Ayşe Yıldırım

Kızının eteği, babayı örgüt üyesi yaptı

22 Ekim 2015 Perşembe

Kuafördeki işi biten gelin, damadı bekliyordu. Tıraşını olmuş, damatlıklarını giymiş, etrafına gülücükler saçan heyecanlı genç adam kuaföre varmak üzereydi ki arabasının önü polisler tarafından kesildi. Hakkında “ihbar” vardı. Şaşkın damat ne olduğunu anlamaya çalıştı. Polisler, gözaltına alacaklarını söylediler. Terör örgütü propagandası yapmakla suçluyorlardı. Suç unsuru da arabasının üzerindeki süslemelerdi: Sarı, kırmızı, yeşil süsler. Damadın ifadesi alındı, para cezası kesildi.
12 gün sonra... Bu kez gelin konvoyu çarşıda tur atıyordu. Zılgıtlar, türküler, korna sesleri... Polis konvoyu durdurdu. Gelin arabasının arkasındaki araçta oturan iki kişiyi indirdi. Birisinin elinde halay çekmek için tuttuğu sarı, kırmızı, yeşil renkli puşi vardı. Araçta da aynı renkte süslemeler. “Örgüt propagandası yapıyorsunuz” dedi polis. İkisi de karakola götürüldü, ifadeleri alındı. 800’er lira para cezası kesildi, arabalarına el konuldu.
Van Erciş’te bu ay meydana geldi bu iki olay da. Ama öğreniyoruz ki sadece damatların başına gelmemiş. Puşiler dosyalara delil olarak girmiş, renkler yüzünden birçok insana dava açılmış. Oysa yüzyıllardır düğün araçlarını Kürt halkının ulusal renkleriyle süslüyor, halaylarını aynı renkteki puşilerle çekiyorlardı. “Örgüt ile ilgisi yok” diyor Van Ercişliler, “Bu renkler bizim halkımızın renkleridir.”
Van Erciş’teki renk cezasının sadece bugüne özgü olmadığını, 78 yıldır aynı şeylerin yaşandığını öğreniyoruz. Van merkezde ya da diğer ilçelerde renklerin özgür olduğu dönemde bile onlar için durum değişmemiş. Bunun Emniyet Müdürü Murat Hoş’tan kaynaklandığı iddia ediliyor.

Suç delili etek dosyada
Bölgede rutin hale gelen gözaltı ve tutuklama furyasının 14 Ekim günkü durağı Erzurum’un Köprüköy ilçesiydi. DBP İlçe Eşbaşkanı Necati Yazıcı’nın evi basılıyor. Polisler çobanlık da yapan Yazıcı’nın evinde bir av tüfeği buluyor. Bir de örgüt üyesi olduğunu “ispatlayacak” en büyük delili ele geçiriyorlar: Küçük kızına ait yeşil, sarı, kırmızı renklerdeki etek ve aynı renklerdeki puşi.
Tutanak tutuluyor, tüfeğe ve “örgüt simgesi” sayılan eteğe “delil” olarak el konuluyor, Yazıcı karakola götürülüyor. Evde kimse yokken aileye ve avukatlara da haber verilmeden ikinci bir baskın yapılıyor eve. İlk aramada bulunamayan (!) bir keleş ile çok sayıda merminin “ele geçirildiği”ne dair ikinci bir tutanak tutuluyor. Ve dosyaya gizlilik kararı getiriliyor.
Yazıcı ile birlikte gözaltına alınan dört kişi hâkim karşısına çıkarılıyor. Yazıcı’nın avukatı Celal Zonguldak, “Ben savunma yapmayacağım hâkim bey” diyor, “Böyle bir operasyon her şeyiyle komik.”
Tüfeğin bölgede çobanlık yapan herkesin evinde olabileceğine dikkat çekiyor Zonguldak, “Eğer bildirilmemişse para cezası verilir o kadar” diyor.
Şu anda tutuklu Necati Yazıcı, günü bile belli olmayan duruşmasını bekliyor. Avukatı Celal Zonguldak ise bölgede yaşananlara isyan ediyor:
“Tutuklanan insanların tamamı DBP yöneticisi. Amaç bu insanların seçim çalışması yapmasını engellemek. Hak, hukuk diye bir şey kalmadı. Savcı, gözaltı sürelerini kafasına göre uzatıyor. Karakol komutanı bile ‘Biz de sıkıldık, yorulduk’ diyor. Düşünün sarı, kırmızı, yeşil renkteki puşiler, etekler buradaki bütün mağazalarda satılıyor. İlçe başkanı kızlarının giydiği etekten suçlu bulunuyor ve tutuklanıyor.”
Hatırlayın bir zamanlar bölgedeki bazı kentlerin trafik ışıklarındaki yeşil renk maviye çevrilmiş, böylece trafik ışıkları sarı, kırmızı ve mavi yapılarak “bölücülükten” arındırılmıştı. Bugün de Kürtlerin sadece hayatları karartılmıyor, “renkleri” de karartılmak isteniyor.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları