Babam Muammer Mesci, gençliğinde Moda’dan denize girdiği bir gün ansızın önünde belirip bir insan gibi kendisini seyreden fokla nasıl bakıştıklarını, sonra o suya dalıp kaybolunca nasıl hızla sahile yüzdüğünü anlatırdı. Evet, bir zamanlar İstanbul’un hemen her yerinden denize girilir, hatta denizde foklarla karşılaşılabilirdi.

Ama tarihte foklarının bolluğuyla ün salmış, adını bile bu sevimli canlılardan aldığı belirtilen asıl yerleşim, Ege’de, İzmir’in biraz kuzeyinde yer alan ve “Yeni Foça” kurulduğundan beri “Eski Foça” diye anılmaya başlayan ilçemizdir. Antik tarihte Phokaia adıyla bilinen ve çeşitli göçlerin, savaşların, acıların yanı sıra farklı kavimler arasında ilginç ortakyaşam ve barış örneklerine de sahne olan Foça, tarih boyunca defalarca batıp yeniden kurulmuş, deyim yerindeyse birkaç kez küllerinden doğmuş.

15. TÜRKİYE TİYATRO BULUŞMASI

Bu yıl 15. Türkiye Tiyatro Buluşması Foça’da düzenlendi. Pandemide ara verilen buluşmalar geçen yıl Efes Selçuk’ta yeniden başlamıştı, bu yıl da 15-19 Ağustos tarihleri arasında İzmir’in bu şirin ve Anadolu’nun bilinen en eski taş tiyatrosuna sahip ilçesinde devam etti.

Buluşmada her zamanki gibi genç sanatçıları ve sanatçı adaylarını akademisyenlerle, tecrübeli tiyatrocularla, hocalarla bir araya getiren atölyelerin yanı sıra söyleşiler düzenlendi, çeşitli oyunlar sahnelendi. 

Benim “Tiyatro Antropolojisi” başlığıyla düzenlediğim atölyenin yanı sıra, Hamit Demir, Tülin Sağlam, Burak Özbaykuş, Yiğit Arı, Yaşar Gündem gibi değerli isimler de Kumburnu Plajı’nda kurulan kampta çeşitli atölyeler düzenlediler. 

Artık “Foçalı” diyebileceğimiz sevgili Ataol Behramoğlu, Orhan Aydın, Işıl Özgentürk, Temel Demirer, Sibel Özbudun, Nazif Uslu, Onur Atacan, Kerem Yalçın, Levent Üzümcü ve Cengiz Toraman muhteşem bir mekân olan Foça Kalesi’nde düzenlenen söyleşilerle, Haluk Çetin ve Pelin Patu da şiir-müzik dinletisiyle sanatseverlerle buluştular.

Yenikapı Tiyatrosu’ndan Peter Weiss’ın yazdığı, Orçun ve Nazlı Masatçı tarafından sahneye konan, Nazlı Masatçı, Medine Çam ve Mehmet Küçükgünaydın’ın oynadığı “İsyan” (“Can Yücel”cesi “Salozun Mavalı”) Toprak Sahne’den Onur Çatal’ın yazdığı, Yiğit Kocabıyık’ın yönettiği, Serkan Baştürk’ün oynadığı “Merak Etmeyin Anlatmadan Atlamayacağım”; atölyede özveriyle asistanlığımı da üstlenen Özgün Aytar’ın mükemmel pandomim gösterisi ve Levent Üzümcü Tiyatrosu’ndan Cengiz Toraman’ın yazıp yönettiği, bu defa Levent Üzümcü ve Cengiz Toraman’ın birlikte oynadığı “Anlatılan Senin Hikâyendir” 15. Türkiye Tiyatro Buluşması’nda izleyebildiğim oyunlardı.

Tiyatronun ve genelde sanatın insanları nasıl tanıştırdığını, yaklaştırdığını, özgürleştirdiğini bir kez daha deneyimledik Foça’da. Farklı kuşakların buluşması da her zamanki gibi yeni pencereler açtı. Bu arada, belediyenin bir gece bir sahil tesisinde düzenlediği yemekte az kalsın yaban domuzlarıyla da buluşuyorduk ama neyse ki onlar söyleşimize katılmak konusunda çok istekli davranmadılar!

Bu yıl, Seferihisar döneminden beri Tiyatro Buluşmaları’nı hep desteklemiş İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e de tiyatroya yaptığı tüm katkılar nedeniyle onur ödülü verildi.

FOÇA BELEDİYESİ

Foça Belediyesi’nin çok genç, içten ve halkın içinden gelen, öyle de davranan, belediyeciliği halka hizmet olarak gören bir başkanı var: Fatih Gürbüz. En son işi olan itfaiyecilikten istifa ederek belediye başkan adayı olmuş ve kazanmış. Türkiye’nin içinden geçtiği bu anormal baskı döneminde Foça’da soluma şansı bulduğumuz özgür ve sanat dolu atmosferde onun ve özverili çalışma arkadaşlarının büyük payı vardı.

Bütün güzelliklerin yanı sıra, bu yılki katılımın geçen yıllara göre daha düşük olduğunu belirtmeliyim; bu da adeta zorla içine sokulduğumuz ekonomik kaosun doğrudan yansımasıydı. Türkiye Tiyatro Buluşması’nı düzenleyenlerin ve destek veren belediyelerin, özellikle genç öğrenci katılımcılar için, bu güzel buluşmayı onların bütçelerini zorlayan bir külfet haline getirmeyecek çareler üretmeleri gerekiyor.