Feyzi Açıkalın

Gaz alıcı olarak festivaller

24 Mayıs 2017 Çarşamba

Malumunuz, Anadolu’da festival mevsimi başlıyor. Ne amaçla ve nasıl düzenlendiğine bakılmaksızın topluca festival diye nitelenen, aslında çoğu panayır olan aktiviteler yaz aylarında yoğunlaşıyor.

Batılının çok rahatça kullandığı panayır kelimesi nedense bizi biraz bozuyor. Çoğunluğunu yerel yönetimlerin oluşturduğu festival düzenleyicileri, belki de modern olma adına böyle bir adlandırmayı tercih etmiyor.

Aslında her ikisi de aynı kapıya çıkıyor. Yöresel kültürün, özellikle de ürünlerin sergilendiği panayırdan farklı olarak, festival daha kapsamlı olarak ve periyodik düzenleniyor. En belirgin ayrıcalığı festivalin dinsel ve geleneksel öğeler taşıyor olması.

Çağlar boyunca festivallerde dini, bölgesel, sosyal bir aidiyet duygusunun geliştirilmesi, kaynaştırılması amaçlanmış. Birçoğu hasat zamanına denk getirilmiş. İlerleyen dönemlerde işin içine festivalin olmazsa olmazı, eğlence kısmı girmiş. Modern çağda ise özgün, tek bir konuyla sınırlı olan festivaller diğerlerinin yerini, en azından tanım olarak almış.

Çelişki gibi duruyor ama festival bir Pagan geleneği. Yani tanrı yok, tanrılar var. En eskilerinden birisi Eski Roma’da tanrı Saturn adına düzenlenen SaturnaliaFestivali. Her 17 Aralıkta, bir karnaval atmosferinde kutlanan festivalde yaşam şekillerinin dışına çıkılıyor. Efendiler kölelerine servis yapıyor, hatta kumar serbest bırakılıyor. Yani halkın gazının alımı yaklaşık 2 bin yıl önce başlıyor!

Ünlü, “Devlet” adlı eserinde Yunan filozofu Plato, “devletin izin verdiği(!) halk performanslarının, itaatkar ve iyi davranışlı bir kitle yaratabilmek için uygun bir örnek” olduğundan bahsediyor.

Ortaçağ Fransa’sında ise festival- siyaset ilişkisi daha belirginleşiyor. Soylular, işçi sınıfının gazını almak (İngilizce ‘Blow off steam’) ve onları günlük sıkıntılarından uzaklaştırmak için yarışmalar; soytarılar ve ozanların yer aldığı eğlenceler düzenliyor.

Günümüzde, 1960’lardaki Woodstock Müzik Festivali’nde olduğu gibi, barışçıl söylemlerin de yer aldığı politik mesajlar bu tür toplantıların temasını oluşturmaya başlıyor. İlk aktivist gençlik hareketleri bu konserlerle bütünleşiyor.

Leeds Üniversite’sinden Dr. Razaq Raj festival-politika ilişkisini irdeleyen makalesinde; festivallerin, yöredeki sosyal ve ekonomik uyumluluğun, güvenin ve gururun gelişmesine yardım ederek, yerel otoriteleri ve halkı birleştirdiğinden bahsetmektedir. “Festivaldeki aktivitelerin şehir halkında kazandırdığı ivme ile, yerel yöneticilerin politik güç ve etkilerini daha da garantilediğini”yazmaktadır.

Son yıllarda Türkiye gündemin bir parçası haline gelen “tanıtım telaşı”, Anadolu festivallerinin birincil düzenleme nedeni gibi görünüyor. Yerel otoriteye yüklenen/biçilen, tanıtım faaliyetleriyle yöresini yatırıma/ziyarete açma, böylece ekonomisini canlandırma görevi gereğince festivaller düzenleniyor.

Kültürel ve yaşam alışkanlıkları açısından farklılıklar gözlenen şehirlerde, her beğeniye göre şekillendirilmek istenen festivaller biraz farklı oluyor. Hele bir de siyasal yelpazenin her ucuna seslenmesi kaygısı da eklenince, festival tematik özelliğinden iyice sıyrılıyor.

Festivaller halka, özellikle de gençliğe iyi geliyor… Anaların yerlerde sürüklendiği, gazetecinin zindanlarda çürütüldüğü; açlık grevinde ölmeye bırakılan insanların, çocuğunun kemiklerini kargoyla teslim almaya zorlanan babaların olduğu bir ülkede insanlar, hem alttan hem üstten gaz kaçırarak eğleniyor; politikacı da yerini sağlamlaştırıyor…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları