Parlamentomuzdan aklımda son kalan, milletvekillerinin sıralarda uyuyan fotoğraflarıydı...
Bir gün kazara “horr...” diye bir kanun çıkartacaklar ya...

Başkan:
“Sayın üye, rica ederim efendim... Şahsınızın ‘Uyku saati geldi’ diyerek salonun ışıklarını söndürmenizi başkanlık divanı olarak uygun görmüyoruz efendim...”
“..........”
Başkan:
“Sayın üye, sayın üye... Gözüme geliyor ne demek efendim?.. Lambadır yanacak... Sayın hatibin gece lambasında konuşma yapması noktasında olmaz efendim...”
“..........”
Başkan:
“Efendim, riyaset makamı uyku halinizi elbette göz önüne alacaktır... Ancak gece terliğim diye sayın Bülent Arınç’ın fermuarlı çantasını ayağınıza geçirmeniz olmaz efendim...”
“..........”
Başkan:
“Hayır efendim, malumunuz cari açık görüşülüyor... Uzun paçanızı çorabınızın içine sokup gece külahınızı giymeniz iç tüzüğe aykırı... Bir diğer mütalaa da çişe gitmenizin de tutanaklara geçmesi gerekmiyor...”

Her neyse...
Bu kadar olay oldu memlekette... Kollar, bacaklar kırıldı, gözler çıktı, insanlar öldü...
Türkiye gitti geldi...
Dünya tarihinin en ilginç halk tepkisini yaşadı kentler...
TBMM’nin sesi çıkmadı...

Avrupa Parlamentosu üç kez toplandı...
BM komisyonları olağanüstü oturumlar yaptı...
ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Yunanistan parlamentolarında Türkiye’deki tepki eylemleri konuşuldu...
TBMM’den ciddi bir ses yok...

Dün Cumhuriyet başlık attı:
“Her meydan Meclis...”
Bir araştırma girişimi, bir soruşturma önergesi, bir genel görüşme yapılamadığı için milletvekilleri de “duran adamı” yaptılar..
Uyuklamaya geçildi...

Başkan:
“Sayın üye... ‘Amaaan rüyamda kâbus gördüm’ ne demek efendim?.. Sayın Hüseyin Çelik o noktada geçti, rica ederim...”
“..........”
Başkan:
“Efendim... ‘Gaz bombası atıldı’ iddiasını nereden çıkartıyorsunuz sayın üye?.. Gaz bombası atılmış değil... Uyku hali, kendiniz yapmışsınızdır...”
“..........”
Başkan:
“Sayın üye, sayın üye... Uyuklama manasında ‘Ben yatay duran adamım’ ne demek efendim?.. Duran adamın bi defa ayakları aşağıda, başı yukarıda olacak... Dik duracaksınız ki duran adam olsun... Dik durmayınca nasıl bir adam olacaksınız, rica ederim...”