Her yıl, festival başladığında İstanbul’da kış bitmiş, bahar yüzünü yaza dönmüştür. Program açıklandığında merakla sorarız: Hangi ünlüler yanı başımıza gelecek? Hangi bestecileri, hangi yapıtları dinleyeceğiz? Bizim sanatçılarımız kimler?
Bu yıl Onur Ödülü Rengim Gökmen’e, Yaşam Boyu Başarı ödülü ise Yuri Bashmet’e veriliyor. Açılış konserini ve dünyanın en ünlü çellistlerinden Daniel Müller Schott’un çalacağı Şostakoviç 1. Çello Konçertosu’nun da yer aldığı konseri, Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni seslendiriyor. Açılıştaki solist, son yıllarda olduğu gibi, geçen yılın büyük ödüllerinden birini kazanmış bir genç: Bu yılki Chopin yarışmasının galibi piyanist Seong-Jin Cho. Son yılların en parlak piyanistlerinden Yuja Wang Lüxemburg Filarmoni eşliğinde hem Gershwin Blue-Rhapsody’yi, hem de Şostakoviç 2. Konçerto’yu seslendirecek. Viyolacı ve şef Yuri Bashmet, kendi kurduğu Moskova Solistleri’ni yönetecek. Bu konserde festivalin Rus besteci Alexander Çaykovsky’ye (1946) siparişi ettiği bir eser ilk kez gün yüzüne çıkacak. Bir başka sipariş eser de Avrupa’da pek çok ödüle değer bulunan bestecimiz Zeynep Gedizlioğlu’ndan istenmiş: İki-piyano için “Yeni Eser”de Ufuk-Bahar Dördüncü ve Berlin Rias korosu yer alıyor. Ünlü piyanist Anderszewski’den Beethoven’in Diabelli Çeşitlemeleri’ni dinlemek için sabırsızlandığımı söyleyebilirim. Goetzel yönetimindeki BİFO, Beethoven’in Üçlü Konçertosu’nda üç genç soliste eşlik edecek. La Scala Oda Orkestrası’nı Hakan Şensoy yönetecek. Cuarteto Casals dörtlüsü Madrid’den gelen deneyimli bir topluluk. Brahms’ın Bir Alman Requiem’ini “Human Requiem” adıyla Zorlu PSM’de izleyeceğiz: Sahneyle izleyici arasındaki ayrımın ortadan kalktığı gösteride, Berlin Radyo Korosu’nu şef Leenaars yönetecek. Vokal Barok Hazineleri başlıklı konserde aynı koronun Geç-Barok programı Aya İrini’ye çok yakışacak.
Yıldızlarla Oda Müziği serilerinde ünlü iki piyaniste rastlıyoruz: Alexander Melnikov ve Boris Berezovsky. Fazıl Say’ın Şangay Filarmoni ile çalacağı Beethoven 3. piyano konçertosu da festivalin doruk noktalarından birisi.
İstanbul Müzik Festivali’nin yönetiminde bir devir teslim oldu: Yeşim Gürer Oymak genel müdür yardımcılığına, yıllardır onun yardımcısı olan Efruz Çakırkaya da Müzik Festivali Direktörlüğüne geldi. Harika bir ekip, hem deneyimli hem de heyecanlı!

Magdelena Kozena
Kış ortasında İşSanat’taki Orchestra of the Age of Enlightenment gibi toplulukları dinlemek içimizi ısıtıyor. Şef Giovanni Antonini, programdaki Aydınlanma Çağı’nın bestecilerini kendi stilleri içinde yönetti, soprano Magdalena’ya canlı bir eşlik sundu. 18. yüzyıl, Aydınlanma Çağı’nda temel amaç, dinleyicinin duygularına hemen seslenebilmektir. Böylece eskiden salt soylulara ait olan sanat ve kültür dünyasında elit sınıfın değil, herkesin beğenisi gözetilmektedir. Kozena’nın mezzosoprano sesi, kültürlü tekniği çok ayrıcalıklı. Mozart Gluck ve Haydn’dan örülü programda yeni karşılaştığımız bir uygulama vardı: Mozart’ın ünlü 40. Senfonisi’nin her bir bölümü ayrılmış, aralara vokal eserler serpiştirilmişti. Eğer Mozart bu parçalanmayı duysaydı, acaba beğenir miydi, bilemem.