olduğunun ayrımına varamadıkları için “23 Nisan”ı, “Resmi Bayram Günleri”ne tanınan tatil konumundan çıkarıp “Ulusal Bayram” olarak kutlanmasını önledi... (17.3.1981)

Ve o yıl, “23 Nisan Günü”, “İlkokullar, anaokullar düzeyinde kutlandı”, Org. Evren’in deyişiyle “bir bebe bayramı” olarak...

İlk büyük tepki, ertesi gün 24 Nisan’da Mümtaz Soysal’ın Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinden geldi, “23 Nisan’ın 19 Mayıs’tan 29 Ekim’den daha önemli olduğunu vurguluyordu Soysal” (Milliyet, 24.4.1981)

H.V. Velidedeoğlu da, artık “Milli Güvenlik Kurulu”nun (Konsey) düştüğü bu “yanılgı”nın ayrımına varıp, önümüzdeki yıl 1982’de bunu düzelteceğini umuyordu.

Ne ki 1982’nin Nisan ayına yaklaştıkça tedirginlik artmaya başladı, hatanın giderileceğine ait bir belirti yoktu.

Dolaysiyle, H.V. Velidedeoğlu, “1982” yılının “18 Nisan Pazar” yazısında “Ulusal Egemenlik”in anlamını, “İlk Meclis’in, “23 Nisan 1920” tarihli oturumunda bu günün nasıl bayrama dönüştürüldüğünü, bunun ilk ulusal bayram olduğunu, bu günü resmi bayram olarak kutlayan Büyük Millet Meclisi’nin (BMM) hemen tatile girmesiyle gösterdiği tarihsel bilinci ayrıntılarıyla anlatır.

Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin atıldığı bu “23 Nisan” gününün “Resmi Bayram Günleri” konumundan çıkarılmasının, “Milli Mücadele”nin “Ulusal Kurtuluş Savaşı”nın ve “Atatürk İlkeleri”nin anlamına “ters” düşen “Büyük Tarihsel Bir Yanılgı” olduğunu belirtip vurgular!

23 Nisan 1920”nin yalnızca bir başlangıç olmadığını, “23 Nisan”ın “geleceğe bir uzanış” olduğunu, “devamlılık”, “süreklilik” içerdiğini, Atatürk’ün bu bayramı çocuklara özgülemesinin temelini bu görüşün oluşturduğunu sık sık vurgulayıp yineler...

Ve değerli dostlar H.V. Velidedeoğlu’nun bu yazısı gazetemiz Cumhuriyet’te yayımlanmasıyla bu büyük “yanılgı”yı düzeltme girişimleri de başlar.

Sonradan öğrendiğimize göre “Danışma Meclisi’nin Erzincan üyesi Kur. Alb. Abdülbaki Cebeci -kendi anlatımına göre- bu yazıdan esinlenerek, “23 Nisan”ın yeniden resmi bayram günlerine alınması için bir yasa tasarısı hazırlayıp, “61” arkadaşına imzalatarak “Danışma Meclisi Başkanlığı”na sunmuş.

Kuşkusuz ayrıca “Milli Güvenlik Kurulu”nu oluşturan Orgeneraller’e de.

Sonunda öneri Meclis’e gelir, kabul edilir, böylece “bayram geri gelir!

Değerli dostlar, izninizle, bu süreçte yaşananlarla ilgili olarak Velidedeoğlu’nun daha sonraları yaptığı şu kısa açıklamayla yazıyı noktalayayım diyorum.

Şöyle diyor Velidedeoğlu, “11 Haziran 1989” tarihli yazısında: “Milli Güvenlik Kurulu Başkanı Evren, 23 Nisan 1920 tarihli Ulusal Egemenlik Bayramı’nı sadece bir çocuk bayramı sanmaktadır. (...) Sayın Evren ya ulusal egemenliğin önemini bilmiyordu ya da ulusal egemenliği önemsemiyordu...

Evet değerli dostlar, “23 Nisan”ı yalnızca bir “çocuk bayramı sanıp” kaldırılmasını isteyenler, acaba hangisini bilmiyor?

Yoksa ikisini de mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları