İklim için ses ver!

02 Eylül 2018 Pazar

“Beni bu güzel havalar mahvetti” diyor Orhan Veli şiirinde:
“Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.”
Peki, şairin sözünü ettiği o “güzel havalar” nerede şimdi? Yaz gelsin diye bekliyorduk kışın soğuğunda. Sonra geldi dört gözle beklediğimiz yaz. Klimaların, pervanelerin, vantilatörlerin yanından ayrılamaz olduk. Bazılarımız soluğu AVM’lerde aldı. Malum oraları daha serin.
Türkiye’de 2018 yılı, ilk 7 aylık verilere göre son 47 yılın en sıcak yılı olarak geçti.
Arada havalar birden soğudu; üşüdük yazın ortasında. Bazı günler gökten boşalırcasına yağmur yağdı. Kuraklık, orman yangınları ve seller yaşadık… Hem de arka arkaya.
İstanbul’da bir gecede çakan binlerce şimşek, bizleri ürküten o hortum…
Dünyadaki durum da farklı değil.
Küresel sıcaklıklar rekor kırıyor.
Ani hava değişimleri, aşırı iklim olayları her yerde var… Anormallikler normalimiz olmaya başladı sanki. Güneyde konuştuğum bir çiftçi “Havalar bir tuhaf. Böyle olmazdı eskiden” diyordu. “Peki niye oluyor bütün bunlar” diye sorduğumda gökyüzüne bakarak şöyle dedi:
“İklimleri mahvettik.”
Bütün bunların neden yaşandığını artık herkes biliyor: İklim değişikliği yüzünden.
Dünyanın ortalama sıcaklığı bu yüzyılın sonunda ne kadar yükselecek? 2 derece mi? Belki de 3. Daha fazla olabilir mi? Peki, ortalama sıcaklık bu ölçüde artarsa, neler yaşayacağız? Deniz seviyesi ne kadar yükselecek? 3 metre mi, 6 metre mi? Daha fazla olabilir mi? Hangi bölgeler sular altında kalacak? Kıyı şeritlerinde yaşayan kaç milyon insan göçe zorlanacak? Bu göç dalgasıyla nasıl başa çıkacağız? Ya su krizi, kuraklık? Tarımsal üretim kuraklıktan ne ölçüde etkilenecek? Gıda güvenliği ne olacak? İklim değişikliği biyolojik çeşitliliği ne ölçüde vuracak? Kaç canlı türü yok olacak?
Gezegenimizin sınırlı doğal kaynaklarını tüketerek azmanlaşan kentlerimiz, bitmeyen beton aşkımız, fosil yakıtlara olan bağımlılığımız, insan dahil tüm canlıları, yaşam alanlarını, havayı, suyu, toprağı ve yeryüzünü tehdit ediyor.
Peki, ne yapacağız? Normalleşen anormallikleri kabul mü edeceğiz? Dünyanın dört bir yanında bu yeni normali kabul etmeyen, iklim krizine karşı harekete geçen, gidişata dur diyen milyonlar var. “İklimi değil sistemi değiştir” diyorlar. Yeryüzünün sömürülmediği, kentlerin yaşanılabilir olduğu, fosilsiz bir dünya hayal ediyorlar. Onların seslerini ne ölçüde duyuyoruz?

***

8 Eylül’de tüm dünyada “İklim İçin Ses Ver” eylemi yapılacak. Küresel bir eylem. Amaç yerel yönetimleri iklim değişikliği konusunda harekete geçirmek, Paris Anlaşması’nı desteklemek ve dünya liderlerinin iklim krizinin çözümü konusunda somut adım atmalarını sağlamak. 12-14 Eylül tarihleri arasında yapılacak “Küresel İklim Eylemi Zirvesi”nin hemen öncesinde “ses vermek”.
İnternet sayfalarında (www.iklimicinsesver. org) hazırladıkları bildiride şöyle diyorlar:
“Gezegenimiz için dönüm noktasındayız. Bir arada hareket ederek fosil yakıtlar çağını sonlandırabilir, hepimiz için adil bir geleceği inşa edebiliriz. Gün, iklim için ses verme günü.”
İnternet sitesinde küresel eylem günü etkinlikler haritası ilgimi çekiyor. Bir dünya haritası. Dünyada etkinlik yapılacak yerler noktalarla işaretlenmiş. Ne çok nokta var…
8 Eylül’de Türkiye’de şu ana kadar kesinleşen 8 ayrı etkinlik noktası bulunuyor - İstanbul’da boğazın iki yakası; Kadıköy ve Sarıyer ses verirken, Çanakkale’de Kazdağları ve Güzelyalı plajı diğer iki etkinlik noktası. Kırklareli’nde ve Odunpazarı’nda bir pedallama etkinliği var. Ayvalık’ta ekoloji, gıda ve iklim değişikliği üzerine söyleşi. Antalya Alakır Vadisi’nde de Alakır Nehri Kardeşliği yaşam savunucularını Alakır Vadisi’ne davet ediyorlar. 8 Eylül’de “ses veriyorlar”.
Dünyadaki yoksulluk, eşitsizlik ve iklim krizi… Hepsi birbiriyle bağlantılı. İklimi savunmak demokrasiyi savunmaktır.
Şairin “Âşık olduğu havaları” geri isteyenler “ses veriyor”. Çünkü gezegen elden gidiyor. Siz de ses vermek istemez misiniz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları