Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
CRR Salonu'na yazık oluyor
Bir zamanlar dünyadaki örneklerinden farksız bir kültür merkeziydi
*İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu güzelim salonu giderek kendi arka bahçesi gibi kullanmaya başladı. Belediye yetkililerinin iradesine göre gelip giden sanat yönetmenleriyle belli bir evrensel yapıya kavuşamadan, elimizdeki bir hazineyi çarçur ediyoruz.
Cemal Reşit Rey Salonu, İstanbul’un dünya ölçütlerindeki en güzel konser salonudur. Akustiği, piyanoları, salon yerleşimi, fuayesi, sanatçı odaları, kulisi son derece uygardır. Bu salonda Kasım 1993’te tarihin gelmiş geçmiş en büyük piyanistlerinden birini, Sviatoslav Richter’i dinlediğimi anımsıyorum. Benim müzik dünyamın bir dönemeciydi.
Bu salon, Filiz Ali’nin, Aydın Gün’ün sanat yönetmenlikleri zamanında dünyadaki örneklerinden farksız bir kültür merkeziydi. Gelin görün ki sonra neler oldu!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu güzelim salonu giderek kendi arka bahçesi gibi kullanmaya başladı. Herhangi bir küçük mekânda yapılabilecek yerel etkinlikler için 30-40 kişilik izleyiciye salon kapatıldı.
Konserler ihalede
Belediye herhangi bir mal satın alınır gibi konserleri ihaleye çıkarttı, programlar bir türlü zamanında yapılamadı, duyurulamadı, en sonunda seçkin dinleyici kitlesi de yitip gitti. Unutmamak gerekir ki, bir sanat merkezini besleyen, yalnız sunduğu sanatçıların niteliği değil, üst düzey bir dinleyici kitlesinin de varlığıdır.
Şimdi bu salonun dış kapısından girdiğinizde sizi garip bir müzik karşılıyor. Bir bardak su arasanız büfe bile yok.
Program kataloğuna bakıyorsunuz: Ocak ayında evrensel müzik adına bir tek İ. Manafov’un Chopin resitali yer almış. 1 Şubat’ta CRR Senfoni Orkestrası’nın konseri vardı ama mart sonuna kadar bir daha bu orkestrayla konser yok. Martta dikkati çeken tek büyük topluluk Moskova Senfoni Orkestrası “Rus Flarmonica”.
Neden İstanbul Müzik Festivali’nin hiçbir etkinliği bu salonda yer almaz? Böylesine uluslararası donanıma sahip ve Türkiye’de eşi olmayan bu salonun kapıları neden bütün dünyaya açılmaz? Belediye yetkililerinin iradesine göre gelip giden sanat yönetmenleriyle belli bir evrensel yapıya kavuşamadan elimizdeki bir hazineyi çarcur etmekteyiz.
Geçen hafta dinlediğimiz şef Hasan Tura’yı usta bir kemancı ve gelecek vaat eden bir besteci olarak biliyoruz. Orkestra şefliğinde Aykal ve Gökmen hocalarından öğrendikleriyle kendine özgü bir biçem yaratmış.
CRR Senfoni Orkestrası, birinci rahledekilerin ve şefin gayretlerine karşın üyelerin daha çok bir arada çalması, daha sık konser vermeleri gereğini ortaya koyuyordu.
Solist Özgür Ünaldı, Türkiye’nin en başarılı genç kuşak piyanistlerinden biri. Ondan ilk kez Rachmaninov’un 3. Piyano Konçertosu’nu dinlemek heyecan vericiydi. Rey’in Güneş Manzaraları’nın ardından Yalçın Tura’nın 2. Senfonisi çalındı. Ünaldı da bis olarak kendi yapıtını çalınca üç ayrı kuşağın gelenekselden yola çıkıp zaman içinde değişen söylemlerini duymuş olduk.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Kılıçdaroğlu'na 'Meral Akşener' yanıtı
- Tarihi geçmiş ürün satan zincir market şubesine mühür
- Afyonkarahisar'da feci kaza
- 'Hadi gelin kapatın!'
- Ulaşım durma noktasına geldi!
- Yeni dönem başlıyor: Taksi, otobüs, dolmuş...
- Bir sonraki ve en büyük ekonomik patlama...
- İl başkanı hayatını kaybetti!
- Dünya çapındaki sıralama: Türkiye'den 4 üniversite
- Yıkımda son perde