Feyzi Açıkalın

Yabancılar neden Alanyaspor maçına gider?

21 Ekim 2016 Cuma

Geçen gün Yeni Alanya Gazetesi sahibi Mehmet Ali Dim attığı bir tweet’de, şehirde yaşayan yabancıların Alanyaspor futbol takımının maçlarına ilgisinden bahsederken, yerli şehir sakinlerinin vurdumduymazlığından yakınıyordu. Haklıydı, örneklerini ben de biliyordum.

Öncelikle futbolun uluslararası oluşunu, belirlenmiş ve her yerde aynısının uygulandığı kurallarıyla dünyanın en yaygın ölçekte oynanan sporu olduğunu hatırlatalım. Bir Norveçli ya da Iraklı misafirin, Alanya’da top koşturan Senegalli futbolcunun oyununu benzer ölçeklerde irdelediklerini bilelim...

Alanya’daki yabancı, yöresel bir spor karşılaşmasını sırf orijinallik olsun, o konuda bilgi dağarcığı genişlesin diye de izleyebiliyor. Ama futbol öyle değil. Şehirdeki konuk her şeyiyle tanıdık olan bir oyundan zevk almaya, eleştirmeye, o stadyumda heyecanlanmaya gidiyor.

Bu yüzden, Alanyasporun üst kalitedeki ligde yer alışını, iyi futbolculardan oluşmuş bir takım oluşunu en çok onlar takdir ediyor.

Belki bir süre sonra taraftarlık bağı kuruyor ama o stada fanatikler gibi asla ölmeye ve öldürmeye gitmiyor! Spor onlar için bir hafta sonu eğlencesinden, hoş bir seyirlikten öte geçmiyor.

Alanya’da yaşayan yabancıların yerlilerden farklı olarak daha fazla zamanları ve ne yazık ki paraları var. Kendi ülkelerinde de en azından, “Ben oradaydım, o aktiviteye katıldım” demek için spor izlerler, tiyatroya giderler. Bunu sosyal bir aktivite görüp, kendi aralarında bir konu başlığı yaparlar.

Ama çok önemli bir neden daha var…

Yabancı, sırf hemşerilik bağları güçlensin, bizimle futbol aracılığıyla ilişki kurabilsin diye de maçlara gidiyor… Abonman bileti olan çok sayıda yabancı tanıyorum. Alanyaspor’un iç saha maçlarına göre seyahat planlayanları, takımdan “biz” diye bahsedenleri biliyorum. Hatta deplasmana, örneğin geçen yıl Konya’ya şampiyonluk maçına gidenleri de…

Futbolun dil, ırk, din, mezhep farkı gözetmeksizin binlerce kişiyi aynı arenada birleştirebilmesi onu özel bir oyun kılıyor. Alanya’daki yabancı, dilini bilmemesine karşın yanında oturan yerlinin sevinç ya da üzüntüsüne ortak oluyor. O anda hemşerilik, aidiyet bağları kolayca kurulabiliyor. Çoğunlukların içinde kaybolan yabancı birden azınlık olmaktan çıkıp, şehrin bir parçası haline gelebiliyor.

Geçen yıl İngiltere Premier Lig şampiyonluğunu bir peri masalı şeklinde kazanan Leicester City, bu konuda en iyi örnektir. Leicester, Londra’dan sonra İngiltere’nin etnik açıdan en büyük farklılıkları barındıran şehridir ve bu özelliğini en büyük zenginliği olarak görmektedir. Bir işçi kenti olan Leicester’de, şehrin futbol takımı farklı dil, din ve ırktaki hemşerilerinin buluştukları en büyük ortak payda olarak görülmektedir.

Alanyaspor futbol takımının da bu anlamda değerlendiriliyor olması gerekiyor. Çok ihtiyacımız olan, farklılıklarımızın hemşerilik bilinciyle bir potada erimesi için Alanyaspor biçilmiş kaftandır. Ve bu özellik şehir tanıtımı için de çok önemli bir araç olabilir. Dünya ile Türkiye’nin kopmakta olduğu zaman diliminde bir birleştirici sayılarak…

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları