Feyzi Açıkalın

Bir yaşlılık ilacı olarak kara mizah

04 Mayıs 2021 Salı

İnsanın yaş aldıkça olgunlaşması, durulması beklenir. Sonrasındaki beklenti de, yaşamı daha akılcı ve çok yönlü bir gözle ama detaylarda kaybolmadan değerlendirmesidir. Alman bu hali, “olaylara masanın üstünden bakmak” olarak tanımlıyor. 

Bencileyin, hala masanın üstüne çıkamadım. Tersine, sürekli masa örtüsünü kaldırıp, masanın altına bakar durumda buluyorum kendimi. Hatta bacakları filan yerden kaldırtıp, aranıyorum!

Böylesine bir huzursuzluk, detaylarda boğulma hali; öküz altındaki buzağıyı bulma telaşı yani. Bu debelenmenin altında belki de siyasi iktidarın baskısını, gizlendiği ayrıntılarda yakalayıp, çevreme anlatabilme derdi yatıyor. 

Bir kör talih olarak küresel salgın dönemine gelen yaşlılıkta, insanın yakın çevresi sosyal medya ile sınırlanıyor. Bu dert anlatma, paylaşma mecrasının, özellikle Twitter’ın kullanıcıları çok zeki. Onlarla iletişim ancak aynı dili yani mizahı kullanarak gerçekleşebiliyor.

Aynı mecrayı kullanan siyasi rejim sözcüleri ya da artıklarının zeka yoksunu paylaşımları, anında oluşan mizahı da körleştiriyor. İktidarın amacının artık iyice açık edilip, nobran ve kabaca belirtildiği bir dönemde, mizah da gittikçe kararmaya başlıyor.

Böylece kara mizah, iktidarın niyetini deşifre edip, onlara laf yetiştirmekten sıyrılarak, benzerlerinle sığındığın alandaki bir yeni iletişim aracı haline geliyor. Ve de ne yazık ki eğlendirmekten ziyade bu mizah türü öfke biriktiriyor. 

Twitter böyle ama az yazılıp çizilen, daha çok fotograf paylaşımının olduğu sosyal medya alanlarında ise kara mizah başka işlev görüyor. Yaşlandıkça niteliğini kaybetmediğine inandığın tek uzvun olan beyninin kara mizah ile ancak kıvamını koruyacağına inanıyorsun. 

Duygularını dışa vurma adına yaptığın bir kara espirinin anlaşılır olmasına göre elek çalışıyor. Elenenler farkına varmıyor ama tellerin üstünde kalanlar senin için daha değerli hale geliyor. Aynı yapay beyinlerde olduğu gibi onun yükünü boşaltmak, daha verimli kılmak için elek altındakileri silmiyor ama kaile almamaya başlıyorsun. Bu bile beyni hızlandırmaya yetiyor. 

Yaş almayı, yaşlanmayı can sıkıcı olmaktan kurtarmalı insan. Eğer hala beyninin kıvrımlarına güveniyorsa, hobi edinmek gibi daha sıradan işler yerine bir felsefe geliştirmeli. Kendisi besleyen, güncelden uzak tutmayan, her yaş ve sosyal sınıftaki insanla ilişki kurmaya yarayan bir yol tutmalı.

Ben, şu lanet olası 65 yaşta kara mizahı tutturdum gidiyorum. O beni yarı yolda bırakana dek…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları