Ayşe Yıldırım

Yandan çarklı iddianame

27 Temmuz 2017 Perşembe

Pideci, balıkçı, çiğköfteci, parkeci, kaportacı, lokantacı...
Bunlar Cumhuriyet iddianamesinin özeti.
Kusura bakma Musa “düşene vurulmaz” dedin ama sanırım biraz vuracağım.
Savcılık makamı neredeyse altı aya yakın bir zaman boyunca uğraşmış. Tutuklanan arkadaşlarımızı beş yaşındaki çocuğundan 44 yıl önce boşandığı eşine dek didik didik araştırmış. Çünkü elinde bir suç kanıtı yok. Belki geçmişten bir şeyler bulup çıkarırım demiş. Ve muhteşem deliller elde etmiş.
Güray Öz, pide siparişi verirken yakalanmış. Neymiş? O pideci daha önce bir soruşturma geçirmiş.
Ama öyle “FETÖ” soruşturması filan da değil.
Önder Çelik, arabasını tamir ettirirken yakalanmış. Üstelik de tamir parasını ödediğine dair delil elde edilmiş. Vay efendim o paranın yatırıldığı banka hesabının sahibi daha önce bir işyerinde çalışmış ve o işyeri de soruşturma geçirmiş. İşte bu çok “şüpheli hareket”e yakından bakalım.
Olay: Araba tamiri.
Delil: Tamir bedeli 345 TL.
Olay tarihi: 2011.
Şüpheyi ortaya çıkaran soruşturmanın yaşandığı tarih: 2009...
Lütfen gülmeyin.
Sonuçta “gazetecilik” yargılanıyor. Dünyanın gözü bu davada.
Devam edelim.
Akın Atalay, evinin salonuna parke döşetmiş.
O da parasını verirken yakalanmış. Parkeyi döşeyen adamın oğlu, bir gün Bursa’da acıkmış.
Karnını doyurmak için bir restorana girmiş. İşte suç delili orada ortaya çıkmış. O restoranın işletmecisi daha önce bir soruşturma geçirmesin mi?
Olay tarihi mi? 2011.
Bülent Utku, sen ne yapmışsın öyle?
Olayın içine çiğköfte ve balığı eklemişsin. Şimdi bütün esnaf tedirgin. Bu tarihi davaya nereden dahil olacağız diye bekliyor. Bütün müşterilerden sabıka kaydı istemeyi tartışıyorlardır, yok yok “vukuatlı sabıka kaydı” isteyelim diyenler daha fazla.
Cumhuriyet gazetesinin de yazarı olan Melih Cevdet Anday’ın bir şiiri vardı; Şinanay.
Sonradan şarkı yapılmıştı bu şiir. Sezen Aksu söylüyordu:
“Ada vapuru yandan çarklı/ Bayraklar donanmış cafcaflı/ Simitçi kahveci gazozcu”
Ben simitçi, kahveci, gazozcuyu çıkarıyorum:
“Pideciii, kaportacııı, parkeciii...”
Akılları zorlayan suçlamalardan biri de “Cumhuriyet’in tirajını düşürmüşsünüz”.
Madem savcılık makamı bu konuyla bu kadar ilgileniyor. Bir ihbarda bulunuyorum o halde.
Hani Cumhuriyet çalışanları için uydurduğunuz suç tarihleri var ya; 2011. İşte o tarihlerde AKP ile sıkı fıkı olan cemaatin gazetelerinden biri olan Zaman vardı.
Araları açılınca el konulup kayyım atanan gazete. İşte o gazeteye atanan kayyım ne yaptı biliyor musunuz?
Gazetenin 635 bin olan tirajını 10 günde 3 bine kadar düşürdü. Üstelik genel yayın yönetmeni olarak Akit gazetesinin haber müdürünü atamıştı. Neyse, ilişki ağını araştırmak size düşer. Nereden yemek ısmarlamışlar, arabalarını kime tamir ettirmişler, kimlerle konuşmuşlar, konuştukları kişilerin telefonlarında ByLock çıkmış mıdır, beş yaşındaki çocuklarının mal varlıkları var mıdır, ne maaş almışlardır? Ben bilemem.
İşte tirajı bu kadar net düşürülen o gazete OHAL kararnamesiyle kapatıldı da kayyım yargılanmaktan kurtuldu.
Ama Kanaltürk ve Bugün’de aynı şey olmadı. Ne oldu?
Kayyım atanan Koza İpek Holding bünyesindeki İpek Medya Grubu’nun faaliyetlerine “zarar” nedeniyle son verildi. Yani Kanaltürk ve Bugün kapatıldı, çalışanların iş akdi feshedildi.
Ne zaman mı?
Geçen sene.
Hani bir suç varsa diye vatandaşlık görevimi yerine getiriyorum. Çünkü Cumhuriyet yönetimini de gazeteyi zarar ettirmekle suçluyorsunuz ya.
Şinanay da yavrum şina şina şinanay...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları