Deniz Yıldırım

Geçim siyaseti, aday siyaseti

07 Mayıs 2022 Cumartesi

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde, iki bloklu, parti bölünmelerinin azaldığı bir tabloyu arzuluyordu iktidar ortakları. Tablo tam tersi yönde ilerliyor. Son üç yıldır, AKP iktidarının ilk 15 yılında görülmediği kadar sayıda yeni parti kuruldu, daha da kuruluyor. Fakat genel olarak programlar, siyasetler temelinde kurulan partilere değil, dar gruplar ve şahıslar temelinde yürütülen parti içi itirazların sonucu olan yeni partilerin yükselişine tanıklık ediyoruz. Bu, bir yandan da yeni sistemin doğal sonucu. Her parti, gücü ne olursa olsun, mevcut sistemde bir etki gücünün olduğu izlenimini vermek hedefiyle kuruluyor. Çünkü bunu başarmak, bu ölçekte bir görünürlük sağlamak, aynı zamanda ittifaklar içinde yer tutmaya da olanak veriyor bu sistemde.

Yine bu ortamda siyasi partiler için iktidar olmak, iktidar seçeneğine dönüşmek ve zor şartlardan çıkış programı sunmak gibi hedefler de geri plana düşüyor. Krize, yoksulluğa ve bunu derinleştiren kötü/keyfi yönetime rağmen hiçbir odak, güçlü bir büyüme sergileyemiyor. Bu ise ittifaklar sistemi aracılığıyla küçük partilerin oylarına duyulan ihtiyacı daha da belirginleştiriyor.

Siyaset sahnesindeki bu tablo, bölünmüşlüğün artışı gibi görünse de ittifaklar sistemi aracılığıyla oluşan görüntü bunu kısmen telafi ediyor. Örneğin altı partinin “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” eksenli çalışmalarının olumlu sonuçlanması, ortak çalışma zemininin var olduğunu seçmenlere göstermek adına önemliydi. Fakat diğer yandan bu durum, cumhurbaşkanlığı adaylığı için muhalefet saflarındaki rekabeti güçlendirmiş, asıl konuşulması gereken meseleleri de kısmen geriletmiş görünüyor. Böyle bir ortamda, partiler arası birlik görüntüsü verirken, parti içi çatlak görüntüsüne yol açacak tartışmaları beslememek gerekmez mi?

Bunları niye yazdım? Elbette Cumhurbaşkanlığı seçimleri önemli. Elbette Erdoğan karşısında en güçlü adayı aramak, tartışmak doğru. Yine, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı en çok geçen isimlerin CHP içinden olması da CHP’nin uzun zaman sonra bir iktidar alternatifi olarak görülmesinin önünü açıyor, bunlar doğru. 

Fakat bir yandan da daha önce uyarısını yaptığım bir başka gerçeği yeniden hatırlatmak isterim. Muhalefet partileri ekonomide ne yapacak, hangi programı izleyecek, memleketi bu darboğazdan, halkı bu yoksulluktan nasıl çıkaracak; ekonomi, sağlık, eğitim, göç, dış politika konusundaki somut çözüm önerileri neler? Halkın gerçek gündeminin ekonomi olduğunu biraz sokağa, çarşıya, pazara çıkan herkes biliyor, zaten bizzat yaşıyoruz bu hayat pahalılığını, akıl almaz zamları. Bu pahalılıkla nasıl baş edilecek, Türkiye tarımda hangi politikaları izleyecek? Bugün bunları, çözümleri konuşmalı, somut zeminde iktidarın memleketi getirdiği yerden çıkış için bu minder üzerinde hayatı örmeli muhalefet partileri. 

Kişiler, sloganlar, keskin cümleler güzel elbette; fakat asıl çözümler göründükçe, halkın bu iktidar yerine başka bir iktidara olan arzusu, açlığı da artacaktır. Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasının, kişiler üzerinden bölünmelerin, kişilerin kendi başlarına ön alarak yürüttükleri kampanyaların üstünü örttüğü şey, bu tartışmaların yokluğu olmasın sakın?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyet’e veda 4 Haziran 2022

Günün Köşe Yazıları