Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Karşıtından Değil Kendinden Kork
Hiç kimse bir insana kendisi kadar kötülük yapamaz...
Çünkü hiç kimse, kimsenin sağlığını, işini, hayatını, imajını kendisi kadar bozamaz!
Bu söz politikacılar, özellikle de otoriter eğilimli politikacılar için evleviyetle geçerlidir:
Tarihe ve günümüze baktığımızda, Sezar’dan Napolyon’a, Saddam’dan Mursi’ye kadar bunun pek çok örneğini görüyoruz.
***
Önyargılarla, yanlış hedeflerle yola çıkan bir politikacı, genellikle kimseyi dinlemez...
Eleştirilere kulaklarını tıkar...
Zaman içinde, kendini eleştirenleri çevresinden uzaklaştırır...
Muhaliflerini zaten hainlikle suçlamaktadır...
Gittikçe yalnızlaşır...
Yalnızlaştıkça hataları artar...
Yalnızlığını gidermek için yanına yeni isimler, özellikle de eski muhaliflerini alır...
Böylece kendini aldatır...
Çünkü yanına gelen muhalifler, kişiliklerinden soyundukları için ona güç katmaz, tam tersine, baskının, yozlaşmanın arttığını, daha da yalnızlaştığını gösterir.
***
Türkiye’nin ağır aksak işletmeye çalıştığı demokratik düzeni, kendini bir türlü sağ iktidarların otoriter eğilimlerinden kurtaramamıştır:
Sağ eğilimli partiler, demokrasinin bir temel hak ve özgürlükler rejimi olduğunu genellikle bilmezden gelirler...
İktidara oturduklarında her şeyi yapabileceklerini, aldıkları oyun her eylemlerini meşrulaştıracağını düşünürler...
Demokrasiden çok demagojiye (halkın duygularını istismar etmeye) yönelirler...
Din gibi, mezhep gibi, ırk gibi, milliyet gibi, kimlik değerlerini ve mukaddes değerleri, gerekirse bağlamlarından da koparıp yozlaştırarak kullanırlar.
***
AKP’nin “İleri Demokrasi” diye halkın ve özellikle eski solcularla liberal geçinenlerin gözünü boyadığı rejimin artık otoriter bir mezhepçiliğe yöneldiği iyice açığa çıkmıştır.
Üstelik bütün otoriter rejimlerde olduğu gibi bu yönetim de büyük bir legal ve illegal sömürüye ve talana dayanmaktadır...
Hukuk kuralları geçerliliklerini yitirmiş görünmektedir...
Cepler doldurulur, yandaşlara büyük paralar ödenirken, geniş kitleler yoksulluk içinde, sadaka ekonomisine mahkûm edilmiştir...
Tam bu ortamda, bütün yargı kararlarına karşı, “Güçleri yetiyorsa gelsinler yıksınlar” denilerek, yeşil katliamına dayalı, Atatürk’ün anısını tahrip eden 1000 odalı bir sarayın, bütün debdebesi ve ihtişamıyla gündeme gelmesi, ancak “basiret bağlanması” ile izah edilebilir...
Üstelik şimdi bu debdebe, bu ihtişam, insanların iyice gözüne sokulacak biçimde halka da açılacakmış...
Rahmetli annem, böyle durumlar için “Allah şaşırtmasın” derdi!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Narin Güran davasında ikinci gün sona erdi!
- 'Önümüzdeki 72 saat önemli, bir baba olarak...'
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- 'Kurultay haktır, Genel Başkan padişah değildir'
- Erdoğan'dan kayyum için ilk açıklama
- '22 yılın yükünü sırtıma almam'
- Yangın itirafı!