Mehmet Şakir Örs

Çeşme olayının düşündürdükleri ve hatırlattıkları...

26 Temmuz 2024 Cuma

Ege’den yükselen barış güvercinleri

Son günlerde Ege’nin kıyı kentlerinde yoğun bir hareketlilik var. ‘Kapıda vize’ uygulamasından da yararlanarak birçok yurttaşımız, Ege’nin karşı kıyısında yer alan Yunan adalarına seyahat ediyor. Kapıda vize uygulaması ile çıkış harcının artırılması konuları da Ege gündeminde çokça tartışılıyor. Ayrıca Yunanlı konuk sanatçı Despina Vandi’nin Çeşme’de yol açtığı talihsiz olay sıkça konuşuluyor...

BU DESPİNA KARANTİNALI DEĞİL!

Günlerdir İzmir’de sanatçı Despina’dan söz edilince, İzmirli kültür bilgemiz ve usta şairimiz Attila İlhan’ın o ünlü ‘Karantinalı Despina’ şiirini hatırlamamak mümkün mü? Ne diyordu rahmetli üstat: “bir gül takıp da sevdalı her gece saçlarına / çıktı mı deprem sanırdın ‘kara kız’ kantosuna / titreşir kadehler camlar kırılır alkışlardan / muammer bey’in gözdesi karantinalı despina”

Usta şair, şiirinin son dizesinde, sanki bugünleri görmüşçesine şöyle seslenir: “olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması”. Doğrusu insan bu dizeleri okuyunca, ‘Attila İlhan yaşıyor olsaydı, günümüzde yaşananları acaba nasıl değerlendirirdi’ diye düşünmeden edemiyor.

ÇEŞME’DE NE OLDU?

Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) çağrısıyla Çeşme’ye bir konser vermek üzere gelen Yunan şarkıcı Despina Vandi, sahnede Türk bayrağı ve Mustafa Kemal Atatürk’ün resimleri bulunduğu için sahneye çıkmadı. Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli ile sanatçıyı dinlemeye gelenler, olaya tepki gösterdiler. Biz, Çeşme’de yaşanan bu talihsiz olaydan, Ege barışının ve geçmişten günümüze Ege’nin iki yakasında verilen barış mücadelesinin olumsuz etkilenmemesini diliyoruz.

Karşı kıyıdaki adalarla ilişkilerimizi ve genel olarak Ege barışını ilgilendiren bir başka önemli gelişme de, eski Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun geçtiğimiz günlerde Kuşadası ile Seçuk-Efes’i ziyareti oldu. Papandreu, Kuşadası Belediye Başbakanı Ömer Günel ve Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, tarihi Efes’ten Ege barışı ile ilgili ortak mesaj verdiler.

BARIŞ-DOSTLUK DERNEĞİ

Gerek Çeşme’deki olay, gerekse Papandreu’nun ziyareti ve tarihi Efes kenti ile Kuşadası sahilinden yükselen barış mesajları; bizi çok eskilere götürdü... Belleğimizde ve yüreğimizde, her iki kıyıda verilen barış mücadelesi çabaları ve barışçı etkinlikler canlandı... Hiç unutulmaması gereken gerçeklik; bu mücadelede ve çabalarda, Türkiye-Yunanistan Barış Dostluk Derneği’nin önemli katkıları vardı.

Bizim de üyesi olduğumuz ve bir İzmirli-Egeli olarak çalışmalarına aktif katıldığımız derneğin kurucu başkanı Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal’dı. Akurgal Hoca’yla İzmir’e yerleştiği 1990’lı yıllarda güçlü bir dostluk bağımız oluşmuştu. Derneğin İzmir’de şubesini açmak için ortaklaşa girişimlerde bulunmuştuk. Kendisi, otuz yıl önce yayımlanan ‘Barış Güzellemesi-Ege’de Açmış Bir Nilüfer Çiçeği’ isimli kitabımızın da önsözünü yazarak bizi onurlandırmıştı.  

BARIŞÇI ÇABALAR

O yıllarda Bodrum’da teknede yaşayan rahmetli Saynur Gelendost ile Kuşadası’ndan barış aktivistlerinin de yer aldığı bir grupla, 1997 yılında Samos adasında düzenlenen barış yürüyüşüne katıldık. Aralarında ikinci dünya savaşını yaşamış yaşlı partizanların da bulunduğu adalılarla birlikte, ortaklaşa barış taleplerimizi haykırdık. O dönem çalıştığımız gazetede, bu çabaları ve eylemleri bir yazı dizisi olarak yayımlamıştık.

Ege barışı konusunda unutamadığımız bir etkinlik de, 1988’de, Efes’in tarihi atmosferinde yaşadığımız Zülfü Livaneli-Mikis Theodorakis konseri oldu. Eşimle birlikte katıldığımız o tarihi geceyi ve yaşadığımız güzelliği hiç unutmuyoruz. Yine anımsadığımız bir başka güzel olay; düzenlenmesinde bizim de emeğimiz/katkımız olan, Türk ve Yunan çocuklarının İzmir’deki barış buluşmasıydı. O dönemlerde İzmir’de faal olan Yöneliş Koleji’nin ev sahipliğinde düzenlenen etkinlik, çok ses getirmiş ve Abdi İpekçi Barış Dostluk Ödülü’nü kazanmıştı. İzmir’deki buluşmaya, Ege’nin karşı kıyılarından Sakız ve Samos adalarından aileleri ile birlikte gelen çocuklar katılmış ve ortak etkinlikler sergilemişlerdi.  

EKONOMİ ZİRVELERİ

Ege’deki barış çabaları ve karşılıklı ilişkiler konularında belleklerimizde yer eden bir başka önemli etkinlik ise, İzmir Ticaret Odası’nın (İzTO) Ege kıyı kentlerinin ve adalarının ticaret odaları ile birlikte düzenlediği ekonomi zirveleriydi.

Bunların en önemlisi ve en çok ses getireni, 2001 yılında Samos adasında düzenlenen zirveydi. İki komşu ülkenin o dönemki dış işleri bakanları İsmail Cem ile Yorgo Papandreu’nun katılımları ile düzenlenen etkinlik, tarihi bir buluşma olmuştu. Cem’in ve Papandreu’nun karşılıklı halay ve sirtakileri ile belleklere kazınan bu buluşma, gerçekten önemliydi. Biz de 23 yıl önceki bu başarılı zirvenin bir oturumunda; aralarında Stelyo Berberakis ve Yorgo Kırbaki gibi gazetecilerin bulunduğu Yunanlı meslektaşlarla, ‘Ege’de barış iletişimi’ konusunu konuşup tartışmıştık...

Çeşme’deki talihsiz olay ve Yorgo Papandreu’nun ziyareti bizi nerelere götürdü... Ege’deki barış çabalarında Papandreu ile rahmetli İsmail Cem’in unutulmaz katkıları vardır. Kuşadası sahilinde 2001’de dikilen zeytin ağacı ile İsmail Cem anıtı, işte bu çabaların simgesidir. Onların ellerinde yükselen barış güvercinlerinin, Ege’de her daim kanat çırpmasını diliyor ve rahmetli Akurgal Hoca’yla İsmail Cem’i saygıyla anıyoruz.

***

Ağaca düşman, ormana düşman!

Son dönemlerde birçok yörede ağaçlık alanlar ve ormanlar yok oluyor. Ardı ardına çıkan orman yangınları bir yandan, madencilik işletmeleri ve taş ocakları diğer yandan, sanki işbirliği yaparcasına ormanlık alanları yok ediyor! 2023 yılında 992 madene, içinde bulunduğumuz yılın ilk yedi ayında ise 776 madene izin verilmiş. Bunların önemli bölümünün ormanlık alanlarda olduğu biliniyor.

Elbette bir de jes’ler, res’ler, hes’ler gibi enerji santralleri kurma ve bunları yaygınlaştırma girişimleri var. Ayrıca, inşaat ve beton lobisi de sürekli iş başında. Kentlerin çevresindeki tarım alanlarında beton yapılar yükseliyor. Kısacası rant amaçlı birçok girişim, yeşile, ağaca ve ormana düşmanlığını sürdürüyor.

ORMANI ORMANLIKTAN ÇIKARMAYIN!

Konu ile ilgili yeni bir gelişme, çoğunluğu Ege’de bulunan bazı ormanlık alanların, ‘orman vasfını kaybettiği’ gerekçesi ile orman olmaktan çıkarılması oldu. Orman yasasına konulan bir ek maddeye dayanılarak yapılan bu işlem, muhalefetin ve çevrecilerin tepkisini çekti.

Bu yaşanan olumsuzluklar, doğaya müdahaleler; yeşile, ağaca, ormana, doğaya saygılı ve tutkun insanları gönülden yaralıyor. Köylerimizin ve kentlerimizin geleceğini karartıyor! Çevre dostları, seslerini duymamakta ısrar edenlere, ‘ormanı ormanlıktan çıkarmayın’ diye haykırıyorlar.

AKBELEN AYAKTA!

Son dönemde ağaca, ormana ve doğaya sahip çıktıkları için mağdur olanların başında Akbelen köylüleri geliyor. Üç yıldır toprakları, köyleri ve ormanları için mücadele eden Akbelenliler, bu haklı mücadelenin simgesi haline geldiler. İşte bu güzel yürekli insanlar, geçtiğimiz hafta sonu, mücadelenin 3. yıl dönümü için toplandılar. Ege’nin dört bir yanından gelen çevreciler de onlara destek verdiler.

Bu anlamlı buluşmadan hareketle, biz de onları ve haklı mücadelelerini yürekten selamlıyoruz. Ağaca ve ormana düşman olanlara büyük şairimiz Nâzım Hikmet’in o çok bilinen dizeleriyle sesleniyoruz: “Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim, / akar suyun / meyve çağında ağacın, / serpilip gelişen hayatın düşmanı... sana düşman, bana düşman, / düşünen insana düşman, / vatan ki bu insanların evidir, / sevgilim, onlar vatana düşman...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çiftçi nasıl üretsin? 15 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları