Feyzi Açıkalın

Şimdi S-400’leri nereye yerleştireceğiz?

29 Haziran 2019 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde yenilgiyi çoktan kabul etmiş, hemen sonrasındaki Osaka G-20 zirvesine hazırlanmaktaydı. 

Beklendiği gibi Erdoğan G-20 zirvesinde Trump ile görüştü. Trump basın toplantısında, Obama yönetiminin mevkidaşına ne çok haksızlık yaptığını anlattı. Ayrıca, rahip Brunson’ın serbest bırakılması konusunda ve kendilerine ISIS’ı yok etmekte en büyük destekçileri olan Kürtlere dokunmayarak, ne büyük yardımcı olduğunu üstüne basarak belirtti. 

Erdoğan’ın basın toplantısından sonra ise ABD ile Türkiye arasında, hep olduğu gibi “muğlak” anlatımlarla zamana, daha doğrusu “camii önüne bırakılmış!” bir S-400 sorununun sürmekte olduğunu anladık. 

Sonuçta Trump ile Erdoğan arasında ister Kayseri, ister Teksas usulü deyin, bir tür pazarlıklar döndüğünü, bunun sonucunda da Lockheed’den 100 adet Boeing almakta olduğumuzu, hayretle öğrendik. Erdoğan, S-400 alımlarının tamamlandığını, Trump’ın da bu konuda “yaptırım uygulamayacağını söylediğini!” belirtti. Oysa Trump basın toplantısında bundan söz etmemişti! 

Sonuçta elimizde, resmen “patlayan” bir S-400 öyküsü kaldı. Şimdi biz bu varil kılıklı bombaları ne yapacağız? 

Günlerden beri aklımda bir “Zihni Sinir procesi” var… Hani askeri birliklerin girişine yerleştirilmiş tanklar, toplar ya da uçaklar; içi boşaltılmış, yalnızca “kaportası” kalmış zırhlı savaş araçları vardır ya, işte S-400’lerin de böyle bir işlev göreceğini bekliyorum. 

Örneğin, gidenler bilir; Kırklareli’nin merkez meydanında koskoca bir savaş jeti durur. Sahicidir kendisi. Özellikle askerliğini orada yapanlar ve ziyaretçileri önünde fotograf çektirirler. İşte, bu uç uca eklenmiş boş varillerin böylesi şehir meydanlarında çok dekoratif duracağına inanıyorum. 

Ben asıl, S-400’lerin Rusların yoğun ziyaret etmekte olduğu Akdeniz turizm bölgelerine yerleştirilmesini öneriyorum. Mesela Antalya havalimanının girişine çok yakışır. Bir diğeri Alanya çarşı içine iyi gider. Daha öteye, Akkuyu nükleer santral tarafına gitmeyelim, orası biraz tehlikeli kaçar. 

Hatta işin cılkını çıkarıp, o varillerin benzerini sanayi çarşılarında yaptırıp, otellerin havuzundaki su kaydıraklarında da S-400 replikaları olarak kullanabiliriz. İnanın bu Rusların çok hoşuna gidecektir. 

Bir başka önerim, yıllar önceki kasaba dönemlerinde kullanılan çöp varillerini yine S-400 benzeri yapıp, şehirdeki mutena köşelere yerleştiririz. Ruslar gün boyunca talim ettikleri mısır koçanlarını oraya saygıyla atar. Olmadı, barlarda, yanına tüneyip bira içtiğimiz varillerin yerine o bidonlar konabilir. 

Biliyorum bu fantezi biraz pahalıya patladı ama en azından turizm açısından çok yararını göreceğiz. 1966 yapımı şahane bir ödüllü komedi filmi olan “Ruslar Geliyor” Akdeniz kıyı yerleşimlerinde ete kemiğe bürünmüş olur. Kim bilir, adına komedi mi dersiniz, yoksa traji komedi mi, böyle bir filmi de biz çeviririz! 

Hatta dizi bile yapıp, zengin oluruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları