Bugünlerde kendimize küçük mutluluk pencereleri açmalıyız, yoksa hep birlikte karamsarlık çukuruna düşebiliriz. Ben müziğimle açtığım pencerelerden nefes alıyorum. Bunlardan bazıları da elimdeki yeni kayıtlar. Birisi Bülent Evcil’in “The Virtuoso Flute” başlıklı kaydı, diğeri de Borusan Quartet’in Mozart-Verdi kaydı. Onları dinleyince içim açıldı.
Bülent Evcil, gerek yurtdışındaki eğitiminde gerekse sonradan katıldığı topluluklarda uluslararası orkestraların solo flütçüsü oldu. Orkestracılığı, oda müzikçiliği kadar solist olarak da adından çok söz ettiren bir sanatçımız. Bu kez bir başka ustayla, piyanisti Phillip Moll ile kayda aldığı CD’de her iki sanatçı da yapıtları oyun oynar gibi, keyifle ve derin bir anlatımla çalmışlar. Dünyanın bütün coğrafyalarında kabul görecek bir dinleti. CD kitapçığında Theobald Boehm tanıtılıyor: 19. yüzyılda yaşamış, flütün yapısına ve flüt çalma tekniğine hâlâ geçerli olan yenilikleri getirmiş. Baştan sona solo flütün ustalık sergileyen en parlak parçaları birbiri ardına sıralanmış: Carmen Fantasy, Zigunerweisen, Çardaş, Venedik Karnavalı, Arının Uçuşu sadece birkaçı.

Borusan Quartet’ten Mozart ve Verdi
Borusan Quartet, “kuvartet” olarak yazılmıyor. Çünkü ilk günden beri onların yerel değil, uluslararası bir üne kavuşacakları öngörüldü. Öyle de olmakta! Yurtdışından aldıkları çağrılar ve ödüller bunun göstergesi. Üyelerinin her biri, Esen Kıvrak (birinci keman) Olgu Kızılay (ikinci keman), EfdalAltun (viyola) ve Çağ Erçağ (viyolonsel), oda müziği yapmanın ciddiyetini kavramış sanatçılar. Dörtlü dağarcığı kadar beşli, altılı topluluklara da genişliyorlar. İlk kuşak ve yeni kuşak Türk bestecilerini programlarına alıyorlar. Mozart’ın “Dissonance” başlıklı K.465, no.19 kuvartetini ve ünlü opera bestecisi Verdi’nin Mi minör dörtlüsünü çalmışlar bu kayıtta. Mozart’ın “Klasizm” ilkelerini doğaçlama bir akıcılıkla ortaya koyduğu yapıtlarından birisi. İki yapıt da birbirine çok yakışmış, zarif bir bütünlük oluşturmuş; çalgı dengeleri incelikle korunmuş.
Aydın Büke’nin yazdığı kitapçık da ayrı bir değer taşıyor.
Yağmurlu bir ilkbahar sabahında bu CD’lerden ne kadar keyif alıyorsanız, sıcak bir yaz öğleninde veya soğuk bir kış akşamında da; ofisinizde, arabanızda, her yerde aynı keyife varabilirsiniz.