Ayşe Emel Mesci

Tarihsel oyun anonim midir?

03 Mart 2014 Pazartesi

TARİHSEL OYUN YAZMAK ZOR İŞTİR. EMEK İSTER, ÇALIŞMAK, OKUMAK, Ö ĞRENMEK İSTER

Tarihsel oyun yazarken sahnede işleyecek, didaktik olmadan sözünü söyleyecek, kendi iç ritmini sağlayacak metin oluşturmak çok zor bir iştir. İyi oyun yazarlarına ve “Kerbela” gibi oyunlara sahip çıkmak, emekleri harcattırmamak sadece tiyatrocuların görevi olmamalıdır.

Sanat doğası gereği etkilenmeye, esinlenmeye son derece açık olan, hatta büyük ölçüde bu özellikten beslenen bir insani etkinliktir. Bu, hem düşünsel düzlemde, hem de tek tek yapıtlar açısından geçerlidir.
Stanislavski ve Moskova Sanat Tiyatrosu akımının köklerinden biri 19. yüzyılın gerçekçi roman geleneğidir. Meyerhold’un ve “konvansiyon tiyatrosu”nun gerisinde sembolizmin, fütürizmin, “yeni dram” akımının etkileri sezilir.
Shakespeare, “Hamlet”, “Macbeth”, “III. Richard” vb birçok oyununu tarihsel olaylardan ve anlatılardan hareketle yazmıştır
Aynı şekilde yazarlar, metinler arasında dolaşmayı seviyorlarsa, öyle bir sanat anlayışına sahiplerse çeşitli oyunlardan, şiirlerden, metinlerden parçalar alıp bunu kendilerine özgü, kendilerine ait yeni bir dil ve yeni bir kurgu içinde, yeni bir şey söylemek adına kullanmaları yadırganamaz, en azından günümüzde artık yadırganmıyor.
(Ama sadece ticari amaçlarla başkalarının metinlerine, kurgularına, müziklerine, vb el atanları; özgün bir yapıt ortaya koyma becerisine sahip değilken bin dereden su getirerek, konumlarının ve ilişkilerinin arkasına saklanarak, çalıştıkları kurumları -her nasıl beceriyorlarsa- kullanarak özgün yapıt sahibi diye caka satanları haliyle bu kategoriye dahil etmemek gerekiyor.)

Kerbela
Bu parantezi şimdilik kaydıyla kapattıktan sonra, bu bağlamda kafamı bir süredir kurcalayan bir konuyu da tartışmak, sizlerle paylaşmak istiyorum.
Tarihsel drama dediğimiz yapıt türüne anonim yapıt muamelesi yapılabilir mi? Örneğin, Ali Berktay’ın 1996’da yazdığı, yazıldığı yıl Bakırköy Belediyesi tarafından düzenlenen Yunus Emre Özgün Oyun yarışmasında büyük ödüle layık görü- Tarihsel oyun anonim midir? len, 2009-2010 sezonunda tarafımdan Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahneye konan ve 5 sezondur oynayan “Kerbela” adlı oyun, anlattığı tarihsel konudan hareketle anonim bir yapıt olarak değerlendirilebilir mi
“Kerbela vakası” diye bilinen olay, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hüseyin’in, ailesinin ve yakınlarının Kerbela denilen yerde Muaviye’nin oğlu Yezid’in askerleri tarafından biata zorlanmak üzere yollarının kesilip susuz bırakılmaları ve sonunda da katledilmeleridir. İslam tarihinde yaşanmış belki de en büyük trajedidir bu. Yüzyıllardır bu tarihsel olay çevresinde sayısız metin yazılmış, taziyeler sahnelenmiş, nefesler okunmuş, kasideler kaleme alınmıştır. Modern edebiyatta da bu olay birçok kez ele alınmış, tarihsel açıdan olduğu gibi, edebi açıdan da işlenmiştir. Ama modern Türk tiyatrosunda benim bilebildiğim kadarıyla konuyu ilk kez bu çapta işleyen yapıt, Ali Berktay’ın “Kerbela”sıdır ve zaten seyirciden de hak ettiği ilgi ve beğeniyi görmüştür.
Şimdi, Berktay’ın özgün kurgusu tiyatroda veya başka bir sahne sanatında kendisinden habersiz olarak alınıp kullanılacak olsa, Kerbela trajedisinin herkes tarafından bilinen bir tarihsel olay olmasından hareketle, “Bu zaten anonim bir konudur, herkes tarafından işlenebilir” gerekçesinin ardına sığınılabilir mi?

Çile çekmek
Ali Berktay, bu oyunu yazmak için yaklaşık 1.5 yıl hazırlık yaptı, konunun uzmanlarından bilgi derledi, Sevgili Metin And Hoca ile, onun aracılığıyla Paris’te ziyaret ettiği eski Şiraz Festivali yöneticisi Faruk Gaffari ile, Alevi toplumunun değerli kanaat önderleriyle, dedelerle uzun konuşmalar yaptı. Konuyla ilgili yazılmış Türkçe, İngilizce, Fransızca kaynakların yanı sıra bulabildiği her taziye metnini okudu, kısacası bu yolda çile çekti. Ve dilini bu konudaki geleneksel deyişlerle modern bir şiirsel dil arasına, özgün kurgusunu da “taziye” ile Shakespeare trajedisi arasında bir yere yerleştirmek konusunda bilinçli tercihler yaptı. Sonunda öyle dizeler çıktı ki ortaya, akıllarda kaldı, “Ölmek, yenilmek değildir” gibi… Tarihsel oyun yazmak zor iştir. Emek ister, çalışmak, okumak, öğrenmek ister.
Tarihsel oyun yazarken sahnede
işleyecek, didaktik olmadan sözünü söyleyecek, kendi iç ritmini sağlayacak metin oluşturmak çok daha zor bir iştir. İyi oyun yazarlarına ve “Kerbela” gibi oyunlara sahip çıkmak, emekleri harcattırmamak sadece tiyatrocuların görevi olmamalıdır.
Böyle bir oyunun sahnelenmesi, koreografisi, müziği, dekoru, kostümü, ışığı için harcanan emek ve yıllardır oyunu var eden oyuncuların alınteri de ayrı bir fasıl oluşturuyor elbette.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları