Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Albayrak’ın istifası bir başlangıç
Berat Albayrak sosyal medya aracılığıyla istifa etti, iktidar süreci yönetemedi, medyanın icazetsiz yayın yapamayan hali Abdülhamit dönemindeki sansür uygulamalarını aratmadı. Dışarıdan bakıldığında, şeklen ilk göze çarpan olgular bunlar. Ya içeriye bakarsak?
Her şeyden önce Albayrak istifa etti. Yani görevden alınmadı. Sembolik anlamı var. Yine Albayrak, “at izi ile it izi karıştı” diyerek parti içindeki kliklere, iktidar mücadelesine vurgu yaparak ayrıldı. Önemliydi, özetle Erdoğan’dan habersiz gerçekleşen ve bir gün boyunca yönetilemeyen istifa krizi, AKP’nin ve genel olarak rejimin iç bütünlüğü açısından geniş, aileye kadar uzanan ve yönetilemeyen derin çatlakların varlığını açık etti.
Ekonomi cephesine gelince… Berat Albayrak döneminde işsizlik, hayat pahalılığı arttı. Rezervlerimiz tükendi, paramız pul oldu, yoksullaştık. Peki ama onu oraya kim getirdi ve kendi partisinden, tabanından itirazlar giderek yükselirken işler bu noktaya gelene kadar onu orada kim tuttu? İzleyen soru da şu: Bu kişinin bu konuma getirilmesinde ve başka bir kişi yokmuş gibi, halkın ekonomisi yokuş aşağı giderken ısrarla tutulmasında hangi vasfı, özelliği belirleyici oldu? Asıl sorularımız bunlar ve yanıtları herkes biliyor. Bu sorulara yanıt vermemek, bütün faturayı Berat Albayrak’a kesmek anlamına gelir. Oysa Albayrak sonuçtur.
Açık olan şu ki ekonomik kötüye gidiş karşısında ülke yerine şahısların “dava”sını kurtarma çizgisi, makamlara şahısları getirerek ya da şahısları götürerek memleketi düze çıkaramaz. Yeni gelenlerle, ballı ihaleleri alan firmaların ekmeği mi kesilecek; hakkı için direnen emekçiye, toprağının yağmalanmasına direnen köylüye karşı tutum mu değişecek? Hayır. Şahıslar üzerinden mesaj, egemenliğin kaynağı olan halka değil, İngiltere’deki sıcak paracılara, Amerika’daki yeni iktidar merkezlerine ve partiden ayrılmayı düşünen isimleredir.
Geniş tabanlı cumhuriyetçilik
Ya ideolojik düzlemde nasıl okumalıyız? İşte bamteli burası. Albayrak’ın Erdoğan’ın damadı olması ve onun yönetiminde açığa çıkan kötü ekonomik tablo, denetimsiz, kamusal vasfını yitirmiş Saray rejimiyle halkın ekmeğinin küçülmesi arasında bir ilişki kurulmasına ve dolayısıyla tepkilerin aile merkezli görünen yeni sisteme karşı siyasallaşmasına olanak sağladı. İşte tam da bu tablo, cumhuriyetçilik fikrinin tabanını da nesnel olarak genişletti. Bugün birkaç ailenin egemenliğine karşı halk egemenliği fikrinin gelişmesinde Erdoğan’ın damadını ısrarla o makamda tutmasının payı büyük.
Öyleyse Albayrak’ın istifasıyla birlikte, ideolojik düzlemde kazanan, nesnel açıdan Cumhuriyetçiliktir. Aileyle, akrabalıkla yönetilmeyi sindirmeyen ve bunun evine, ekmeğine bir faydasının olmadığını gören geniş halk kitleleri açısından adını nasıl koyarsak koyalım, Cumhuriyetçilik hâkim düşüncedir. Kaldı ki bu memlekette aile bağlarıyla siyaset iddiası tutmaz; Menderes’ten, Özal’dan, Erbakan’dan sonra çocuklarında, aile bireylerinde tuttu mu? Hayır. Şimdi de tutmadı. Bu, Cumhuriyetin başarısıdır. Yeni Osmanlıcıların anlamadığı yer burası. Bu inat, ekmeğimizi ve aşımızı küçülttü. Hatayı yapanların ekmeği küçüldü mü?
Son olarak bu istifa, yeni rejimin kayırmacılık anlayışını en tepeden ve en sağlam görünen yerinden sarsmanın olanaklarını da gösterdi. Bu liyakat karşıtı sistemin başarısızlığı, halka yaramadığı en tepeden tescillendi. Milyonlar işsiz, gençler eğitim aldığı alanda iş bulamıyor, yükselmeleri engelleniyor. Çoğu genç yurtdışına gitmek istiyor. Adamını bulmaya, akrabasını, yakınını, bakanını, rektörünü devreye sokmaya dayalı kayırmacı sistem yüzünden. Albayrak, aldığı eğitim ya da taşıdığı niteliklerden bağımsız olarak, halkı yoksullaştıran kötü tabloya rağmen ısrarla orada tutulması nedeniyle bu kayırmacı anlayışın zaferi gibi görülüyordu, sistemin en tepesindeki bu duruma bakanların yılgınlığı da böylece pekişiyordu. Şimdi bu da sarsıldı. En tepeden. Gençler, hakkını alamayanlar, emeği gasp edilenler; zincir en güçlü yerinden kırılabildiyse buyurun mücadeleye, siz de seslendirin: Liyakat, liyakat, liyakat. Emeğe, bilime saygı. Zamanıdır.
Not: Bugün bir devam yazısı yazacaktım, sıcak gündem nedeniyle cumartesi gününe erteledim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- TÜPRAŞ'ta patlama: 12 kişi yaralandı
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erdoğan ömür boyu Cumhurbaşkanı olacak diye...'
- Beyoğlu'ndaki cinsel saldırı dehşetinde yeni gelişme
- Türkiye'de bir sağlık skandalı daha!
- Napoli'den Galatasaray'a Osimhen yanıtı!