Mehmet Şakir Örs

Muhalif belediyeleri savunmak

02 Ağustos 2024 Cuma

CHP’li il belediye başkanları Burdur’da bir araya geldiler. Burdur buluşması, ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılık konularına yönelik planlanmıştı. Ancak iktidar partisi liderinin ‘Öyle 25 kuruşa simit yok’ beyanıyla başlayan tartışma, muhalif belediyelere SGK borçlarıyla ilgili icra tebligatlarının gönderilmesiyle yeni bir boyut kazandı. Artık bu konu, muhalif belediyelerle birlikte tüm yurttaşları da yakından ilgilendiriyor. Hele 31 Mart seçiminde neredeyse tamamıyla CHP kırmızısına boyanmış Ege’de, gündemin başat maddesi oluyor.

CHP’Lİ BELEDİYELERE KISKAÇ

22 yıldır işbaşında bulunan ve başta büyük kentler olmak üzere çok sayıda belediyeyi yıllarca yönetmiş olan siyasal iktidarın, şimdi bu konuyu hatırlaması ve gündeme taşıması ne anlama geliyor? Bir kere her şeyden önce CHP’li belediyelerin elini kolunu bağlayıp, iş yaptırmamak amacını gösteriyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iktidarın muhalif belediyelere yönelik hamlesini ‘mali darbe’ olarak nitelendiriyor.

İktidar, CHP’nin yerel yönetimler üzerinden halka ulaşmasının, başarılı hizmetler yapmasının, kendi siyasal zeminini zayıflattığının ayırdında. İşte bu nedenle, onları hizmet üretemez hale getirmek istiyor. Böylece, ana muhalefet CHP’nin yerel yönetimlerden merkezi iktidara yürümesini engellemeyi hesaplıyor. Ama bu hesap, siyasetin ve hayatın akışına / gerçekliğine uyacak mı?

İKTİDAR ‘HARAKİRİ’ YAPIYOR!

Bizce iktidar CHP’li belediyeleri ve başkanları cezalandırayım derken, aslında onlara oy vermiş vatandaşı, muhalefeti tercih etmiş kentleri cezalandırıyor. Belediyelerin / başkanların hizmetlerini kolaylaştırıp destekleyerek, oradan vatandaşın sempatisini kazanmaya çalışacağına, tam tersine ‘yaptırmayan / engelleyen’ negatif bir anlayış sergiliyor. Halkın büyük bölümü, bütün bu olup bitenin farkında. Farkında olmayana da muhalefet ve muhalif başkanlar mutlaka fark ettirecektir.

Tıpkı emekçiye - emekliye yönelik maaş tartışmalarında ya da son olarak ‘katliam yasası’nın çıkarılmasında olduğu gibi; iktidar bloku kimseyi dinlememektedir. Halkın taleplerini, kendilerine geçmişte oy vermiş seçmenin önemli bölümünün düşüncelerini bile dikkate almamaktadır. Kısacası, ‘ben yaptım oldu’ anlayışı ile adeta ‘harakiri’ yapmaktadır!

DEMOKRASİ GÖREVİ

Halkın, seçmenin tercihleriyle iş başına gelmiş olan belediye başkanları ve yönetimleri, kendilerine oy vermiş, milyonlarca insanı temsil etmektedir. Gücü ve yetkiyi, kendilerini kent yönetimlerine seçmiş olan hemşehrilerinden almaktadır. Akılcı ve gerçekçi bir merkezi yönetim, onların hizmetlerini engelleyen değil, kolaylaştıran ve başarılarına ortak olmayı hedefleyen bir yönetim anlayışı olmalıdır.

Ancak bugünkü siyasal iktidarın anlayışı ve yaklaşımı, akılcılıktan ve gerçekçilikten çok uzaktır. Ayrıştırıcıdır, kutuplaştırıcıdır, engelleyicidir. Muhalif başkanların ve belediyelerin, milyonlarca yurttaşın iradesini ve tercihini temsil ettikleri gerçeği unutulmamalıdır. Dolayısıyla bu mücadele, aynı zamanda bir demokrasi konusu, halkın iradesini ve demokrasiyi savunma görevidir. Halk demokrasiye, kendi iradesine sahip çıkacak ve muhalif başkanları / belediyeleri savunacaktır. Yeter ki başta ana muhalefet CHP olmak üzere, siyasal muhalefet gerçekleri halka yeterince anlatabilsin.

***

Yeni bir muhalif damar

Son dönemde ortaya çıkan hemen her tartışmada, iktidar sürekli birilerini karşısına alıyor. Bilmiyoruz bunun ne kadar ayırdındalar, ama karşılarındaki kitleyi sürekli büyütüyorlar. Bir bakıma belki de farkında olmadan muhalefetin değirmenine su taşıyorlar!

Aslında bu tartışma ve gerginliklerle gündemi kilitlediklerini, halkı kutuplaştırdıklarını ve böylece zaman kazandıklarını düşünüyorlar. Ama altlarındaki halının küçüldüğünü ve giderek altlarından kaydığını bir türlü göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar.

ÇEVRECİLER VE HAYVANSEVERLER

Bütün bu yaşananlar karşısında, toplumsal muhalefetin etki alanı genişliyor, toplardamarı güçleniyor. Muhalefetin ekonomi-politik alandaki ana damarına, her geçen gün hayatın farklı alanlarından yeni damarlar ekleniyor. Son dönemde çevreci aktivistlerle hayvanseverler, bu konuda yeni örnekler oldular.

Siyasal iktidar, izlediği politikalarla bu çevreleri ve onların itirazlarını dikkate almıyor. Bir anlamda onları küçümseyip yok sayıyor. Ama bizce siyaseten yanlış yapıyor ve adeta bindiği dalı kesiyor! Özellikle hayvanseverlerin ne denli çetin ceviz olduğunu, etkin bir toplumsal kesim oluşturduğunu fark edemiyor.

MUHALEFET KUCAKLAMALI

İktidarın kırıp döktüğü, kendisinden uzaklaştırdığı bu çevrelere, muhalefet sahip çıkmalı ve kucak açmalıdır. Günümüzde iklim, çevre, doğa ve can dostlar konularında yeni politikalar geliştirmeli ve bunları halkla paylaşmalıdır. Halka en yakın kamu birimleri olan yerel yönetimler, bütün bu politikaların ortaklaştırıldığı ve hayata geçirildiği örnek alanlar olabilir.

Başta ana muhalefet CHP olmak üzere siyasal muhalefet, muhalif belediyeler, kendi kurumsal yapıları içinde bu amaçla ilgili birimler ve masalar oluşturabilirler. Cumhuriyetin ikinci yüzyılının siyasal / toplumsal ikliminde, bütün bu kesimlerin önemli bir işlevi ve rolü olacağı gerçeği unutulmamalıdır.

***

Başkan Zeyrek’le...

Geçtiğimiz hafta, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i makamında ziyaret ederek kutladık ve başarılar diledik. Seçilmesi sürecinde yaşadıklarını ve projeleri ile ilgili anlattıklarını, gazetemizde haberleştirdik. Aynı zamanda 127 belediyenin üye olduğu Ege Belediyeler Birliği’nin (EBB) başkanlık şapkasını da taşıyan Zeyrek’in, bu görevine de dikkat çektik.

Uzun yıllar AKP’ye ve MHP’ye mensup başkanlarca yönetilmiş belediyelerde yaşanan sorunların benzerlerinin burada da söz konusu olduğunu gördük. Bunlardan birincisi devralınan borç yükünün büyüklüğüydü. Diğeri de yeni başkanların kendi kadrolarını oluşturmakta karşılaştıkları zorluk... İşte bütün bu konuları, Başkan Zeyrek ve CHP Manisa İl Başkanı İlksen Özalper ile ortak sohbetimizde konuştuk.

Bunca yıl sonra Manisa’da ilk kez solcu-sosyal demokrat bir belediye başkanını makamında kutlayıp kahvesini içerken; belleğimizde eczacı Neşe Gülersoy, eczacı Mete Erdem, eğitimci Hayrettin Karademir (Dede), daha ilk gençlik yıllarımızda Manisa’da toplanan Köylü Kurultayı’nın divan başkanları Akhisarlı tütün üreticisi Mehmet Ali Orta, Alaşehir’in Horzum Alayaka köyü muhtarı Hakkı Asena, Dadağlı köyünün halk bilgesi Mazhar amca, gençlik kollarının simge ismi Hüdai Fazlılar ve elbette üzüm mitinglerinin isimsiz kahramanı - Ege Bağcılar Birliği’nin kurucusu rahmetli babamız ve daha nice isimler canlandı!.. Her birinin portresi ve geçmişte verilen anlamlı mücadeleler, adeta bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçti!.. Doğrusu, onlar mezarlarından kalkıp gelebilseler de bu kahveyi birlikte içebilsek diye düşünmeden de edemedik!..

Ama biz başkanlarla birlikte; onları da saygıyla anarak, düşünerek ve duyumsayarak kahvelerimizi yudumladık… Geçmişteki toplumsal / siyasal mücadelelerin ve simge isimlerin her birinin anısı - görüntüsü, adeta birer fotoğraf karesi olup belleğimizden bilincimize ve yüreğimize düştü!.. Ah keşke onlar da bugünleri görebilseler ve bu tarihi güzel anları yaşayabilselerdi!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ege'de CHP rüzgârı 31 Ağustos 2024

Günün Köşe Yazıları