Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fadik Sevin Atasoy'un dünyasındaki esin perisi: 'Muse'
Fadik Sevin Atasoy son yıllarda izlemediğimiz, ama tiyatro ve sinemada azımsanmayacak
oranda emeği olan genç bir sahne sanatçısı. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden lisans ve yüksek
lisans derecelerini aldıktan sonra ABD’nin çeşitli üniversitelerinde yazarlık ve dramaturgi konularında eğitim
görmüş olan Atasoy, 2000 yılından başlayarak Devlet Tiyatroları’nda beş yıl çalışmış. Bulgaristan Devlet
Tiyatrosu’nun davetiyle “Carmen Müzikali”nde başrolü oynamış. 2008’de babası Sönmez Atasoy’un
New York’ta kurduğu ilk Türk tiyatrosunda “Kanlı Nigâr” oyununun Nigar’ını ve “Keşanlı Ali Destanı”nın Zilha’sını
oynayarak tanınmış. Son olarak da özgün adı “Muse 90401” olan -kendi yazdığı-bir müzikal oyunla ABD’de sahne almış.
Gülmece yüklü bir müzikal
Bu tek kişilik müzikal oyun şimdilerde Ankara Tatbikat Sahnesi’nde sunuluyor. Müziğini Emir Işılay’ın yaptığı, Erdal Beşikçioğlu’nun sahnelediği
ve Fadik Sevin Atasoy’un oynadığı, bu 65 dakika süren tek perdelik gösterinin giysi tasarımcısı Özlem Süer, koreografı
Bahar Keleş, piyanisti de Murat Köselioğlu. “Muse” Ankara Tatbikat Sahnesi’nde 7-8 ve 22-23 Ocak tarihlerinde sunuluyor.
Sevimli ve gülmece yüklü, “kadın” konusuna adanmış bir ileti taşıyan oyun bizi fantezi bir dünyaya götürüyor. Konumuz, mitolojideki tanrıların
buyruğu altında çalışan körpecik bir esin perisinin (Muse’un), yeryüzündeki insanlara hizmet verirken, yaratıcı ustalarda izlediği “erkek egemen” yaklaşıma
karşı çıkışıyla başlayan tedirginliği ve sonuç olarak da “kadın”ın hakkını veren yapıtlar üretmek için, yeryüzüne “insan” olarak gitme isteğidir.
Erkek egemen dünyanın yapıtlarında kadına biçilen yazgı
Sanat Gezegeni’nin tanrısal yargıçları ise bu isteğe sıcak bakmadıkları gibi, Muse’u yeryüzündeki erkek ustalardan aldıkları şikâyetler doğrultusunda,
görevi kötüye kullanma suçuyla yargılamaktadırlar. Oyun, Muse’un, Tolstoy’un “Anna Karenina”, Shakespeare’in “Antonius ve Kleopatra” ve Leonardo da
Vinci’nin “Mona Lisa” adlı yapıtlarında odaklanan savunmasını şarkılar, resitatifler ve içseslerin dışavurumu yoluyla dile
getirdiği yargılanma sürecini gösterir.
Muse karakteri yanında, oyunda adı geçen kadın kahramanları da canlandıran Fadik Atasoy, gerek fiziği, gerek oyunculuğu gerekse sesiyle
artık pek sık rastlamadığımız bir enerji yüklemesiyle dolduruyor sahneyi. Bir başka deyişle, sahne sempatisi yüksek. Daha da önemlisi, seyircisiyle sıcak
bir iletişim kurmak için kendini paralamadan sunuyor yorumlarını. Sahneye egemen olan görsel-işitsel karizmasıyla, 1960’lı/70’li yıllarda müzikal
oyunculuğunda zirve yapan Ayten Gökçer’i çağrıştırıyor hemen.
‘Muzip’ bir sahneleme
Erdal Beşikçioğlu yalın bir sahneleme öngörmüş. Piyanist figürü, görüntünün bir parçası olarak etkin. Özenli bir ışık kullanımıyla, hem Muse hem de
yorumladığı kadın kişiler canlandırılıyor. Sanat Gezegeni’nden gelen yıldırım ve şimşekleri imleyen ses efektleri de oyundaki ve sahnelemedeki “muzip” yaklaşımı destekliyor.
“Muse” oyunuyla Edinburgh Fringe Festivali’ne de katılan Fadik Atasoy’u daha büyük yapımlarda izlemek isteriz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Salim Güran'ın 16 yaşındaki kızı ifade verdi
- Hâkimin itirafı
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- Ünlü fenomen adeta bir servet kazandı!
- Galatasaray, Tottenham'ı sahadan sildi!
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- Köy tipi yoğurt diye yedirmişler!