Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cumhuriyet özgürlüktür
Sansür yasası kişilerin ve toplumların ne denli özgürlüğe gereksinimi olduğunu bir kez daha ortaya koydu. O olmadan ne eğitim ne de toplumda rahat ve huzur olabilir...
İki gün sonra 99. yılını kutlayacağımız “Cumhuriyet”, bize özgürlüğü anayasal hak olarak getiren, en güzel en çağdaş yönetim yönetim biçimi olduğu için bayramla taçlandırıldı. Onurla, gururla kutluyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yaşatmak, kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü; onun ilkelerini, devrimlerini, Cumhuriyetin kurumlarını ve değerlerini korumakla olur. Ancak devlet kadrolarına sızan Cumhuriyet karşıtları, dahası düşmanları boş durmuyorlar.
Cumhuriyetin olanaklarıyla yetişen kimi gericiler de her türlü olanağı kullanıp Cumhuriyet devrimlerini yozlaştırmayı sürdürüyorlar.
Örneğin eğitimde dini cemaat, vakıf ve derneklerle işbirliği yapıp Eğitimin Birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat) yasasına ve laikliğe aykırı davranmaktan çekinmiyorlar. Bakalım daha ne kadar sürecek bu meydan okuma? Yetkililer eğitimi yer yer vakıfların güdümüne bırakmış durumdalar. Örneğin İstanbul Beşiktaş’ta İsmail Tarman Ortaokulu’nun imam hatip ortaokuluna dönüştürülmesinin durdurulması için veliler, mahalle sakinleri dava açtılar ve kazandılar. Ama mahkeme kararını MEB uygulamıyor. Veliler 77 aydır adalet nöbeti tutuyor. Kim bilir yurt düzeyinde bunun gibi kaç mahkeme kararı uygulanmıyor? Neden?
Özetle eğitim de diğer alanlarda olduğu gibi, sorunlar yumağı biçiminde.
SORU SORMAK
Tüm bunların başında öğretmen için de öğrenci için de önce özgürlük gelir. Eğer bir öğrenci öğretmenine soru soramazsa, bir gazeteci ülkeyi yönetenlere soru soramazsa, o okulda eğitimden, o ülkede adaletten, özgürlükten söz edilemez.
Öğrencinin soru sorabilmesi için, özgür olması, kendini özgür duyumsaması gerekmez mi? Soru soran öğrenci başarılı olur. Zaten bilim soruyla başlar.
Eski Kültür Bakanı, şair Talat Halman, 21. Yüzyılda Üniversite ve Kültür adlı kitabında şöyle bir anekdota yer verir: “İ. İ Rabi adlı bir önemli fizik bilgini vardı, 1991’de Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı, uzun yıllar Columbia Üniversitesi’nde profesördü. Nobel ödülünü aldığı zaman gazeteciler sormuşlar: Sizi bu ödüle götüren en önemli faktör nedir, en etkileyici kişi kim olmuştur?” Ondan herhalde hocalarından birisinin adını vermesini beklemişler; ama Rabi demiş ki: “Annemdi, çünkü ben ilkokuldayken her gün okuldan eve geldiğimde, iyi not aldın mı, öğretmenin sana aferin dedi mi, başarılı oldun mu” diye sormazdı hiçbir zaman. Bana hep aynı soruyu sorardı: “Bugün derste iyi soru sordun mu?”
CUMHURİYET İÇİN
Kısaca Cumhuriyetin getirdiği değerlerden biri özgürlüktür. Soru sorma özgürlüğü de bunlardan biridir. Sansür yasası eğitimi de etkileyecektir. Atatürk Devrimleri’ne karşı olanların devrimleri yozlaştırmasına kapı aralayacaktır. Umarım yanılıyorumdur.
Öte yandan Mahir Ünal’ın “Cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünme setlerimizi yok etmiştir. Bugün konuştuğumuz Türkçe ile bir düşünce üretemeyiz sadece konuşma ihtiyacımızı karşılayabiliriz” demesi ise anayasanın 3. maddesini bilmemesi, tanımaması, dil bilincinden yoksun olması demektir. Madde 3.-“Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütündür. Dili Türkçedir...” Türkçe 5 bin yıllık köklü bir dildir. Yeryüzünün anadillerinden, ölçünlü dillerinden biridir.
Eski Devlet, Milli Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk’ün belirttiği gibi de “AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın Kahramanmaraş’taki konuşması, son zamanlarda çok kullanılan, 13.10.2022 tarih ve 7418 sayılı Kanun’un 29 maddesiyle Türk Ceza Kanunu’na eklenen 217/A maddesiyle cezalandırılması öngörülen, –Fransızca kökenli bir sözcükle– açık bir ‘dezenformasyon’ (bilgi çarpıtma) örneğidir. Ayrıca bu sözler, Cumhuriyet devrimlerine karşıt, önyargılı bir tutumu yansıtmaktadır.”
Tüm bu olumsuzlukların geçici olduğuna inanıyorum. Bu denli de iyimserim.
Çünkü Cumhuriyet yönetimi bana göre, halkın yüzde 97’sinin benimsediği bir yönetim modelidir. Ne var ki kimi Cumhuriyet karşıtlarının devlet yönetiminde bir süre görev almaları ve tam karşıtı yol izlemeleri hiçbir işe yaramayacaktır. Cumhuriyetin kurumları güçlüdür.
İki gün sonra Cumhuriyetin bayramını kutlayacağız. Bu kutlama yurdun her köşesinde büyük sevinç ve coşku yaratacaktır. Bunu daha da büyütmek gerekir: Cumhuriyet balolarıyla, Cumhuriyet konserleriyle, Cumhuriyet yürüyüşleriyle...
Çünkü Cumhuriyet demek “özgür, mutlu ve rengârenk bir Türkiye” demektir... Bayramınızı yürekten kutluyorum! Yaşasın Cumhuriyet!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- Köyüne dönmek isteyene 5 gebe düve verilecek
- AYM o maddeyi iptal etti, tazminat yolu doğdu
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Bakan Yerlikaya'dan 'kayyum' açıklaması
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi
- Araç satışında yeni dönem: 1 Ocak'ta başlıyor
- Sahte içkiden 17 kişi hayatını kaybetti