Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir fünye olarak Venezüella

11 Şubat 2019 Pazartesi

Irak fiyaskosundan 16 yıl sonra, yine dünya ekonomisi bir durgunluk hatta bir depresyon düneminin eşiğinde. Ve savaş davullarının sesi giderek yükseliyor.

Irak-Venezüella
ABD, 2003 yılında, Batı ekonomilerinde bir depresyon başlamak üzereyken Irak’a saldırdı. Ortadoğu yeniden yapılandırılacak, ABD de bir küresel imparatorluk olduğunu kanıtlayacaktı. Bir milyondan fazla ölüden, 2 triyon dolarlık faturadan sonra, bu projenin etkilerinden biri ABD hegemonyasını daha da zayıflatmak, öteki de 4 yıl sonra büyük mali krizle sonuçlanan bir mali genişlemeyi tetiklemek olmuştu.

ABD’de Trump yönetiminde dış politikada yeniden etkin olan neo-con ekip bu kez, Çin ve Rusya’nın, Monroe doktriniyle ABD’nin nüfuz alanı olarak belirlenmiş Latin Amerika’da gittikçe gelişmekte olan etkilerini kırmak için hızla ilerliyor. Bu kez, neo-conların hedefi Venezüella.
Venezüella da Irak gibi enerji ve mineral zengini bir ülke. Irak’tan farklı olarak, Veneüzella’da halkçı ve anti-emperyalist karakterli Maduro rejimi var. Ancak, bu rejimin, petrol fiyatlarındaki gerilemelerin, kapitalist sınıfın gittikçe artan direnişinin, ABD ambargolarının etkilerinin karşısında ülkenin derin bir toplumsal krize düşmesini engelleyemediği görülüyor.
Kapitalist sınıf sonunda, Maduro rejiminin karşısına kendi alternatifini koydu. ABD, Kanada, 12 Latin Amerika ülkesi, Avrupa Birliği ülkeleri bu alternatif iktidarı desteklediler ve Maduro’yu gayri meşru ilan ettiler. Böylece ülke, bir iç savaşın eşiğine geldi.
İlk bakışta, ABD açısından, bir askeri müdahale için koşullar, Irak’takinden çok daha uygun. Örneğin ABD Irak’a saldırdığında ülke ikiye bölünmüş değildi. Bu nedenle işgale karşı direniş bastırılamadı. ABD bir Şii - Sünni iç savaşını tetikleyerek kendisine bir manevra alanı açmaya çalıştı. Venezüella’da daha baştan ABD yanlısı güçlü bir toplumsal hareket var. ABD, Venezüella’da bir iç savaşın tarafı olabilir.
ABD Irak’a saldırdığında bölge ülkelerinden aktif destek alamadı. Türkiye, o zamanlar bir parlamenter rejime sahip olduğundan, Irak’a kuzeyden giriş projesi Meclis’ten geçmedi. Buna karşılık, günümüzde Venezüella’nın komşuları, faşist Bolsonaro yönetimindeki Brezilya (Latin Amerika’nın en zengin ülkesi) ve yine aşırı sağcı bir rejimle yönetilen Kolombiya, Venezüella’da bir rejim değişikliği, hatta iç savaş sürecine ABD’nin yanında katılmak için sabırsızlanıyorlar.

Rusya ve Çin
Ancak 30 milyon nüfuslu, sınıfsal temellerde kutuplaşmış Venezüella’da, bir ABD müdahalesinin, yüz binlerce insanın canına mal olma riski bir yana, nükleer silahlara sahip ABD, Rusya ve Çin’i karşı karşıya getirme olasılığı çok güçlü.
Rusya ve Çin’in Venezüella’da ABD’yi tedirgin edecek düzeyde askeri, ekonomik, stratejik yatırımları var. Aralık sonunda, Rusya’nın 5500 km menzilli, nükleer başlıklı Kruz füzeleri taşıyabilen stratejik bombardıman uçakları Venezüella’yı ziyaret ediyordu. Uçaklar dönerken, ABD hava sahasına adeta değerek geçmişler. Rusya, Venezüella’da kalıcı bir üs elde etmeye çalışıyor. Çin, Venezüella’ya 65 milyar dolar borç verdi. Bu yolla enerji ve mineral kaynaklarına ulaşmaya başladı. Çin’in, Guarico’daki Manuel Rios hava üssünde bir uydu izleme istasyonu var. ABD’de Council on Foreign Relations, Gatestone Institute, Harp Akademileri gibi dış politika üreten kurumlarında uzmanlar, başka Latin Amerika ülkelerine de nüfuz etmeye başlamış olan Çin’i ve Rusya’yı çok geç olmadan bölgeden tamamen çıkarmak gerektiğini savunuyorlar.
Bu sırada, dünya ekonomisi yeni bir yavaşlama, hatta önceki mali krizden kalmış sorunları da düşününce, belki de bir depresyon dönemine giriyor. Güneydoğu Asya denizlerinden Ortadoğu’ya, Ukrayna’dan Afrika’ya, büyük güçler arasındaki ekonomik, teknolojik, nüfuz alanları rekabeti giderek sertleşiyor. Yeni bir nükleer silahlanma yarışı başlıyor. “Siber uzayın”, daha şimdiden bir açık savaş alanına dönüştüğü anlaşılıyor. Kısacası karşımızda “Tükidides tuzağı” olarak tanımına uygun, girift ittifaklarla örülmüş patlayıcı bir karışım var.
Venezüella’daki gelişmelerin, bu patlayıcı karışımı ateşleyecek bir fünyeye dönüşme olasılığı hızla artıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları