Dünya Hayvanları Koruma Günü

08 Ekim 2017 Pazar

“Süper insanlarla organikler arasındaki ilişki nasıl olacak?” Soruyu duyunca önce gülümsedim. Şaka zannettim. Fakat ciddilermiş. Anladığım kadarıyla organikler bizleriz. Yani normal insanlar. Peki süperler kim?
Masaya yeni oturmuştum. Geleceğin dünyasını tartışıyorlar. Benim aklım ise “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü” dolayısıyla yazmak istediğim yazıda.
Sosyal medyada yer almış hayvanlara yönelik işkence görüntüleri var gözümün önünde. Yasalarımızda hayvanları koruyan maddeler yok değil. Ama dinleyen kim. Kaldı ki yaptırımlar yetersiz.
Antalya Konyaaltı’nda üç köpeği zehirleyerek öldürmüşler. Köpeklerden birini sol patisinden bahçe duvarına çivilemişler. Haber “Hayvanları Koruma Günü’nde katliam” başlığıyla yayımlanmış. Aynı gün, 4 Ekim, Ankara Mamak’ta çöplükte battaniyeye sarılmış 8 yavru köpek bulunmuş. Tümü ölü. Haberi veren gazete “Köpekleri katlettiler” başlığını atmış. Afyonkarahisar’da 20 köpeğin zehirlenerek öldürüldüğüne ilişkin haberin başlığı da “Yürek sızlatan olay.”
Her üç olay Hayvanları Koruma Günü’nde yaşanıyor. Bunlar duyduklarımız. Ya duymadıklarımız?
Oysa ne diyordu Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde:
“Tüm hayvanlar var olma hakkına sahiptir. Saygı görme hakkına sahiptir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır. Onları sömüremezsiniz.”
Ünlü filozof Schopenhauer da hayvan haklarını savunanlardan:
“Hayvanların haklarının olmadığı ve onlara davranışımızın ahlaken önemsiz olduğu iddiası batı barbarlığının ve ilkelliğinin mükemmel bir örneğidir.”
Elimdeki tabletten, hayvan haklarına ilişkin Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri okuyorum. Arada masada konuşulanları da dinlemeye çalışıyorum.
En çok Yuval Noah Harari’nin adı geçiyor. Son kitabı “Homo Deus” var birinin elinde; arada kitaptan alıntı yapıyor. Organikler sahiden de bizlermişiz. Doğal insanlar. Süperler ise GDO’lular. Yani “genetiği değiştirilmiş olanlar”. Sonra bazı organları makinelerle değiştirilmiş biyonik insanlardan da söz ediyorlar. İşte süper insanları bunlar oluşturacakmış. Süperler çok zeki, çok güzel, hızlı, güçlü ve sağlıklı olacaklarmış.
Üstelik bu süper insanların eli kulağındaymış. İçinde yaşadığımız yüzyılda onları görecekmişiz. Sadece en zenginler, bu teknolojik gelişmelerden yararlanabileceklermiş. Hariri şöyle diyor:
“Tarih boyunca üst sınıflar hep alt sınıflardan daha akıllı, daha güçlü ve daha iyi olduklarını iddia ettiler ama çoğunlukla kendilerini kandırıyorlardı. Fakat yeni tıbbi imkânlarla üst sınıfların bu kibri artık gerçeğe dönüşebilir.”
Masadakilerden biri “Doğa ve insan türünün geleceği hakkında ciddi bir tartışma, mutlaka insan-hayvan ilişkisini de kapsamak zorundadır” deyince sohbet daha çok ilgimi çekmeye başlıyor.
Hariri’nin kitabından bir alıntı daha yapıyorlar:
“Hayvan-insan ilişkisi, gelecekte süper insanlarla insanlar arasında kurulacak ilişkiye en yakın model olma özelliği taşır.”
“Yani süper zeki insanların sıradan insanlara nasıl davranacağını merak ediyorsanız, insanların daha az zeki hayvan akrabalarına nasıl davrandığına bakın” diye yorum yapıyor masadakilerden biri.
Bense yan gözle “hayvanozgurlugucevirileri.com” sitesindeki yazılara göz atıyorum: Birinin başlığı şöyle: “Kapitalizm, Kölelik ve Hayvan Özgürlüğü”, diğerininki “Mülkiyet, Şiddet ve Zulmün Kökleri”. “Bizim Gibi Hayvanlar” başlıklı yazı da ilgimi çekiyor.
Bütün sömürü çeşitleri bir şekilde birbiriyle bağlantılı. İnsanlar hayvanları sömürdüğü sürece huzurlu, insancıl toplumlar oluşturamayacaklar. İnsan artık gerçek anlamda uygarlaşmalı ve doğada var olan tüm yaratıklara karşı sorumlu olduğunun farkına varmalıdır.
Türkiye Hayvan Hakları Federasyonu şöyle demiş web sayfasında (http://www.haytap. org):
“4 Ekim Hayvan Haklarını Koruma Günü Kutlu Olmasın.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları