Akıl... Akıl... Neredesin akıl?

18 Mart 2023 Cumartesi

Az da olsa matematikle ilgilenenler, “Eratosthenes kalburu”nu bilir. Henüz ortaokuldayken matematik öğretmenim, bu tabloyu öğretmiş, böylece asal sayıları anlama-kavrama yöntemimizi geliştirmişti. Geçen günlerde internette bir alışveriş sitesinde “Eratosten Kalburu” afişini görünce, o yıllarda odamın duvarına böyle bir çizim hazırlayıp asmadığıma yandım. Aslında Eratosthenes, İskenderiyeli büyük bir bilimadamı ve düşünürdü. Yakılan, o meşhur İskenderiye kitaplığının da yöneticisiydi. 21 Haziran’da dünyanın hemen her yerine güneş ışınlarının dik düştüğünü fark etmiş, bundan sonra da bilim ve düşünce adamlığını kullanarak kolları sıvamıştı. Kendisinden sonra tarih başka türlü yazıldı. Eratosthenes de çalışmaları da unutuldu. Ondan yüzyıllar sonra, Galileo dünyanın yuvarlak olduğunu söyledi. Ortaçağın çıkış kapısındaydı ama kilisenin baskısı devam ediyordu. Anlayacağınız kimin rant alanına, para akışına dokunursanız feryatlar yükselir, bilim de akıl da ötelenir.

***

Bizim gibi ülkelerde siyaset alanına dair geliştirebileceğiniz türlü deyişler vardır: “İyi bir siyasetçi elini sıkar, kötü bir siyasetçi canını” gibi... Elbette iktidar alanındaki kişi herkesin yönetici olduğunu bildiğinden kucaklayıcı olmak zorundadır. Öncelikli olarak gelişmenin her şeyden önce uygarlıkla bağlantılı olduğunun ayrımındadır. Daha da ileri gidersek, bilimi çarpım cetvelinden ötede görür, en basitinden Edison’un elektriğini, Pasteur’ün kuduz aşısını değerlendirir, Yahya Kemal’in baktığı gibi İstanbul’a bakar, Nâzım’ı da kavrar, Şükrü Erbaş’ı da... İbrahim Çallı’ya da Balkan Naci İslimyeli’ye de zevkle bakar Haldun Taner’in oyunlarının tadına varır Özen Yula’nın da... Sevgi Soysal’ı da değerlendirir Erendiz Atasü’yü de... Biz bu rüyayı gerçek kılmak zorundayız!

***

Oysa dinbazlığın egemen kılındığı memleketlerde herkesin eli sıkılarak yol alınmaz. Uygarlaşmaya taş koyanların ister istemez canını sıkmak zorunda kalırsınız. Üstelik siz can sıkarken onlar can almak adına elinden geleni yapar. Mesele Eratosthenes’i unutturmamak, Galileo’ya sahip çıkmaktır. Binlerce insanımız depremde ölürken “Neden öldüler” sorusunu yüksek sesle sormaktır.

***

Uzun zamandır, derdimizi sağır kulaklara, görmeyen gözlere, taşlaşmış kalplere anlatıyoruz. Acımızdan edebiyata ve sanata sığınıyoruz. Yaşamak adına, umudumuzu büyütmek adına... Bu yıl, İzmir Tüyap Kitap Fuarı’nın onur konuğu, Karadeniz’in hırçın dalgalarıyla büyümüş, ama İzmir’i mesken tutmuş şair Veysel Çolak’tı. Onun dizeleriyle içimiz biraz daha ferahladı: “Çok şey yaşandı/ Kimileri bir sigara gibi için için yandı/ kimileri boğuldu öpüşürken/ Çok şey unutuldu/ Bazıları dağlara uzak durdu, bazıları denize” diyerek kendi yalnızlığınızı şiirle tartarsınız. Çünkü bilirsiniz, ne demişti şair Metin Altıok, “Ben diyorsam bilin ki o sizsiniz”. Okurun, dizeleri kendi ruhuyla eş kılma ferasetine bir kere daha ulaşırsınız. İyi ki Veysel Çolak var dersiniz. Çünkü bilimin kardeşi sanattır.

***

Sonra ısrarlı bir biçimde, sanat insanlarının ellerinden geleni yapma çabasını görürsünüz. Pek çok ödenekli ve özel tiyatronun depremzede çocukları düşünerek Hatay’a, Antep’e, Maraş’a uzandığını bilirsiniz. Kiminde derme çatma kurulmuş sahnelerle, kiminde masal anlatıcılığıyla, kiminde ufak ufak drama çalışmalarıyla yaralara merhem olduklarını anlarsınız. Derken DETİS (Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği) özverili bir çalışma düzenler. Devlet Tiyatrosu, Opera ve Balesi’nin gönüllü sanatçıları, konservatuvarların ve güzel sanatlar fakültelerinin oyunculuk bölümüne girmek isteyen depremzede gençleri sınava hazırlamayı kamusal görevlerinin ayrılmaz parçası sayar. Bunun için de son başvuru tarihi 31 Mart 2023’tür. Başvuru: detis06@gmail.com’dur.

***

Özdeyişler vardır: Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur, derler. Biz öyle bilirdik. Meğer sel olunca dağ dağa kavuşurmuş. İnsan da ölürmüş. Eğer, binlerce yıl öncesinden bilimin ve uygarlığın sözü kulağa fısıldanmazsa, sanat ötelenirse, Eratosthenes’ler gömülürse daha çok öleceğiz. O zaman zaten bilim de sanat da karaya oturmuş olacak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şiddet ve biz 16 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları