Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Halklar Masum Ama 'Devlet' Masum Değildir
Altı yıl önce, Güneydoğu Kültür Mirası Projesi çerçevesinde çektiğim “Yesemek - Bir Hitit Açık Hava Heykel Müzesi” adlı filmin ön çalışmaları sırasında beni gözyaşlarına boğan bir bilgiye ulaşmıştım. İlk milli kazıyı Çorum Alacahöyük’te başlatan Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’da çok hastadır. Bir sabah yaveri odasına girer ve Mustafa Kemal’in yatağında olmadığını görür, dehşete kapılır, bütün köşk dehşete kapılır, aramaya başlarlar, şoför de yoktur. \n
\nEpey bir süre sonra anlaşılır ki, Atatürk sabahın erken saatlerinde, şoförüne emretmiş ve Alacahöyük kazısına gitmiştir, ne durumda diye.\n
\nNeden ben şimdi bu hikâyeyi anlatıyorum, tuhaf bir şey, Alman vakıfları PKK’ye yardım etmekle suçlandığından beri (burada yanlış anlaşılmamak için, CHP’li belediyelerin ve Alman vakıflarının haksızlığa uğradığını düşündüğümü söylemeliyim) evet, bu suçlamalardan beri, bazı hikâyeler beni resmen dürtüyor, anlatmak istiyorum.\n
\nBir hafta önce Eskişehir’de Frigya uygarlığının önemli merkezlerinden birinde, bir kazı yerindeydim; Aizanoi. Kazı başkanları bir seminer için kazı yerinden uzaktaydı ve Pamukkale Üniversitesi’nden öğrenciler bunun ilk kazıları olduğunu söylediler, ben de “Daha önce kim kazıyormuş” diye sordum, “Alman ekipler” dediler, “ama artık kazılarda yabancı ekiplerden çok bizler olacağız”. Gözlerinin içi parlıyordu, birden Berlin’de bir müzede gördüğüm, yerinden hiç de hoşnut olmayan Bergama Tapınağı’nı düşündüm. Kültür Bakanlığı’nın kazılarla ilgili bu yeni politikası doğrusu çok hoşuma gitti. Demek ki istenilirse para bulunuyormuş, zaten yetişmiş insan kadrosu fazlasıyla var. \n
\nAnadolu toprağında yaşayan insanlara sonsuz bir güven duyan Mustafa Kemal Atatürk’ün anısı önünde bir kez daha saygıyla eğilmek isterim.\n
\nNedense bu hafta Necip Hablemitoğlu sürekli aklımdaydı. “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” adlı kitabın yazarıydı o ve dünyanın en uğursuz madeni olan altın üstüne oynanan büyük oyunu anlatıyordu. Bu konuyla ilgili mahkemesi vardı ve 18 Aralık 2002’de öldürüldü. \n
\nDokuz yıldır bu cinayetin failleri bulunamadı.\n
\nNecip Hablemitoğlu’nu düşündüğümde, aklıma ilkin, bana Bergama altın madeninde Türk mühendislerinin gösterdiği bir harita gelir. Harita uydudan çekilmiş, Türkiye’nin maden coğrafyasını gösteriyor. Evet, Batı’dan başlayarak Doğu’ya kadar her yer altın kaplı. Mitoloji okuyanlar bilir, mitolojide antik Bergama kentinin güneşle rekabet ettiği söylenir. Neden mi, altın o zamanlar öyle bolmuş ki, nehirlerden akıp dururmuş ve Bergamalılar, evlerinin damlarını altınla sıvarlarmış.\n
\nÇeşitli sakıncaları nedeniyle bizler, küçük bir azınlık, ülkemizdeki bu altının çıkarılmasını istemiyoruz ama yeryüzünde bir altın borsası var. Özellikle Nazi döneminde işgal edilen ülkelerdeki tüm altınlar ve de soykırım sırasında öldürülen insanların altın dişlerinden yapılan altın kalıpları, Almanya’da çok sıkı bir biçimde kasalarda saklandı ve şimdi altın borsasında en büyük söz sahibi Almanya’dır. \n
\nHer bulunan altın madeni altın borsasında düşüş yaratır. Yani altın için maalesef devletlerin “derin” alanlarında çok acımasızca bir savaş vardır.\n
\nBergama altın madeninde gördüklerimi yazdığımda, çok suçlanmıştım. Halkın tepkisiyle; en gelişmiş teknoloji kullanılıyordu, siyanür dolu havuzda ördekler ve kuğular yüzüyordu, İzmir’de hava çok kirliydi ama maden bölgesinde hava temizdi. Ayrıca dinamit patlatılırken domino sistemi uygulanıyordu ve ne acı ki, Bergama için direniş yapan kişilerin çocukları madende işçi olarak çalışıyordu. Necip Hablemitoğlu da bazı belgeleri sunacağı duruşmadan sanırım bir hafta önce öldürülmüştü.\n
\nÜzüldüğüm şeylerden biri, altın ve diğer madenlerimizi çıkarmak için yerli sermayenin kılını bile kıpırdatmamasıydı, çünkü bu yatırımlar çok pahalı, uzun vadede kâr sağlıyordu ve bizim sözüm ona kapitalistlerimiz dükkân açmakla yetiniyorlardı. Şimdilerde durum biraz düzeliyor.\n
\nYani diyorum ki, hiçbir devlet masum değildir. Yukarıdaki bilgilere, sevgili arkadaşım Hikmet Çetinkaya’nın bir yazısında belirttiği gibi, PKK’nin uyuşturucudan elde ettiği paraların Alman ve Hollanda bankalarında nemalandığını da ekleyelim. \n
\nSonuçta halklar her zaman masum ama devletler asla masum değildir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- 'Açız' diye bağırdı, yaka paça dışarı atıldı!