Gerçekten müthiş bir buluşmaydı… Üçüncüsü organize edilen Antalya Bisiklet Turu için bisiklet dünyasının neredeyse bütün bileşenleri bir araya gelmişti.

Müthişti, çünkü ev sahibi olan Akra Otelleri çok cömertti. Konuk ağırlamadaki şaşmaz kalitesiyle spor insanlarını bir kez daha etkiledi. Ağırlama tedarikçileri Corendon, Diana Travel ve TAV Airports ise fırından taze desteğini sürdürdü. 

Bisiklet dünyası, diğer organizasyonlardan farklı olarak, göçebe bir hayat sürmeden aynı ortamı en az dört gün gece ve gündüz birlikte soludu. Böylece dostluklar pekişti, sorunlar dillendirildi. Tanışıklıklar arttı. Bilgiler paylaşıldı. Sosyal medya arkadaşlığı ete kemiğe büründü. 

Devletin yalnızca ağırlaması kolay bölümü organizasyon içindeydi. Yarış bütünüyle özel sponsorluklar katkısıyla kotarıldığı için çok sayıda gereksiz “sayın” arzı endam etmemişti. Buna karşılık, örneğin tarihi Aspendos Tiyatrosu önünden başlayan etap başlangıcına devlet en düşük düzeyde katıldı. Oysa aynı yerde birkaç gün sonra yapılacak “okçuluk” ön hazırlığı için beş bakan gelmişti! 

Turizm ve spor kavramı tam anlamıyla ete kemiğe büründü. Dünyaca ünlü antik yerleşimlerden başlangıç yapan etaplar, yarışa yeni eklenen doğa harikası rotalardan geçerek sürdürüldü. Sayılan bu güzelliklere, bisiklet yarışının doğasında olan çetin meteorolojik zorluklar da eklenince son derece meydan okuyan bir yarış gerçekleşti.

Yarış organizatörü tarafından özel davetli ünlü yabancı sporcuların varlığı da organizasyona renk kattı. Modern organizasyonların olmazsa olmazı paneller yine Akra’nın bonkör ev sahipliği ile düzenlendi. Son gün yapılan Grand Fondo katılımcılarının da buluşmaya eklenmesiyle ortam iyice renklendi.  

Buluşmanın en önemli ayağı olan basın da zengin bir katılımla oradaydı. Artık çok yetkin olan genç basın kuşağının yanında, yeni “zehirlenmekte” olan etkili bir gurup da organizasyona dahil edilmişti.

Sonuçta, özellikle Avrupa Akdeniz çanağındaki örneklerinde görüldüğü gibi, ciddi sponsorlukluk destekleriye büyüyen organizasyonların o bölgenin tanıtımında ne denli olabileceği artık anlaşılmıştı. Ağaların eli bundan sonra tutulmamalıydı…