Galatasaray’ın istediği puan kaybetmemek. Lazio’nun arzusu da bir puan olsun alabilmek. Her ne kadar arkasında kelebek etkisi yapacak bir olasılıklar hesabı olsa da sonuçta gruptan çıkmayı garantilemiş iki takımın prestij maçı oynanıyor iki takım arasında. Cicaldau’nun yokluğunun Babel ile takviye edildiği 4-3-3 taktik dizilişle çıkıyor sahaya Galatasaray. Rakibi de aynı taktik dizilişi tercih etmiş ve iki taraf da birbirlerini çok zorlamadan, kaleleri de yok sayarak bir ilk yarı geçiriyorlar. O kadar ilk yarıya iki taraf adına da birer pozisyon sığıyor ancak ve her ikisine de “net” demek için hayal gücü gerekiyor. 

Özetle sahadaki 22 futbolcu 3 de hakemin bir o yana bir bu yana şevkle koştuğu ama hiçbir şey olmayan bir maç yaşanıyor. İkinci yarısı da ilk yarısı gibi başlayan karşılaşmada, Fatih Terim’in klasik olarak 60. dakikada gelen değişikleri bu kez skoru lehine değiştirmek değil koltuğunu korumak amaçlı. Bu da futbol zevkinin seviyesini oldukça düşürüyor. Maçın son dakikalarında Lazio’nun hareketlendirmeye çalıştığı oyuna rağmen, Galatasaray’ın tedbirli ve temkinli defans anlayışı geçit vermiyor. Galatasaray maçın son çeyreğinde soğukkanlı oyunuyla istediğine ulaşıyor. Son düdük, Galatasaray’ı namağlup lider olarak bir sonraki hedefine yolluyor.