Ayşegül Yüksel

‘Öteki’nin dramı

22 Ekim 2024 Salı

Ayşegül Çelik’in yazdığı ve İsmet Numanoğlu’nun sahnelediği “Öteki” adlı oyunun dünya prömiyeri Ankara Devlet Tiyatrosu Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde yapıldı. Yapımın dekor ve giysi tasarımı Özge Şenol, ışık tasarımı Osman Uzgören, müzik düzenlemesi Gürkan Çakıcı, koreografisi Deniz Alp imzasını taşıyor. Oyuncular Cem Sel, Damla Ece Hacat, Musa Öney, Hasan Furkan Ulu, Hasan Çağdaş Kılıç, Başak Gürdal Duranoğlu, Meray Tunç, Orhan Kocabıyık, Serkan Ekşioğlu, Uğur Bakır, Handan Kılıç, Yaren Çırakman, Demirel Işık, İlyas Zeki Karaca, Hakan Sağlam, Evren Dalkıran. 

Ayşegül Çelik ödüllü bir öykücü, senarist ve radyo oyun yazarıdır. “Öteki” onun ilk boyutlu sahne yapıtı olmalı. Mary Shelley’in ünlü “Frankenstein” öyküsünü çağrıştıran “Öteki”nin dramı, dünyanın herhangi bir tarihsel aşamasında ya da coğrafyasında yer alabilecek bir evrensel “öteki/ötekileme” öyküsü olarak biçimlendirmiş. Bu nedenle, giysiler, davranışlar, müzik, dans, ya da dil kullanımının herhangi bir ulusal veya yöresel özellik taşımaması için özen gösterilmiş. 

‘MASALSI’ BİR METİN CANLANDIRILIYOR

Çelik, senaristliğin getirdiği alışkanlığı sürdürerek “Öteki” öyküsünü sahne bölümlenmesi olmayan bir masalsı metne işlemiş. Bu da farklı uzamlarda ve zamanlarda geçen oyunun sahneye yerleştirilmesini güçleştirmiş. Bir başka biçimsel özellik de oyunda düş sahnelerinin yer alması, ayrıca cadıların var olduğu fantastik bir dünyanın görüntü ve seslerini içermesi. Ne ki çeşitli anlatım biçimlerinin bir arada oluşuna karşın yazar Çelik, farklı uzamları, zamanları ve olayları, sinematik çekimlerde olduğu gibi sürekli olarak “canlandırma” yöntemini seçmiş. Bu yöntem oyunu gereksizce uzatmış. 

Çelik’in metninde belirlediği biçimsel özellikler içinde yaratılan dünya, “savaş”ın kırıp dökmüş olduğu bir topluma açılıyor. Hak/hukuk tanımayan adaletsiz toplumsal ortamda eğitimsizlik de etkindir. Vicdanın sesinin duyulmaz oluşu kötülüğün egemenliğine yol açmıştır. Ellerinin gücüne çok güvenen çocuksuz bir adamın, cadıların yol göstermesiyle, parçalanmış bir bedeni toparlayarak güzel karısı için yarattığı Öteki’nin öyküsü işte bu olumsuz dünyada yol alacaktır. 

Annesi ve babası tarafından, kimse korkunç görüntüsünden ürkmesin diye gözlerden uzak tutulan Öteki, güzel eğitilmiş, iyiliklerle donatılmış bir insan olarak yetiştirilir. Ne ki zaman içinde başkalarının onu görmesiyle, içinde büyüdüğü barışçıl dünya dışardaki kötülüklere yenik düşecek, Öteki’yi “yalnızlık” ve “sevgisizlik” girdabında tutsak edecektir. Yazar, kendilerine benzemeyeni “yaratık” olarak damgalayarak ezme ve yok etme eğilimindeki “sürü çoğunluğu”nun korkutucu evrensel/toplumsal manzarasını sunmaktadır. 

SAHNEDEKİ GÖSTERGELER DAHA BELİRLEYİCİ OLMALI

Yönetmen İsmet Numanoğlu elindeki metni değerlendirirken tiyatro sahnesini çeşitli bölümlere ayırmış. Masalın geçtiği coğrafyanın dış uzamlarını sahneyi boydan boya kaplayan saydam bir perdenin gerisine yerleştirmiş. Kimi doğaüstü sahneler de bu saydam perdenin arkasında gösteriliyor. Oyunun dönüm noktalarının yer aldığı kapalı ya da açık uzamlar ise saydam perdenin hemen önünde yer alıyor. Söz konusu sahnelerde hem soyutlanmış dekorlar hem de gerçek malzeme kullanılmış. 

Sahnede, bu ana uzamlar ile seyirci arasında gereksiz bir uzaklık var. Dolayısıyla ön sırada oturanlar bile oyunu uzaktan izlemek durumunda kalıyor. Sahnenin seyirciye yakın noktaları cadıların yer aldığı bir iki sahne dışında hiç kullanılmamış. Böylece seyircinin Öteki ile özdeşleşmesi gereken bir oyunda, oyuncular ve izleyenler arasında tam tersi bir etki oluşuyor; seyirci sahneye duygusallıkla değil, Brecht tiyatrosuna özgü eleştirel bir uzaklıktan bakmak durumunda bırakılıyor. 

Yapımda “fantastik” sahneler, düş sahneleri ile “gerçekçi” sahneler oluşturulurken ışık ve ses efektleri yeterince belirleyici göstergelerle oluşturulmamış. Bu nedenle doğaüstü sahnelerle, toplumsal sahneleri ve düş sahnelerini birbirinden ayırmak zorlaşıyor. 

Çarpıcı konusuna ve oyuncuların görevlerini yerine getirmek için canla başla çalışmasına karşın, kanımca metnin ve sahne çalışmasının yeniden gözden geçirilmesi, epeyce de kısaltılması gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özdemir Nutku anlatıyor 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları