Üst üste 8. galibiyetini almak için çıkıyor sahaya Galatasaray. 10 puan geriden gelerek liderliğe ortak olmanın, 23. haftada ezeli rakibini 20 yıl sonra yenmenin verdiği moralle... Taktik diziliş, 4-1-4-1 olarak tercih edilmiş. İleri 4’lünün ortasında “Sıkışırlar mı acaba” diye düşündüren Ömer ve Taylan, maç başlayınca oyunun bitmek bilmeyen akülerine dönüşüyor. G.Saray, hızlı ve hırslı; kanatlara açılıyor. Beklerinden özellikle Mariano’dan aldığı desteğe ek olarak ileride Onyekuru ve Feghouli’yle uçuyor adeta. Gol dakikaları 3, 34, 69… İlkine imza atan Donk ama bu aynı zamanda Ömer Bayram’ın da golü. Zira bu sayede 10. asistini imzalıyor ve ligin asist kralı oluyor. Diğer 2’sini Onyekuru ve Mariano’nun müthiş katkılarıyla Falcao imzalıyor. O da geriden gelip ‘liderlik’ yakalayanlardan; zira hem 6 maçta 7 gol buluyor hem de G.Saray’ın en çok gol atan futbolcusu oluyor. Gençlerbirliği’ne gelince; daha önce peş peşe elde ettiği 1-0’lık 2 galibiyete rağmen G.Saray karşısında çok da motive değiller kazanmak için oynamak konusunda. Ligde 10. sıradaki pozisyonlarının ne uzayacağını ne de kısalacağını düşünüyorlar belki de… 4-2-3-1 dizilişleriyle maça yaptıkları en büyük katkı, futbol oynamaya gayret etmeleri. Kapanıp oyunu da bozmuyorlar, sert oynayarak sahayı da germiyorlar. Hal böyle olunca onların hanesine 2. yarıda Muslera’nın insan üstü bir çabayla adeta uzayıp çıkarttığı bir serbest vuruş dışında bir pozisyon yazılmıyor. G.Saray ise yüzde 62’lik topla oynama oranı, yüzde 46 isabetli şut oranı, yüzde 87 isabetli pas oranı ve sayısız pozisyon kaçırarak 3, 34, 69. dakikalardaki gollerle 3 puanı 3 golle imzalıyor. 

Ama gelin görün ki Süper Lig’in 24. haftasından geriye bu sayıların hiçbiri kalmıyor. Kalplerin tam ortasına ateş olup düşen kapkara, kocaman, boğazımıza takılan bir başka ‘sayı’ var çünkü… Elimizden kayıp giden gencecik memleket evlatları… O yüzden dünyanın tüm sayıları birleşse hükmü sıfır ediyor. Türkiye’nin en büyük keyfi olan futbol, boş, bomboş geliyor.