Sanal Âlem Fetişine Küçük Bir Fiske!

18 Aralık 2012 Salı

Önce fıkra gibi olaylar anlatmak istiyorum. Efendim, 16 yaşındaki kocaman bir kız çocuk, öğretim üyesi annesine telefon ediyor: Anne şu anda yataktayım, buzdolabında neler var söyler misin?Anne ya sabır çekip buzdolabındaki tek tek sayıyor. Kız çocuğundan yanıt:Bu kadar şeyi aklımda tutamam, bir e-mail atıver.\n

\n

Japonyada bir çift evleniyor, damat adayının sanal sevgilisi de düğüne davetli. Damat sanal sevgilisi için bir de masa ayarlıyor, sanal sevgili oraya bir güzel yerleşiyor ve düğünü izliyor. Düğünün ardından oyun konsulundan Love Plus adlı oyun kartı çıkarılıyor, bir tahta kutunun içine yerleştiriliyor ve damatla gelin el ele tutuşarak kutuyu kırıyorlar. Sanal sevgili yok oluyor ama damadın hüngür hüngür ağladığı görülüyor. \n

\n

Adam evli; bir süredir internette çetleştiği bir kadına müthiş ilgi duyuyor, kadın da öyle gözüküyor. Eh sonunda kadınla erkek buluşmaya niyetleniyorlar. Bir barda buluşuyorlar, aman o da ne, adam karısını bar taburesinde görünce yıkılıyor. Kadın da tabii...\n

\n

Kızın sevgilisi iş seyahatinde, kız da arkadaşlarıyla bir bara gidiyor. Barda ne kadar çok eğlendiklerini göstermek için fotoğraf çekip sevgilisine gönderiyor. Ama fotoğraf çekerken, arka planda bulunan eski sevgilisini de görüntüye alıyor. Hop fotoğraf yeni sevgilinin elinde; adamcağız bir de bakıyor ki sevgilisinin eski sevgilisi gayet memnun mesut, arkada gülümsüyor. Hemen oturup biraz da içtikten sonra kıza bir e-mail çekiyor: Ben grup sekse gelemem. Seni bırakıyorum.\n

\n

Grup Kapadokyaya gidiyor ve hep birlikte bir balona biniyorlar. Hepsi çok heyecanlı. Hepsinin elinde bir akıllı telefon, cümle tanıdıklarına ne kadar çok eğlendiklerini göstermeye çalışıyorlar. Bu arada farkında olmadan balonun dengesini öylesine sarsıyorlar ki maharetli bir pilot olmasa hepsi kayalara çarpan balonda, eğlenelim derken hayatlarını yitirecekler. Tabii pilottan azarı işittikten sonra süklüm püklüm, kendilerini Kapadokyanın büyülü güzelliğine kaptırmaya çalışıyorlar. Ama bu güzelliği arkadaşlarına anında göstermedikten sonra yaşamanın anlamı ne ki! Çok geçmeden canları fena halde sıkılıp bir an önce insek de akıllı telefonlarımıza kavuşsak diye dert yanmaya başlıyorlar. \n

\n

Kadın kocasından şüphe ediyor. Bir yerlerden duymuş, internet ortamında yazılan e-mailler kişi tarafından silinse bile daha sonra da okunabiliyor. Yani yok olmuyor. Bunu muhtemelen sürüp giden Balyoz ve Ergenekon davalarından duymuştur. Kadın ne yapıyor; kocası işe gittiğinde, kocanın çok sık kullandığı bilgisayarını alıp gerekli yerlere götürüyor. Tabii yüklüce bir para karşılığı... Kocasının sevgilisine yazdığı tüm e-mailler orada. En çok ne mi canını sıkıyor!.. Adamın sevgilisine yaş gününde bir Citroen alacağını okuyor. Oysa ona doğum gününde bir Honda alınmış. Kadın ne yapıyor; sevgilinin doğum gününde, numaradan bir sinir krizi geçiriyor ve bir psikiyatri kliniğine yatıyor. Kocam beni işte bu nedenlerle krizin eşiğine getirdi, intihar da edebilirdimdiye anlatıyor. Raporunu alıyor ve kocaya boşanma davası açıyor. Koca yüzde yüz suçlu bulunuyor ve tüm mal varlığına el konuyor. Kadın şimdi çocuklarıyla mutlu mesut yaşıyor. \n

\n

Şu sanal âlemde kim bilir daha neler oluyor? Ben bu kadar fetiş hale getirilmesinden pek memnun olan biri değilim. Bizim zamanımızda mahremiyet diye bir kavram vardı ve ben hâlâ bu kavramın peşinden koşmayı seviyorum. Allah sanal âlem sevenleri onlara bağışlasın.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları