Freddy Kempf’i Aykal yönetiminde ve Akdeniz Filarmoni Orkestrası eşliğinde dinledik. Japon anne ve Alman babadan dünyaya gelmiş, BBC’de Yılın Genç Müzisyeni seçilmiş, BRIT ödülünü kazanmış ve Moskova Çaykovski yarışmasının birincisi olmuş. Müthiş ajilitesi, klavye kontrolü ve son derece duygulu söylemiyle yarınlara büyük bir piyanist olarak adını bırakacak.

Fazıl Say ve Kadir Dursun’un kurduğu ve Antalya Belediyesi’nin desteklediği Piyano Festivali’ni başından beri izledim. Hem ülkemizdeki ilk piyano festivali olarak hem de Antalya’da yapılan sürekli bir müzik etkinliği olarak yıllar içinde bir kimliğe kavuştu. Şimdi bu festival 15. yılında yine Antalya Belediyesi’nin himayesinde ve şef Gürer Aykal’ın sanat yönetmenliğinde devam ediyor. Sanat koordinatörü Seren Akyoldaş, Boğaziçi Üniversitesi mezunu. İtalya’da şan eğitimini geliştirmiş, aynı zamanda hukuk doktorasını tamamlıyor. Dünyanın pek çok köşesinde ustalık sınıflarına katılmış. İşin en güzel yönü de Antalyalı izleyicinin salonları doldurması. Böylece ülkemizde festivallerin, konser dizilerinin gelenek haline gelebildiği, devamlılık kazanabildiği kanıtlanıyor.
Ben son konserlerden ikisini izleyebildim. Gürer Aykal’ın yönetiminde Akdeniz Filarmoni Orkestrası’nı dinledim. Akdeniz’e kıyısı olan ve senfoni orkestrasına sahip her ülkeden sanatçı davet etmek amacını taşıyan oluşumun bu yılki yorumcuları şimdilik Türkiye’nin çeşitli köşelerinden seçilmiş. Orkestranın ilk konseri, şef Orhun Orhon yönetiminde ve Hüseyin Sermet solistliğinde bir Mozart Gecesi olmuş.
Topluluğun Ekim 2015’te uluslararası kimlikle kuruluşunu tamamlaması bekleniyor. Dünyanın 5-6 ünlü şefinin çağrılması ve Aspendos gibi tarihi mekânlarda konserler düzenlenmesi ve bu konserlere genç, parlak piyanistlerin solist olması da hedefleniyor.
“Gençlik” sanki festivalin gizli teması. Genç solistler, gençlere atölyeler, ustalık sınıfları ve workshop düzenlenmesine özel bir önem verilmiş. Türkiye’deki bütün konservatuvarlardan seçilen öğrenciler ustalık sınıfları için aileleriyle birlikte ağırlanmışlar. Ayrıca Antalya çevresinden davet edilen yüzlerce çocuğa beden perküsyon atölyesi düzenlenerek kendi bedenindeki ritmi kullanması öğretilmiş.
Bu yıl festivalin onur konuğu Alfred Brendel. Son yıllarda konser değil de konferanslar veren Brendel, Schubert’in son üç sonatı üstüne konuşmuş. Festival süresince düzenlenen Alexander Lonquich, Freddy Kempf, Paul Lewis, Christian Zacharias, Hüseyin Sermet ve Herbert Schuch’un ustalık sınıfları büyük ilgi görmüş.
Solistler arasında Türkiye’nin çeşitli kuşaklarından adını duyurmuş piyanistler var: Hüseyin Sermet, Gökhan Aybulus, Başar Can Kıvrak, Cem Babacan gibi. Festival kurulduğundan beri Kamuran Gündemir anısına düzenlenen konserde yine gencecik yetenekler kendilerini gösterme fırsatı bulmuşlar.
Ben genç piyanistlerden Kandemir Basmacıoğlu’nu izleyebildim. Scarlatti’den iki sonatı özenle çaldı. Alnar’ın parçalarını Debussy imgelerle, Liszt Macar Rapsodisi arasına çok güzel yakıştırdı.
Festivalin bu yılki ünlü piyansitleri arasında Christian Zacharias, Paul Lewis ve Freddy Kempf vardı. Lewis, bir Beethoven uzmanı olarak bestecinin son 3 sonatını çalmış. Herbert Schuch da eşi piyanist Gülru Ensari ile 4-el piyano resitali vermiş.
Freddy Kempf’i Aykal yönetiminde ve Akdeniz Filarmoni Orkestrası eşliğinde dinledik. Japon anne ve Alman babadan dünyaya gelmiş, BBC’de Yılın Genç Müzisyeni seçilmiş, BRIT ödülünü kazanmış ve Moskova Çaykovski yarışmasının birincisi olmuş. Gershwin’in Rhapsody in Blue adlı yapıtı ve 1. Piyano Konçertosu ile orkestraya solisti oldu. Müthiş ajilitesi, klavye kontrolü ve son derece duygulu söylemiyle yarınlara büyük bir piyanist olarak adını bırakacak. Uluslararası ünlü müzik televizyon kanalı olan Mezzo’nun da gelip bu konseri kayda alması ayrı bir anlam taşıyordu.