Tabandaki değişim isteği kurultay salonuna da yansıyordu. Ancak kulislere göre genel merkez yönetiminin eski ağır toplarının bir kısmı değişime direniyordu. Onların bu direnişinin etkisi midir bilinmez ama CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması bu “değişim” isteğini tam olarak karşılamıyordu.

Aslında “değişim karşıtı” olanlar il ve ilçe kongreleri sürecinde harekete geçmişti. Hatta eski genel başkan Deniz Baykal’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ofisinde ziyaret ederek il kongrelerine dair düşüncelerini söylediği iddia ediliyordu.

Kurultay salonunda konuşulan tek konu da buydu. CHP’nin yüzünü yeniden sola dönmesini, ezilenleri, ötekileri, Alevileri, Kürtleri yeniden kucaklamasını isteyenler ile parti yönetiminin eskisi gibi devam etmesini isteyenlerin görünmeyen savaşı yaşanıyordu. Öyle ki PM’ye girme ihtimali olan “sol”dan isimlere yönelik yıpratma politikaları anlatılıyordu. Onlardan biri de İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı’ydı. CHP içinde bir süredir Atatürk posterini indiren milletvekilini arayan “hafiye” partililer onun adını zikretmişti. Bu yöndeki sorulara yanıt vermeyi bile zul addeden Akatlı en son olarak çareyi delegelere “Hakkımda yalan haber yapanlar için hukuki işlem başlatacağım” mesajı atmakta bulmuştu.

Kurultay öncesi Ankara otellerinin lobilerindeki kulislerde de aynı şeyler konuşuluyordu. Değişim isteyen delege PM seçimine tüzükte de yer aldığı gibi çarşaf listeyle girilmesini istiyordu. Ancak gece yarısı genel merkez yöneticileri başta Ankara olmak üzere bazı il başkanlarını toplantıya çağırdı ve blok liste ile seçime gidilmesini istedi. “Genel Başkan’a istediği kişilerle çalışma şansını vermeliyiz” diyen gruptaki hâkim düşünce istenilen değişimin tüzük kurultayı sonrasına ertelenmesi: “Mart-nisan ayında yapılacak tüzük kurultayında hem tüzük hem program değişecek, PM sayısı da değişecek. Tüzük kurultayından sonra bir olağanüstü kurultaya gidilir ve sadece PM seçimi yenilenir.”

Ancak genel merkez yönetiminin tüm ısrarlarına rağmen örgütün büyük bölümü blok listeye ikna edilemedi. “Bu suça ortak olmayacağız” dedikleri için linç edilmek istenen akademisyenlere sahip çıkmayan anlayışı partiden uzaklaştırmak isteyenler yani değişimden yana olanlar ilk raundu kazandı.

İstenilen değişimin ne oranda olacağı ise bugün yapılacak seçimde belli olacak.

Değişim isteğinin temel unsurlarından birisi olan Kürt meselesi ise başka bahara ertelendi. Yüksek bir katılım gösteren yabancı misyon büyük bir merakla Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürt meselesine yönelik sözlerini bekledi. Ancak salondaki delegeler gibi yabancı misyon da bu konuda değişik ve yeni bir söz duyamadı. Bu konudaki tek yeni şey “Aşiti” (barış) yazılı afişti. O da bir indirildi, bir asıldı...