Blade Runner sansürü

15 Ekim 2017 Pazar

Ridley Scott’un 1982 yapımı filmi “Blade Runner” kimine göre bugüne kadar çekilmiş en iyi bilimkurgu filmlerinden biri.
35 yıl sonra çekilen devam filmi “Blade Runner 2049”un yarattığı heyecanı izlemek ilginçti.
Sosyal medyada aylar öncesinden başladı filmle ilgili paylaşımlar. “Film, 2017 yılının en önemli sinema olayı olacak” diyordu bazıları.
“2001: A Space Odyssey’den sonra gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu filminin devamını izleyeceğiz. Heyecan verici” diyordu bir başkası.
“Uzun zamandır bilimkurgu kıtlığı çeken bünyemize ilaç gibi gelecek” yorumunu okuyunca gülümsedim.
Sonra fark ettim ki, insanlar film için ciddi ciddi hazırlık yapıyor. 1982’de gösterime giren kült filmi yeniden izleyenler, film hakkında yazılan tezleri okuyanlar, filmin yorumlarını yeniden okuyup arkadaşlarıyla paylaşanlar, hem ilk filmin hem de yenisinin müziklerini dinleyip karşılaştıranlar... Film daha vizyona girmeden internetten yeni filmin müziklerini bulmuş bazıları. “Yeni filmin müzikleri de çok başarılı fakat Vangelis bir başka” diyordu bir yorumcu.
Derken filmin gösterim günü geldi. Öğrendik ki, film “sansürlenmiş.”
Üstelik filmi sansürleyen Sony Pictures’ın kendisi. Söylendiğine göre filmdeki ‘Replicant’ların (kopyalar, sentetik insanlar) çıplak olarak göründüğü bazı sahneler ve yaradılış sahnesi sansürlenmiş.
Şirketten tek tümcelik bir açıklama geldi: “Bazı bölgelerde Sony Pictures yerel kültüre saygısından ötürü filmin hafifçe değiştirilmiş bir versiyonunu piyasaya sürmüştür.”
Hani özrü kabahatinden büyük derler ya. Tam da öyle bir açıklama olmuş.
Yerel kültüre saygı, bir sanat eserini sansürleyerek mi gösterilir?
Peki, sanata saygı nerede kaldı? Ya sinemaya, emeğe ve Türkiye’deki sinema izleyicisine saygı?
Aylarca hatta yıllarca “Blade Runner”in devam filmini bekleyenler sansüre yoğun tepki gösterdiler. Kimileri filme gitmeme kararı aldı. “O kadar bekledik, birkaç ay daha bekler filmi sansürsüz olarak DVD’den izleriz” diyenler oldu.
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), bu uygulamanın “Türkiye halkına ve Türkiye’deki sinema izleyicilerine hakaret niteliği taşıdığını” açıkladı.
Sony Pictures’dan ikinci bir açıklama gelmedi.
80’lerden bu yana Türkiye’de sansürün her çeşidiyle karşılaştığımızı düşünürdüm. Fakat böylesi bir otosansürle ilk kez karşılaştık.
Şirket, benzer bir sansürü Ortadoğu ülkelerine de uyguluyormuş. Haberlerde Birleşik Arap Emirlikleri’nden söz ediliyor. Demek ki Sony Pictures’a göre Türkiye’nin “yerel kültürü”, “Birleşik Arap Emirlikleri”nin yerel kültürüyle aynı.
İnsan merak ediyor tabii, şirket acaba Amerika’nın değişik bölgelerindeki “yerel kültür” farklılıklarına da aynı ölçüde saygı gösteriyor mu, orada da sansür uyguluyor mu diye.
Ayrıca şirkete göre Türkiye’nin “yerel kültürü” başka hangi ülkelerin “yerel kültürüyle” benzerlik gösteriyor merak ediyorum doğrusu.
“Sonra bu otosansür ne zaman başladı? Daha önce hangi filmler ne ölçüde sansüre uğradı?” gibi soruların da yanıtları yok.
Şirket niye yaptı böyle bir şeyi? Muhtemelen yaş sınıflandırmasında 18+ almamak için. Böylece gişe hasılatını arttıracaklarını düşündüler belki de.
Fakat sansür ters tepti.
Filmi geçen hafta sonu izleyenlerin sayısı 57 binde kaldı. Kurtlar Vadisi Vatan’ın izleyici sayısı 108 bin, Ay Lav Yu Tuu’nunki de 79 bindi.
Diğer yandan bu uygulama Sony Pictures’ın Türkiye algısını da gösteriyor elbette.
Sosyal medyada şirketin Türkiye algısına sert tepki gösteren bir yorumcuya bir başkası şöyle karşılık vermiş:
“Elbette tepkinde haklısın. Ama hata biraz da bizde değil mi? İnternetin en büyük ansiklopedisi Wikipedia’yı yasaklayan ülke hangisi? Dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke hangisi? İnternet özgürlüğünde ve dünya hukuk endeksinde tepe taklak giden ülke hangisi?”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları